Kiralama,
bir bedel karşılığı olarak menfaat üzerine sözleşmedir, diye
tarif edilmiştir. Bu sözleşme şu üç türde geçer:
1-
Malların menfaatleri
üzerine yapılır, evlerin, hayvanların, bineklerin v.b.
kiralanması gibi. Hakkında sözleşme yapılan malın
menfaatidir.
2-
İşlerin menfaatleri
üzerine yapılır. Boyacı, mühendis, mimar v.b. gibi. Hakkında
sözleşme yapılan işin menfaatidir.
3-
Hizmetçi, amele gibi
şahısların menfaatleri üzerine yapılır. Hakkında sözleşme
yapılan şahsın emeğinden yararlanmaktır.
Bu üç türde, hakkında
sözleşme yapılan, her birisinde var olan menfaattir.
Dolayısıyla üzerinde sözleşmenin yapıldığı şey, menfaat
olmaktadır. Belirlenen ücret ise bu menfaate karşılık
olmaktadır.
Buna binaen, ücretin
belirlenmesinin üzerine bina olduğu esas, o malın ya da
o işin, ya da şahsın verdiği menfaat olmaktadır.
Esas; iş bakımından, hakkında çalışılan şeyin kıymeti ya da
fiyatı değildir. Ücretle çalışan bakımından, ihtiyacının
giderilmesi olmadığı gibi ücretle çalışanın ürettiği de
değildir. Aynı şekilde ücretin belirlenmesinde, yaşam
standardının düşmesi ya da yükselmesinin bir ilgisi de
yoktur. Dolayısıyla ücretin belirlenmesinin şeyin değerine,
ya da fiyatına, ya da çalışanın üretimine ve ihtiyacın
giderilmesine, yaşam standardının yükselmesine ve düşmesine
bağlanması sahih olmaz. Ücretin belirlenmesinde
sadece bir tek şeye bağlı kılınır, o da menfaattir. Çünkü o,
bir bedel karşılığı menfaat üzerine sözleşmedir. Ücret,
üzerinde kiralama sözleşmesinin yapıldığı menfaatin
belirlenmesine göre belirlenir.
Ücretin miktarı
hakkında ihtilaf olduğunda ücret, beyyine/ispat
vasıtası ve hüccet/açık kesin delil ile belirlenmez. Zira bu
hususta beyyinenin bir dahili yoktur. Çünkü ücretin ispatı
istenmez, sadece miktarın bilinmesi istenir. Ücret
sadece, kiralama sözleşmesinin üzerine yapıldığı
menfaatin ve o menfaatin bedelinin uzmanlar
tarafından takdir edilmesi ile belirlenir.
Bu açıklama, ücretin
esası yönünden idi. Başka bir ifade ile ücretin
belirlenmesinin üzerinde cereyan ettiği birim
yönünden idi.
Ücretin farklı
olması
yönüne gelince: Ücret; şahıslarda, bir tek işte,
farklı işlerde, zaman ve mekânda menfaatin farklı olması ile
birlikte farklı olmaktadır. Sözleşmenin şahısların
menfaatleri üzerine yapıldığı amellerin ücretleri,
harcadıkları emeklerinin farklılığına göre farklı
olmaktadır. Ücret kuvvetli kişi için şöyle belirlenirken
zayıf kişi için böyle belirlenir. Ya da şu kadar çalışma
süresi için şu kadar ücret, çok çalışma süresine çok ücret,
az çalışma süresine az ücret v.b. şekilde farklılık
gösterir. Hakkında işin menfaati üzerine kiralama
sözleşmesinin geçtiği bir tek iş için belirli bir miktarda
ücret belirlemesi yapılır. Ücret, bu işte çalışan şahıslar
arasında -mesela; mühendisler gibi o işe vakıf olmadaki
farklılıklarına göre- farklı olur. Dolayısıyla mühendise
filanca ücret verilir ve ücret onların işe vakıf olmadaki
farklılıklarına göre farklı olur. Aynı şekilde farklı işler
için ücret belirlenmesi, o işlerde çalışanların -yani
zanaatkârların- kiralanması esnasında o işlerdeki kast
edilen menfaate göre olur. Bu işler için ücret, toplum
nezdinde menfaatlerin farklılaşması ile farklı olmaktadır.
Böylece mühendisin ücreti filanca olur, mimarın ücreti
falanca olur ve böyle farklılık oluşur.
Şahıslar için, bir tek
iş için, farklı işler için bir zamanda ücretin belirlenmesi,
başka bir zamanda belirlenmesinden başka olmaktadır. Mesela;
gece çalışan kimseye, aynı işte gündüz çalışan kimseden daha
fazla ücret verilir.
Aynı şekilde, şahıslar
için, bir tek iş için, farklı işler için bir mekânda ücretin
belirlenmesi, başka bir mekânda belirlenmesinden farklı
olmaktadır. Mesela; çölde çalışan kimseye, aynı işte şehirde
çalışan kimseden daha fazla ücret verilir. V.b.
Ücretin; saat, gün, ay,
sene gibi belirli bir vakitle geçici olarak belirlenmesi
caiz olmaktadır. |