a-) Haram Kılınan Herşeyin Alış-Verişi Haramdır


Bazı şeyler vardır, Allah Subhenehû ve Teala yenilmesini haram kılmıştır, ölmüş hayvan eti gibi. Bazı şeylerin içilmesini haram kılmıştır, şarap gibi. Bazı şeylerin alınmasını haram kılmıştır, putlar gibi. Bazı şeylerin elde edilmesini haram kılmıştır, heykeller gibi. Bazı şeylerin yapılmasını haram kılmıştır, canlı resmi çizmek gibi. Bazı şeylerin haram kılınması hakkında ayetler ve hadislerden Şer’i nâslar gelmiştir.

Haram kılınışı hakkında bir Şer’i nâssın geçtiği şeylerden Allah’ın kullara haram kıldığı hususa gelince; -ister yenilmesi ister ise başka bir şeyi haram kılınmış olsun fark etmez- işte Allah Subhenehû ve Teala’nın kullara haram kıldığı bu şeylerin alış-verişi de haramdır. Çünkü onların bedelleri de haramdır.

- Cabir’den, Rasulullah SallAllah’u Aleyhi Vesellem’i şöyle derken işittiği rivayet edilmiştir: إِنَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ حَرَّمَ بَيْعَ الْخَمْرِ وَالْمَيْتَةِ وَالْخِنْزِيرِ وَالأصْنَامِ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ شُحُومَ الْمَيْتَةِ فَإِنَّهَا يُطْلَى بِهَا السُّفُنُ وَيُدْهَنُ بِهَا الْجُلُودُ وَيَسْتَصْبِحُ بِهَا النَّاسُ فَقَالَ لا هُوَ حَرَامٌ ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عِنْدَ ذَلِكَ قَاتَلَ اللَّهُ الْيَهُودَ إِنَّ اللَّهَ لَمَّا حَرَّمَ شُحُومَهَا جَمَلُوهُ ثُمَّ بَاعُوهُ فَأَكَلُوا ثَمَنَهُ     “Allah ve Rasulü şarabın, ölü hayvanın, domuzun ve putların alış-verişini haram kıldı.  Denildi ki; Ya Rasulullah! Ölü hayvanın iç yağına ne dersiniz? Zira onlar gemilere sürülmekte, onlarla deriler yağlanmakta, insanlar aydınlanmaktadır. Bunun üzerine Rasul SallAllah’u Aleyhi Vesellem şöyle dedi:  لا هو حرام Hayır, o haramdır. Sonra de şöyle dedi:  قاتل الله اليهود إن الله لما حرم شحومها جملوه ثم باعوه فأكلوا ثمنه   “Allah Yahudileri kahretsin! Allah onlara iç yağını haram kılınca onlar, onu süsleyip sattılar ve bedelini yediler.”[1]

- Nebi SallAllah’u Aleyhi Vesellem’in şöyle dediği rivayet edildi: لَعَنَ اللَّهُ الْيَهُودَ حُرِّمَتْ عَلَيْهِمُ الشُّحُومُ فَبَاعُوهَا وَأَكَلُوا أَثْمَانَهَا وَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ إِذَا حَرَّمَ عَلَى قَوْمٍ أَكْلَ شَيْءٍ حَرَّمَ عَلَيْهِمْ ثَمَنَهُ   “Allah Yahudilere lânet etti. Onlara iç yağı haram kılındı. Onlar onu satıp bedelini yediler. Allah bir topluluğa bir şeyin yenilmesini haram kıldığında o şeyin bedelini de haram kılmıştır.”[2]

Haram kılma hususundaki bu Şer’i nâs illetli değil, onu illetlendiren başka bir Şer’i nâs da yoktur. Onun için illetli olmaksızın mutlak olarak kaldı.

Şöyle denilmez: “Onların haram kılınışındaki illet, mübah menfaatin olmayışıdır. Bundan onlarda bir mübah menfaat olsaydı, caiz olurlardı, noktasına varılır.” Böyle denilmez. Çünkü bu, illetlendirmenin yokluğu hususunda açık bir nâstır. Onun illeti olduğunun anlaşılmasına ihtimal verilmez.

Onun için kullara haram kılınan şeyin alış-verişi haramdır. İster bunda bir mübah menfaat olsun ister olmasın fark etmez. Buradan hareketle; putların, haçların alış-verişi haram kılındı, insan ve hayvan gibi canlı varlıkların heykellerinin alış-verişi haram kılındı, insan ve hayvan gibi canlıların elle çizilmiş resimlerinin alış-verişi haram kılındı.


[1] Buhari, K. Buyu’, 2082

[2] Ahmed b. Hanbel, Müs. Benî Hâşim, 2111