MÜLK EDİNME YOLLARI
Mal, servet edinilebilen
her şeydir. Onun mülk edilmesi yollarından kasıt, daha önce sahip
olunmayan bir malın mülkiyetinin bir şahsa verilmesini sağlayan
yoldur. Bütün çeşitleriyle mübadele, mülk edinme şekli olmayıp
ancak “ayn”ların mülk edinme yollarındandır. Zira mübadele
belli bir miktar mal karşılığında başka bir maldan belli bir
miktarı mülk edinmektir. Mal, esasında mülk edinilmiş olan şey
olduğundan mübadele de ancak malın “ayn”ları ile olur. Aynı
şekilde ticaret kazancı, ev kirası, ziraat geliri vb. gibi malın
çoğaltılması mülk edinme yollarına dahil değildir.
Zira bunlar her ne kadar mal
kapsamında yeni malların oluşmasına neden olmuşsa da, bu
fazlalık başka bir maldan kaynaklandığı için mülk edinme yollarından
değil de ancak malın çoğalmasının yollarındandır. Asıl konu,
malı hiç yoktan ortaya çıkararak mülk edinmektir. Yani ilk kez
mala ulaşmaktır. Mal edinme araçları ile malı çoğaltma veya
geliştirme araçları arasındaki fark şudur: Mülk edinme ilk
olarak malı elde etme yani malın aslına ulaşma iken, malın çoğaltılması
ve geliştirilmesi ise daha önce mülk edinilmiş olan malın
mevcudunun artırılmasıdır.
Şeriat gerek mülk edime ve
gerekse mülkün çoğaltılmasıyla ilgili bir takım hükümler
getirmiştir. Alış-veriş ve kira ile ilgili hükümler malın çoğaltılması
ile; av ve ortaklıklar gibi konulardaki hükümler ise mülk edinme
ile ilgili hükümlerdir. Mülkün geliştirilme araçları, mal
edinme yollarından biriyle sahip olduğu malın aslını çoğaltma
usulüdür.
Mülk edinmenin, şari'nin
belirli nedenler çerçevesinde koyduğu bir takım
sınırlandırıcı şer’i hükümleri vardır. Kanun koyucunun bir
malın mülk edinilmesinde kullanılacak araçlar hakkında
belirlediği sınırları aşmak caiz değildir. Yukarıda mülkiyet
tanımında kullanılan "ayn” (malın kendisi) ve faydası
ile belirli şer’i kanunlarla tamamlanan şeylerdir"
ifadesinden mülk edinmenin mutlak surette kanun koyucunun izin verdiği
araçlarla olması gerekir sonucu çıkar. Yani şer’i hüküm varsa
bir mal için mülkiyet vardır. Yoksa malı bilfiil birileri elinde
bulundursa dahi mülkiyet gerçekleşmez. Mülkiyet ancak hüküm
koyucunun izin vermiş olduğu şer’i bir hükümle mal edinmeden doğar.
Şeriat, mülk edinme araçlarını,
belirli durumlarla sınırlandırmış ve onları çeşitli
uygulamaları da kapsayacak genellikte belli başlıklar altında açıklamıştır.
Bu araçlar belirli külli illetlerle illetlendirilmediğinden başka
külli kıyaslar yapılmaz. Yani bir takım yeni ihtiyaçların
uygulamada tatmini için yeni mallara gereksinim vardır. Bu,
ilişkiler sistemi ile değil sorunun kaynaklandığı alanla
ilişkilidir. Buna göre çeşitli yeni ihtiyaçların uygulamada
ortaya çıkması nedeni ile bunları karşılayacak mal ve
hizmetlerin belirli şartlar için tanımlanmaları gerekir. Burada;
özel mülkiyetin, onun sorumsuzca kullanılması sonucunda ortaya çıkacak
olumsuzluklardan toplumu korumak için yaratılışın özü ile
uyumlu bir şekilde sınırlandırılması, gereklidir. Evliliğin
nevi içgüdüsünün, ibadetlerin dindarlık içgüdüsünün
göstergesinden olması gibi özel mülkiyet de beka içgüdüsünün
göstergesindendir. İşte bu tezahürler, karşılanması ve doyuma
ulaştırılması gereken anlarda tümden serbest bırakılırsa, bu
durum insanı kargaşaya ızdıraba ve anormal bir doyuma götürür.
Bundan dolayı insanın mala ulaşmasını nitel yönden sınırlandırarak
mal aracılığı ile ümmetin üzerinde bir azınlık hakimiyeti
oluşmasın ve belirli bazı ihtiyaçların giderilmesinde çoğunluk
mahrum bırakılmasın. Bütün çaba ve enerji mal uğruna
harcanmasın. Zira insan bu durumda hayatın tadını ve lezzetini
kaybeder. Mal insanların çoğunun ulaşmayacağı şekilde kasa ve
mahzenlere saklanır hale gelir. Bu nedenle mülk edinme araçlarının
sınırlandırılması muhakkak gereklidir.
Malın özel mülkiyete katılabilme
durumu için şer’i hükümler incelendiğinde mal edinebilme şu
beş araçla sınırlanmıştır.
a-
Çalışmak
b- Miras
c-
Devletin hazinesinde vatandaşına vermesi
e-
Karşılığında herhangi bir çaba harcamadan elde edilen mallar.
|