Þer'i Hükümlerde Hadisin Delil Sayýlmasý


Akidede delilin, sýhhati kesinleþmiþ yakin delil olmasý gerekir. Bu nedenle Ahad Haber rivayet ve dirayet yönünden Sahih Hadis olsa bile akidede delil olmaya elveriþli deðildir.

Þer’î hükümlerde ise delilin zanni olmasý yeterlidir. Bunun için Mütevatir Hadis Þer’î hükümlerde delil olarak kullanýlabildiði gibi Ahad Haber de Þer’î hükümlerde delil olarak kullanýlabilir. Ancak Þer’î hükümlerde delil olarak kullanýlacak Ahad Haberin Sahih ve Hasen Hadis olmasý gerekir. Zayýf Hadis ise kesinlikle Þer’î hükümlerde delil olarak kullanýlamaz. Zayýf Hadisle delil getiren kimse Þer’î delille delil getirmiþ sayýlmaz.

Ancak bir Hadisin, Sahih ve Hasen olarak sayýlabilmesi, bütün muhaddislerce/hadis alimlerince kabul görmesine göre deðil, Hadisi tanýyabilme ehliyetine sahip olan ve onunla delil getiren kimseye göre gerçekleþir. Bazý muhaddislerce güvenilir sayýlan raviler baþka muhaddislerce güvenilir kabul edilmemekte veya bazýlarýnca maruf sayýlan raviler birtakým muhaddislerce Meçhul sayýlabilmektedir. Yine bir yoldan Sahih kabul edilen bir Hadis bir baþka yoldan Sahih görülmemektedir. Bazýlarýnca Sahih kabul edilen bir rivayet yolu bazýlarýnca ise Sahih kabul edilmemektedir. Bazý muhaddislerin itibar etmedikleri ve itiraz ettikleri Hadisler baþka muhaddisler tarafýndan itibar görmüþ ve onunla delil getirmiþlerdir. Bazý Hadisçiler tarafýndan itiraz edildiði halde fakihlerin geneli tarafýndan kabul edilen ve delil getiren Hadisler vardýr.

Dolayýsýyla bir görüþe veya bütün görüþlere göre bir Hadisi “Sahih” veya “Hasen” olarak kabule insanlarý zorlamak yanlýþ bir zorlamadýr ve Hadis vakýasýna da muhaliftir. Sýhhatine bakmadan bir Hadisi hemen kabul etmek caiz olmadýðý gibi yalnýzca muhaddislerden birinin ravisini kötülemesiyle bir Hadisi reddetmek ve hemen itiraz etmek de caiz deðildir. Çünkü bir baþka raviye göre o Hadisin makbul olma ihtimali vardýr veya yalnýzca muhaddislerden birisi onu reddetmiþtir. Bir baþka muhaddisin onu kabul etme ihtimali olduðu gibi muhaddislerin tamamýnýn reddetmiþ olma ihtimali de vardýr. Yine imamlarýn ve fakihlerin genelinin onunla delil getirme ihtimali de vardýr.

Ravinin herkes tarafýndan kötülendiði bilinmedikçe veya Hadis herkes tarafýndan reddedilmedikçe veya Hadis dirayetinde ehliyeti olmayan fakihlerin dýþýnda hiçbir fakih onunla delil getirmedikçe hemen bir Hadisin reddine giriþmemek gerekir.

Ancak daha önce yukarýda saydýðýmýz bazý þartlar görülürse bir Hadise itiraz edilir ve reddolunur. Bir Hadisi kötülemeye ve reddetmeye yönelmeden önce Hadis hakkýnda iyice düþünmek inceleyip araþtýrmak gerekir. Hadisleri ve ravileri inceleyen kimse bu konuda muhaddisler arasýnda birçok ihtilafýn var olduðunu ve gerçekten de bunun örneklerinin çok olduðunu görür.

Örneðin Ebu Davud, Amr b. Þuayb'dan onun babasýndan onun da dedesinden þu Hadisi rivayet eder: Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem þöyle dedi:

الْمُسْلِمُونَ تَتَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ يَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ وَيُجِيرُ عَلَيْهِمْ أَقْصَاهُمْ وَهُمْ يَدٌ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ يَرُدُّ مُشِدُّهُمْ عَلَى مُضْعِفِهِمْ وَمُتَسَرِّيهِمْ عَلَى قَاعِدِهِمْ      "Müslümanlar kanlarýnda eþittirler. En yakýný onun hukukunu korumaya koþar. En uzaðý onlara yardým eder. Onlar kendilerinden baþkalarýna karþý bir el gibidirler. Güçlüleri zayýflarýný korurlar. Yürüyenleri oturanlarýna yardým ederler."[1]

Bu Hadisin ravisi Amr b. Þuayb'dýr. Amr b. Þuayb'ýn, babasý ve dedesi hakkýnda söylenen meþhur sözler (dedikodular) vardýr. Buna raðmen birçoklarý Amr b. Þuayb'ýn Hadisi ile delil getirmiþken bazýlarý ise onu reddetmiþlerdir.

Tirmizi þöyle dedi: Muhammed b. Ýsmail dedi ki: Ahmet, Ýshak ve bunlarýn dýþýnda bazý kimselerin Amr b. Þuayb'ýn Hadisi ile delil getirdiklerini gördüm. Hâlbuki Þuayb b. Muhammed, Abdullah  b. Ömer'den iþitti dedi.

Ebu Ýsa ise þöyle dedi: "Kim Amr b. Þuayb hakkýnda konuþuyorsa onu zayýflatmýþtýr. Çünkü o dedesinin sahifesinde okuyor. Sanki onlar, bu Hadisleri onun dedesinden iþitmediðini gördüler."

Ali b. Abdullah el-Medini þöyle dedi: "Yahya b. Said dedi ki; Bize göre Amr b. Þuayb'ýn Hadisi zayýftýr. Fakat herhangi bir kimse Þer’î bir hükme Amr b. Þuayb'ýn Hadisi ile delil getirirse onun delili Þer’î delil sayýlýr. Çünkü bazý muhaddislerce Amr b. Þuayb'ýn Hadisi ile delil getirilir."

Örneðin Darekutni Hasan'dan Ubade'den Enes b. Malik'den naklettiði bir Hadiste Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem þöyle demektedir:

ما وزن مثل بمثل إذا كان نوعاً وأحداً وما كيل فمثل ذلك فإذا أختلف النوعان فلا بأس به  "Ayný cinsten olanlar misli misline tartýlýr. Yine ayný türden olanlar misli misline ölçülür. Türler deðiþtiði zaman misli misline ölçmemekte bir sakýnca yoktur."[2]

Bu Hadisin isnadýndaki er-Rabi' b. Subeyh'i, Ebu Zer'a güvenilir görürken baþkalarý zayýf görmektedir. Ayný Hadisi Bezzâr da çýkarmýþ ve Sahih Hadis saymýþtýr. Bir kimse bu Hadis ile veya isnadýnda er-Rabi' b. Subeyh'in bulunduðu bir Hadisle delil getirdiði zaman Þer’î bir delille delil getirmiþ olur. Çünkü bu Hadisi bir grup alim Sahih kabul etmiþtir. Çünkü er-Rabi' bir grup âlim tarafýndan güvenilir kabul edilmiþtir.

Burada þöyle bir þey söylenemez: “Bir raviyi bir kimse hem ta’dil edip hem de cerh ederse, cerh ta’dilden daha evladýr.”

Böyle denilemez. Çünkü bu durumda bir þahýs üzerinde yine bir þahýs tarafýndan hem cerh hem de ta’dil gerçekleþmiþtir. Fakat iki þahýs tarafýndan gerçekleþirse, birisi kötülerken diðeri kötülemezse caiz olur. Bazý ravilerin bazýlarý nezdinde kabul görürken bir baþkasý nezdinde ise kabul görmeme farklýlýðý buradan kaynaklanmaktadýr.

Örneðin; Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel, Nesei, Ýbni Mace ve Tirmizi Ebu Hüreyre Radýyallahu Anhum’dan þu Hadisi rivayet etmektedir:

"Adamýn birisi Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'e bir soru sordu ve þöyle dedi: Ey Allah’ýn Resulü, Biz gemiye biniyoruz ve beraberimizde bir miktar su taþýyoruz. Yanýmýzdaki içme suyu ile abdest aldýðýmýzda ise susuz kalabiliyoruz. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz? Allah’ýn Resulü cevaben dedi ki;  هُوَ الطَّهُورُ مَاؤُهُ الْحِلُّ مَيْتَتُهُ "Denizin suyu temizdir ve ölüsü de helaldir."[3]

Tirmizi, Buhari'nin bu Hadisi Sahih kabul ettiðini söyler ve Ýbni Abdülber, âlimlerin bu Hadisi kabul etmelerine dayanarak onun sýhhatine hükmetmektedir. Ýbnü'l Münzir'de onu Sahih saymaktadýr. Ýbnü'l Esir Müsned'in þerhinde þöyle der: Bu Hadis meþhur bir Sahih Hadistir. Ýmamlar onu kitaplarýnda tahric etmiþler/almýþlar ve onunla delil getirmiþlerdir. Ricali/rivayet edenleri de sikadýr/güvenilirdir. Bu Hadisin isnadý hakkýnda Ýmam-ý Þafii; Bu Hadisin ravilerinde bilmediðim kimse vardýr demektedir. Ýbn Dakik el-Abd bu Hadisin hangi yönlerden illetlendirildiðini anlatýr. Ýsnadýnda geçen Said b. Seleme ve Muðire b. Ebi Mürde'nin kim olduðu hakkýnda cehalet/bilinmemek vardýr. Ayný zamanda ise bu iki ravinin bilinen kimseler olduðunu söyleyen bazý muhaddisler de vardýr. Ebu Davud, El Muðire'nin bilinen bir kimse olduðunu söyler. Nesei'de onu güvenilir kabul etmiþtir. Ýbni Abdulhakem þöyle der: Yezid b. Ebu Seleme'nin öldürülmesinden sonra Afrika halký onun üzerinde toplandý, fakat o direndi ve kabul etmedi. El Hafýz; bütün bunlardan El Muðirenin bilinmeyen kimse olduðunu iddia edenin ne kadar hata içerisinde olduðu anlaþýlmaktadýr, der. Fakat Said b. Seleme, rivayetinde Cülah b. Kesir'e yer veren Safvan b. Selim'e tabi olmaktadýr. Bu Hadisle delil getiren veya el-Muðire ve Said'in rivayetiyle delil getiren kimsenin delil getirmesi geçerlidir ve Þer’î bir delille delil getirmiþ sayýlýr. Zira bazý muhaddislerce hem bu iki râvi hem de bu Hadis muteberdir.

Örneðin; Ahmed, Said b. Ebi Vakkas'tan rivayetinde þöyle der:

"Yaþ hurmayý kuru hurma ile deðiþtirerek satmanýn hükmünün Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem'e sorulduðunu iþittim. Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem etrafýndakilere: “Hurma kuruyunca azalýr mý?” diye sordu. Onlar da; evet dediler. Bunun üzerine kuru hurma ile yaþ hurmayý deðiþtirmeyi yasakladý."[4]

Bu Hadisi Tirmizi, Sahih görürken, isnadýnda meçhul bir kimse olan Zeyd b. Ebu Ýyaþ'ýn bulunmasýndan dolayý içlerinde Tahavi, Taberi, ibni Hazm ve Abdülhak gibi kiþilerin bulunduðu bir grup ise illetlendirmiþtir. Telhis isimli kitapta buna cevaben Darakutni þöyle der: Zeyd Ebu Ayyaþ güvenilir bir kimsedir. el-Münziri ise; Güvenilir kimseler ondan rivayette bulunmuþlardýr. Çok þiddetli bir þekilde tenkid etmekle beraber Malik ona güvenir der. Bu Hadisle delil getiren kimse veya senedinde Zeyd b. Ayyaþ'ýn bulunduðu bir Hadisle delil getiren kimse Þer’î delille delil getirmiþ sayýlýr.

Örnek: Ahmed, Ebu Davud, Ýbni Mace Ebu Said'den þu Hadisi rivayet eder: Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem'i þöyle söylerken iþittim:

لا يَخْرُجِ الرَّجُلانِ يَضْرِبَانِ الْغَائِطَ كَاشِفَانِ عَوْرَتَهُمَا يَتَحَدَّثَانِ فَإِنَّ اللَّهَ يَمْقُتُ عَلَى ذَلِكَ          "Ýki kiþi avret yerleri açýk olarak ayak yoluna gitmesin ve bu esnada da konuþmasýnlar. Çünkü Allahu Teâla bu duruma gazab eder."[5]

Bu Hadisin senedinde Ýkrime b. Ammar el-Uceyli vardýr. Müslim, Sahihinde onunla delil getirmiþtir. Bazý hafýzlar ise Yahya b. Kesir'den rivayette bulunan Ýkrimenin bu Hadisini zayýf bulmuþlardýr. Bununla beraber Müslim de Yahya'dan Hadis tahric etmektedir. Ayný zamanda Buhari'nin de Yahya'dan rivayetleri kabul ettiðini delil olarak göstermektedir. Bu Hadisle bir kimse delil getiren veya senedinde Ýkrime'nin bulunduðu bir Hadisle delil getiren kimse, Ýkrime'yi ve Hadisini kötüleyen kimselerin bulunmasýna raðmen Þer’î delille delil getirmiþ sayýlýr.

Bir baþka örnek daha: Ahmed, Ebu Davud Nesei, Ýbni Mace ve Tirmizi; Safvan'ýn kýzý Yusra'dan rivayet ettiklerine göre Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem þöyle demiþtir:

مَنْ مَسَّ ذَكَرَهُ فَلا يُصَلِّ حَتَّى يَتَوَضَّأَ     "Erkeklik organýna dokunan kimse abdest alýncaya kadar namaz kýlamaz."[6]

Bu Hadisi Malik, Þafii, Ýbni Huzeyme, Ýbni Hayyan, Hakim ve Ýbnü'l Carud tahric etmiþlerdir. Ebu Davud; Ahmed b. Hanbel'e Yüsra Hadisinin Sahih olmadýðýný söyledim. Bunun üzerine Ahmed b. Hanbel: Tam tersine o, sahihtir diye cevap verdi. Bu konuda el-Beyhaki ise þöyle der: Buhari ve Müslim; Yüsra'nýn bu Hadisi Urve'den mi yoksa Mervan'dan mý iþittikleri hususundaki ihtilaflarýndan dolayý sahihlerine almamalarý ile beraber bu Hadisin bütün ravileriyle delil getirmiþlerdir. Buhari ve Müslim bu Hadisi çýkarmamýþ olsalar da bu Hadisle delil getiren kimse Þer’î delille delil getirmiþ olur. Zira Buhari ve Müslim'in bir Hadisi tahric etmemiþ olmalarý o Hadisin delil olmamasýný gerektirmez.

Bir örnek daha: حُرِّمَتِ الْخَمْرُ بِعَيْنِهَا "Hamr/þarap ayný ile haram kýlýnmýþtýr."[7]

 أصحابي كالنجوم بأيهم اقتديتم اهتديتم   "Ashabým yýldýzlar gibidir. Hangisine uyarsanýz hidayette olursunuz."[8]

Bu Hadisleri fakihlerin geneli kullanmýþlardýr. Bazý muhaddisler ise itiraz etmiþlerdir. Bu iki Hadisten biri ile delil getiren kimse de Þer’î delille delil getirmiþ olur.

Ýþte, Hadislerde, ravilerde ve muhaddisler arasýndaki rivayet yollarýndaki birçok ihtilaflar böylece ortaya çýkmýþ olmaktadýr. Ayný þekilde muhaddisler, fakihlerin geneli ve müctehidler arasýnda da birçok ihtilaflar ortaya çýkmýþtýr. Bu ihtilaflar nedeniyle Hadis reddedilecek olursa, Sahih veya Hasen kabul edilen birçok Hadisin de reddedilmesi gerekir ve böylece Þer’î delillerden birçoklarý düþer, bu ise caiz deðildir.

Bu nedenle muhaddislerin genelince muteber olan Sahih geçerli olmadýkça veya Sahih ve Hasen Hadislerde bulunmasý gereken þartlardan yoksun olmadýkça bir Hadisin reddedilmesi gerekmez. Sahih ve Hasen Hadis þartlarýný bünyesinde taþýyan veya muhaddislerce muteber sayýlan herhangi bir Hadisle delil getirmek caizdir ve o, kendisi ile delalet sonucunda ortaya çýkacak olan bir hükmün de Þer’î' hüküm olmasýný gerçekleþtirecek Þer’î delil sayýlýr.


[1] Ebu Davud, Cihâd, 2371

[2] Darekutni

[3]Tirmizi, Tahârah, 64; Nesei, Tahârah, 59, Meyâhu, 330; Ebu Davud, Tahârah, 76; Ahmed b. Hanbel, Bakî Müs. Mukessirîn, 8380; Daremi, Tahârah, 723, Seyd, 1926

[4] Ahmed b. Hanbel; Tirmizi, Buyu’, 1146

[5] Ebu Davud, Tahârah, 14; Ahmed b. Hanbel, Bakî Müs. Mukessirîn, 10884

[6]Tirmizi, Tahârah, 77; Nesei, Gusl ve’t-Teyemmum, 4443; Ahmed b. Hanbel, Müs. Kabâil, 26032

[7] Nesei, Eþrebeh, 5589

[8] Razîn