BATI ÜLKELERİNE HİCRET ETMEK (GÖÇ)


BATININ GÖÇ POLİTİKASI

 

Batının üzerine hadaret gökdelenini oturttuğu, toplumu onun esaslarına göre bina ettiği kendine özel mefhum, kanaat ve ölçüleri vardır.  Buna karşılık aynı şekilde göçmenlerin de kendilerine özel benimsedikleri veya onlara göre hareket ettikleri mefhum,  kanaat ve ölçüleri vardır.  İşte, inkârı mümkün olmayan bu vakıayı herkes idrak eder.  Dolayısıyla hem çatışma ve çarpışmaya engel olmak için, hem toplumda istikrarı sürekli kılmak için, hem de ona dâhil olan yabancı azınlıkların kabulü için bu gerçekle yaşamak nasıl mümkün olabilir ki?

Göçmenlere ilişkin politikayı sınırlandıran bu soruya cevap vermek için Batı vakıayı dar bir bakış çerçevesi içerisinde etüt etmiştir. Dikkat ediniz o vakıa da;  karşılıklı kültür alış verişi veya kültürel etkileşimdir.  

 

Kültürel etkileşim veya karşılıklı kültür alış veriş:   Bir toplumun başka bir toplumla veya birbiriyle farklı kültürün iletişiminden meydana gelen sosyo-kültürel dönüşüm ameliyesidir.  Bu ameliyenin üç şekli vardır:

 

1- İzolasyon: Değişik topluluklar arasını ayırmak ve onlarla diğer farklı topluluklar arasında sosyal, kültürel ve ekonomik barikatlar ikame etmektir.

 

2- Entegrasyon: Entegrasyon denilince; değişik topluluklar arasındaki etkileşim kastedilir. Nihayet onlar arasındaki şekillenme tamamlanıncaya kadar her bir topluluk diğerinden bir şeyler alırlar.

    

3- Asimilasyon: -Veya bazen tamamen benzeşme ya da tamamen kaplama olarak adlandırılır.- bundan kasıt; herhangi bir topluluğun öyle ki,  kendine özel nitelikleri ve zati değerleri kaybederek, başka bir topluluk içerisinde tamamen ve bütünsel olarak şekillenmesi ve erimesidir.

 

Batı, göçmenlerle olan politikasını sınırlandırmak için ulaştığı üç esas bunlardır.  Biz bunlardan konu olarak entegrasyonu/uyumu seçtik.