ARAÇ-GEREÇLER ÜZERİNDE DÜŞÜNME
"Araç-gereçler
hakkında düşünme",
üslûplar üzerinde akıl yürütmekle aynı olup onunla iç içedir.
Araç-gereçler hakkında düşünme, eylemlere girişmek üzere
kullanılan maddi araçları ifade eder. Üslûpları çözmek,
üslûplar hakkında fikir yürütmekten ibaret olsa da, çözüme
götüren araçlar kullanılmadığı takdirde bu üslûpların hiç
bir değeri yoktur. Gerçi araç-gereçler düşünme yoluyla algılanırlar,
ancak herhangi bir aracı tanımak için en önemli unsur tecrübedir.
Bu nedenle kullanacağı üslûbu düşünen kişi, kullanacağı araç-gereçleri
de düşünmek zorundadır. Aksi takdirde araçlarla takviye edilmeyen
üslûplardan bir sonuç elde edilemez. Çünkü araçlar, üslûpları
elde etmenin temel parçalarıdır. Örneğin; düşmana karşı
savaş taktiğinin, planının yapılması, bir üslûbun
çizilmesidir. Her ne kadar yapılan işlem bir plan çizmek olsa da
bir üslûptur. Söz konusu plan yüzde yüz doğru çizilse dahi, düşmanın
elindeki silahtan daha güçlü bir silah kullanılmıyorsa, bu
kesinlikle başarısız bir plandır. Düşman askerlerinden daha güçlü
veya onların iki katı sayıyla savaşa girilse bile, bu plan
başarısızlığa uğramaktan kurtulamaz. İşte burada ortaya
konulan plan, bir üslûptur. Asker ve silah ise bu planın
uygulanması için birer araçtır. Bu nedenle üslûpları düşünürken
araçlar göz ardı edilirse veya eldeki araçlar işlenen üslûbu
uygulayacak tarzda olmazsa, kişinin üslûp hakkında kafa
yormasının bir değeri yoktur. Çünkü araçlar, ancak üslûpla
birlikte göz önünde bulundurulduklarında ve izlenen üslûbu
uygulamaya müsait olduklarında sonuç verebilirler. Bu açıdan
üslûplar hakkında düşünmeden araçlar hakkında düşünmeksizin
doğru olmadığı gibi, aynı şekilde araçlara ilişkin düşünme
eyleminin izlenen üslûbun ışığında yürümemesi de doğru
değildir.
Şunu da belirtmek
gerekir ki, üslûplar zaman zaman düşünen kişinin gözünden
kaçabilir. Fakat düşünen kişi araçları kolay kolay algılamaz.
Çünkü üslûplar hakkında sadece düşünmek, bir karar vermek
için yeterlidir. Fakat araçlar hakkında sadece düşünmek yetmez.
Araçlar hakkında düşünmenin yanı sıra, bu araçları denemeye
tabi tutmak da gerekir. Çünkü aracın sağlıklı olup olmadığı
ve kullanılan üslûp türüne uygun olup olmadığı ancak denemeyle
anlaşılabilir. Buna örnek olarak sanayileşmemiş ülkeler
verilebilir. Sanayileşmemiş ülkeler, silah ihtiyaçlarını
sanayileşmiş ülkelerden karşılarlar. Onların satın almış
oldukları bu silahların eğitimini yine sanayileşmiş ülkelerin
askeri uzmanları üstlenir. Bunlar, sanayileşmemiş ülkelerin
orduları tarafından denenmiş, tescil edilmiş silahlar değildir.
Dolayısıyla söz konusu ülkeler ne kadar plan-proje yaparlarsa yapsınlar,
yaptıkları plan tarzına uygun araç ve gereçleri tayin etmiş
olmazlar. Gerçi bu ülkelerin silahlı kuvvetleri askeri
eğitimlerini sanayileşmiş ülkelerden sağlarlar, ancak askeri
eğitim, planlama ve benzeri askeri konular, birer üslûptur. Bu
üslûpları ortaya koymak için düşünmek yeterlidir. Araçlarda
ise sadece düşünmek yetmez. Düşünmenin yanı sıra bir de bu araçları
denemeye tabi tutmak gerekir.
Bir doktrini halka veya
ümmete yaymak amacıyla bir oluşum veya parti kurmak ve bu doktrini
iktidarı ele geçirme amacıyla uygulama hedefini ele alalım. Söz
konusu oluşum veya partiye sadece bilim adamları ya da toplumda
belli bir ağırlığı olan kişiler üye olsalar ve kendilerini bu
yola adasalar, hedeflerini gerçekleştirmeleri mümkün değildir.
Çünkü bilim adamları partinin doktrinini yaymada başarılı
olsalar bile, iktidarı yüklenmede başarılı olamazlar. Aynı
şekilde toplumda belli bir ağırlığı olan kimseler iktidarı yüklenmede
başarılı olsalar bile partinin doktrinini yaymada başarısız
olurlar. Bu iki gruptan her hangi birinin veya her iki grubun partide
çoğunluğa sahip olması, partinin ömrünü kısaltacak, hedefine
ulaşmada engel teşkil edecek ve yok olana kadar partinin erimesine
neden olacaktır. Çünkü bu araçlar -yani bilim adamları ve
toplumda belli bir ağırlığı olan kişiler- teori yoluyla
uygulamaya konmuş düşüncelerdir. Halbuki teorinin yanında bir de
pratik, yani tecrübe gerekiyordu. Parti kurmaya ilişkin tarihsel gerçekler
de, araçları kullanırken, teorinin yanında pratiğin de düşünülmüş
olduğunu göstermektedir. Bu konuda tarihsel gerçekleri göz
önünde bulundurarak gerçeklere uygun araçlar kullanmak ve
araçlara uygun üslûplar ortaya çıkarmak verimli bir eylem
olacaktır. Tarihsel gerçekler belli bir düşünce üzerinde kurulan
bir oluşumun, düşüncelerini yayıp onları uygulamaya geçirmek
üzere iktidar olabilmesi için fertlerden çok halka veya ümmete
yönelmenin zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu oluşum,
ortaya attığı düşünceyi benimseyen herkesi kabul etmeli, eğitim
seviyesi ve konumuna bakmadan halktan veya ümmetten bir fert olarak
ona kucak açmalıdır. İşte oluşum veya partinin başarılı
olması ve hedefini gerçekleştirmesi ancak bu şekilde garanti
altına alınabilir.
O halde araçlar,
üslûp düşüncesinden soyutlanmış olarak ele alınıp denemeye
tabi tutulmadığında kişiyi yanılgıya götürebilir. Bu nedenle
üslûpları düşünmenin yanında araçlar hakkında da fikir yürütmek
gerekir. Bunun yanında araçlardan başarılı bir sonuç almak ve
belirlenen hedefleri gerçekleştirmek için bu araçların denemeye
tabi tutulması şarttır. Başka bir ifadeyle, araçları kullanan
üslûpların verimli olması için bu işlem kaçınılmazdır.
|