İSLÂMİ HAYATTA ERKEKLERİN
KADINLARDAN
AYRILMASININ FARZİYETİ
İslâmi hayat, Kur'an ve
sünnetin şer'i nasslarıyla sabit olan müslümanların genel
hayatıdır. İster evlerdeki özel hayat gibi durumlarda olsun, isterse
çarşı-pazarlarda ve yollardaki genel hayat gibi durumlarda olsun bu
hayatta erkekler kadınlardan ayrılırlar. Bu durum; gerek kadınla
gerek erkekle veya her ikisi ile alakalı şer'i hükümlerin tümüyle,
"kadın" özelliğiyle kadınlara, "erkek" özelliğiyle
de erkeklere hitab eden Kur'an'ın hitabıyla sabit olan bir durumdur.
Bu hususta yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "
“...Sadaka veren erke klerle
sadaka veren kadınlar, oruç tutan
erkeklerle oruç tutan kadınlar, Allah'ı çok çok zikreden erkeklerle
(Allah'ı) çok çok zikreden kadınlar.."
Bunun
dışında Rasulullah (s.a.v.) zamanında ve İslâm’ın tüm asırları
boyunca ameli (pratik) ve cemai (toplumsal) olarak rivayet edilmiş
olaylar vardır.
Ancak kadınların tabi
olmaları gereken şer'i hükümlerin tamamına baktığımız zaman, hüküm
koyucunun cinayet-lerde kadınların şahitliklerini kabul etmediğini görürüz.
Çünkü kadın, genellikle cinayetlerin işlendiği ortamlarda
yaşamaz. Ve yine Şari (şeriat koyucu) kadına, evinin dışına çıkmak
istediği zaman ellerinin ve yüzünün dışındaki avret mahallerinin
tamamını örtecek bir elbise giymesini emretmiş, ziynet yerlerini
mahremlerinin dışındakilere açmasını da haram kılmıştır. Saçına
dahi olsa kadınlara bakmayı erkeklere haram kılmış, kadına;
yanında mahremi olmaksızın hacca gitmesini dahi yasaklamıştır.
Şari ev sahibinin iznini almadan evlere girmeyi yasaklamış,
kadınlara cuma namazını ve cemaat namazını ve erkeklere farz
kıldığı cihadı kadına farz kılmamıştır. Evin geçimini saağlamak
üzere çalışmayı ve kazanmayı erkeklere farz kılarken kadınlara
farz kılmamıştır. Tüm bunlara ilaveten Rasulullah (s.a.v.)
erkekleri kadınlardan ayırmış, namazda ve mescitte kadınların
saflarının erkeklerin saflarının arkasında olmasını, kadınların
erkeklerden ayrı olmaları için mescitten çıkarken önce kadınların
sonra da erkeklerin çıkmalarını emretmiştir. Allah'ın Rasülülün
mescidde yaptığı dersler için kadınlar: “Ey Allah’ın Rasülü!
Erkekler bu konuda bizden daha fazla senin sohbetinden istifade
ediyorlar, bizim için de bir gün ayırsan” şeklinde istekte
bulunuyorlardı.
Tüm bu hükümler ve benzeri
olayların tamamı, İslâmi hayatın belli bir seyrinin bulunduğunu,
bu hayatta erkelerin kadınlardan ayrı bir hayat yaşadıklarını göstermektedir.
Kadınlarla erkeklerin birbirlerinden ayrılmalarını öngören İslâmi
hayattaki bu ayırım genel olarak gelmiştir. Bu ayırımda özel hayat
ile genel hayat arasında fark yoktur. İster özel hayatta olsun
isterse genel hayatta olsun; Rasulullah (s.a.v.) zamanındaki İslâmi
hayatta erkekler kadınlardan mutlak surette ayrılmışlardı. Bu
durumdan; özel ve genel hayatta kadınların ve erkeklerin bir araya
gelebilmelerine şari tarafından izin verilen durumlar istisna
edilmiştir. Bu çerçevede şari, kadının alış-veriş yapmasına,
hediye alıp vermesine cevaz vermiştir. Yine şari, kadının
haccetmesini farz kılmış, cemaat namazında bulunmasına, kafirlerle
cihad etmesine, mülk sahibi olmasına, mülkünü geliştirmesine ve
bunların dışındaki birtakım hususları yapmasına cevaz vermiştir.
Şarinin kadın için cevaz verdiği veya yapmasını farz kıldığı
bu fiillerin yerine getirilmesi, erkeklerle kadınların bir arada
bulunmalarını gerektiren türden bir fiil ise; bu işi yerine getirmek
üzere kadının, şer’i hükümler ve şeriat tarafından cevaz
verilen işle sınırlı olmak şartıyla erkeklerle bir arada
bulunması caizdir. Bu çerçevede kadın; alış-veriş, icare, öğretmenlik,
doktorluk, hastabakıcılık, ziraatçılık ve sanayicilik gibi
birtakım faaliyetlerde bulunabilir. Çünkü bunların müb ah
veya farz oluşunun delili, bu türden
fiillerin yerine getirilebilmesi için bir arada bulunmanın mübahlığını
da kapsar. Kadının yapması gereken iş; mescide, çarşıya, ailesini
ziyarete, geziye giderken yolda yürümek, yemek içmek ve benzeri
şeyleri yapmak gibi, erkeklerle bir arada bulunmasını gerektirmiyorsa
kadının erkeklerle bir arada bulunması caiz değildir. Çünkü kadınların
erkeklerden ayrılmalarını öngören delil geneldir. Bu delil, bu
türden durumlarda kadınların erkeklerle bir araya gelmelerine cevaz
vermediği gibi, kadın tarafından yapılmasına şarinin izin verdiği
hususlardan da değildir. Bu nedenle bu türden hallerde, genel hayatta
olsa bile kadınların erkeklerle bir arada bulunmaları günahtır.
Buna göre, İslâmi hayatta kadınların erkeklerden ayrılmaları
farzdır. Özel hayatta aslolan, erkeklerle kadınların birbirlerinden tamamen
ayrı olmalarıdır. Eğer kadının yapması gereken iş, ayrı ayrı
yerlerde namaz kılmaları gibi, mescitte toplanma-larını veya hacda
ve alış-veriş esnasında karışık olarak bir arada bulunmalarını
gerektiren bir durumsa; şeriatın kadın için cevaz verdiği bu gibi
hallerin, farz kıldığı veya mendup kabul ettiği durumların
dışında, genel hayatta da kadın-erkek birlikteliği caiz değildir.
|
|