Home / News / HABER / DÜNYA / Bilinen dünya düzeninin sonu mu?: Covid-19 krizi toplumların çöküşünde domino etkisi mi yaratacak?

Bilinen dünya düzeninin sonu mu?: Covid-19 krizi toplumların çöküşünde domino etkisi mi yaratacak?

Yeni tip koronavirüsün (SARS-CoV-2) neden olduğu Covid-19 salgını küresel ekonomiyi tehdit etmeye başladığından beri sıklıkla tekrar edilen bir cümle var: “Dünya asla eskisi gibi olmayacak”

Birçokları için Covid-19 etkisi, medeniyetin ne kadar kırılgan temeller üzerine kurulu olduğunu gösterdi.

Covid-19 krizi, bildiğimiz anlamda toplumun muhtemel çöküşü üzerine uyarıda bulunanların benimsediği kolapsoloji (collapsology) hareketine zemin kazandırdı.

İklim krizi fosil yakıtlara dayalı ekonomik ve toplumsal modelin ne derece sürdürülemez olduğunu ortaya koyarken, medeniyetin çöküşünden bahsedenler mevcut sistemin kıyameti hızlandırmasından korkuyor.

Teori ilk olarak Fransa’daki Momentum Enstitüsü’nde ortaya atıldı ve 2015’te “Her Şey Nasıl Çökebilir?” (How Everything Can Collapse) isimli kitapla popüler hale geldi.

Eski Fransız Çevre Bakanı Yves Cochet gibi kolapsoloji hareketi destekçilerinden bazılarına göre, koronavirüs krizi yaklaşmakta olan felaketin bir başka işareti.

Virüsün domino etkisi

Yeşiller Partisi kurucusu matematikçi Cochet, koronavirüsün bir domino etkisi için katalizör olup olmadığını söylemekte henüz tereddüt ediyor ve “Çok geç olduğunu söylemek için henüz çok erken” diyor.

“Çöküşten Önce” (Before the Collapse) kitabının yazarı Cochet, koronavirüsün beklenenden çok daha ciddi bir ekonomik krize neden olacağına inanıyor.

Paris 8 Üviveristesi’nden Profesör Yves Citton ise şu an yaşananların bir dizi zayıflığın belirtisi olduğu uyarısında bulunuyor.

AFP’ye konuşan Citton, “Bu dünyanın sonu değil ancak halihazırda harekete geçmiş bir şey hakkında bir uyarı: Başlamış bir çöküş serisi” ifadelerini kullanıyor.

Ekonomiyi karbondan arındırmayı amaçlayan Shift Projesi Başkanı Jean-Marc Jancovici’ye göreyse geçiş yavaş olabilir ancak virüsle birlikte küçük bir adım atıldı ve artık geri dönüş yok.

“Her Şey Nasıl Çökebilir?” kitabının yazarlarından ekolojist ve ziraat mühendisi Pablo Servigne ise diğerlerinden daha sert bir tavır sergiliyor. Servigne, “Tarihin ve kıyametin atlılarının verdiği ders, salgın hastalık, savaş ve açlığın birbirini art arda takip etme eğiliminde olmasıdır. Şu an savaş, çatışma ve açlık gibi bir başka şoka neden olacak bir salgınımız var” uyarısı yapıyor.

Değişim için bir şans daha var

Sosyolog ve Filozof Bruno Latour, Covid-19 krizinin bize neoliberal kapitalizmin alternatiflerini düşünmek için bir şans verdiğini söylüyor. Latour bloğunda yazdığı yazıda, dünyanın koronavirüs krizinden sonra her şeyin önceden olduğu gibi devam etmeyeceğinden emin olması gerektiğini belirtiyor.

Latour ayrıca, başka bir platformda yazdığı yazıda, virüsün “Şimdiye kadar herkesin uyarlamanın ve yavaşlatmanın imkansız olduğunu söylediği küresel ekonomik sistemi birkaç hafta boyunca askıya almanın mümkün olduğunu” gösterdiğini ifade ediyor.

Servigne de bardağın dolu tarafını görebiliyor ve Covid-19 krizini trende alarm düğmesine basan birine benzetiyor. Servigne, devletlerin uzun süredir tabu olan toplumsal ve ekonomik politikalara artık müdahale ettiğini söylüyor. Servigne, çılgınlığımızı durdurduğumuzda doğanın verdiği tepkiden ilham aldığını belirtiyor.

Jancovici’nin bakış açısıyla virüsün yarattığı kriz çevre açısından da olumlu sonuçlar çıkmasını sağlayabilir. Jancovici, bu değişim şansını karbona dayalı olmayan bir sisteme ilerlemek için kullanmak zorunda olduğumuzu söylüyor. Bununla birlikte Jancovici, kriz sonrası yürürlüğe girecek ekonomik kurtarma planlarının mümkün olduğunca çevre dostu olması gerektiğini savunuyor.

Jancovici, işleri kurtarmak için akla gelecek tek planın eskisi gibi devam etmek olmasından korkuyor.

Citton ise her şeyin sadece hükümetlere bağlı olmadığını belirtiyor. Eğer kısıtlamalar sona erdikten sonra insanların yapacağı ilk şey tatil için uçak rezervasyonu yapmak olursa kendi kaderimizi mühürlemeye hazır olmalıyız diyor Citton.

Ajanslar

Ayrıca...

Kar: Ruhani değil siyasi halifelik

Yıllardır halifeliği savunan Hizbu’t Tahrir’in Türkiye Medya Sorumlusu Mahmut Kar, Hilafetin ruhani değil siyasi olarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir