Harf, kendisinden başkasındaki manaya delâlet edendir.
Zira harf, başkasıyla birlikte olunca bir manaya delâlet eder.
Eğer başkasıyla beraber olmazsa, kendisine ait bir mana olmaz.
Zira o, manası ile bağımsız değildir. Çünkü onun kendisi için
konulduğu manası ancak, harfin manası ile alakalı olan bir
manaya delâlet eden başka bir lafza göre anlaşılır.
Fıkhın delillerinde vukuu bulmalarından dolayı, fıkıhta
bilinmelerine şiddetle gereksinim duyulan harflerin açıklanması
kaçınılmazdır. Onlar çeşitlidir, bir kısmı şunlardır:
1-İzafet Harfleri. Fiillerin manalarını isimlere
ulaştırandır. Bunlardan sadece harf olanlar, harf ve isim olanlar,
harf ve fiil olanlar vardır.
a- Sadece harf olanlar şunlardır:
،
رب من ، إلى ، حتى ،
في ، ب ، ل
و -Kasem/yemin vavı,
ت-Kasem tâ’sı.
Bunların anlamları da şöyledir:
من
-Gayenin başlangıcı için olur, şu sözde olduğu gibi:
سرت من بعداد
-“Bağdat’tan yolculuğa çıktım”.
- Bölümlere, parçalara ayırmak için olur. Şu sözde olduğu gibi:
أكلت من الخبز –“Ekmekten
yedim”.
- Cins beyanı için olur. Şu sözde olduğu gibi:
خاتم من حديد
–“Demirden bir yüzük/bir demir yüzük”.
- Fazlalık olur. Şu sözde olduğu gibi:
ما جاءني من أحد –“Bana
hiçbir kimse gelmedi”.
إلى- Gayenin sonu için
olur. Şu sözde olduğu gibi: سرت
إلى بعداد –“Bağdat’a doğru yolculuğa çıktım”.
مع -
-Birlikte
manasında olur. Allah’ın şu sözünde olduğu gibi:
وَلا تَأْكُلُوا أَمْوَالَهُمْ إِلَى
أَمْوَالِكُمْ “Onların (yetimlerin) mallarını kendi
mallarınızla birlikte yemeyin.”
حتى
-Gayenin başlangıcı için olur.
إلى gibi.
مع –Birlikte manasında da
olur.
في
-Zarf edatı için olur. Şu sözde olduğu gibi:
زيد في الدار –“Zeyd
evdedir.”
- على
-Üstünde manasında geçebilir.
Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi:
وَلاصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ
النَّخْلِ “Sizi hurma dallarına asacağım.”
- Mecaz olabilir. Şu sözde olduğu gibi:
نظرت في علم فلان –“Falan
kişinin ilmine baktım”.
ب –Bağlamak için/bağlaç
için olur. به داء
–“Onunla hastalık vardır”, demen gibi.
- Kullanma için olur. Şu sözde olduğu gibi:
كتبت بالقلم –“Kalemle
yazdım”.
- Beraberlik için olur. Şu sözde olduğu gibi:
اشتريت الفرس بسرجه –“Atı,
eğeri ile birlikte satın aldım”.
- على
-Manasında geçebilir.
Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi:
وَمِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ
بِقِنطَارٍ يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ وَمِنْهُمْ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ
بِدِينَارٍ لا يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ “Ehli kitaptan
öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bırakırsan, onu sana
noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir
dinar emanet bırakırsan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade
etmez.”
Yani على قنطار ve
على دينار demektir.
- من أجل
-Sayesinde/sebebiyle manasında geçebilir.
Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi:
وَلَمْ أَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ
شَقِيًّا “Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua
sayesinde hiç bedbaht olmadım.”
في دعائك
-“Sana duada”, anlamında olduğu da söylendi.
- Fazlalık da olabilir.
Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi:
وَلا تُلْقُوا بِأَيْدِيكُمْ إِلَى
التَّهْلُكَةِ “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye
atmayın.”
- ب harfi, başına/önüne
geldiği hususlarda في
harfi ile karışabilir. Zira ب
-Bâ, harfi Allah’ın بدعائك
-sözünde olduğu gibi في
harfi anlamında kullanılabilir.
- Mana, ب ve
في olma ihtimalinde
olabilir. الخص لك قولي بما يلي
-“Aşağıda geçen hususla ilgili sözüm sana hastır”. Zira
şöyle demen doğrudur. فيما يلي
–“Aşağıda geçen husustaki.” Bu
نظرت في العلم –“İlme baktım”, demen gibi olur. Böylece
manalara özetleme vaki olmuş olur. Şöyle dememiz de doğru olur:
بما يلي
-yani “manaların vasıtası ile” dememizdir.
في ve
ب kullanımda karışıklığa
düşmeyi mümkün kılan hususu izale etmek için şuna dikkat edilir.
Eğer manevi zarfla ilgili ise, onda
في kullanılır, hissi
zarfla ilgilide olduğu gibi. Manevi zarfla ilgili olması mümkün
olmayan hususlardan ise, şu sözündeki
العصا
-Asâ/baston gibi, ضربت
بالعصا -“Asâ ile vurdum”.
Burada sadece ب
-Bâ, kullanılır. Zira nedensellikten dolayı
في ‘nin gelişi tespit
edilmemiştir . ب-Bâ,
lâzım fiili, geçişli fiil yapar, geçişli fiili de kısımlara
ayrılabilir yapar.
ل
-Lâm, tahsis etmek için olur. Şu sözünde olduğu gibi:
المال لزيد
-“Mal Zeyd’e aittir”.
- Fazlalık olur. Şu sözde olduğu gibi:
ودق لكم
-“Sizi izledi, peşinizden gitti”.
رب
–Rubbe
pek az, çok az. Azlık için olur. sadece
nekre/belirsiz isim başına gelir. Şu sözünde olduğu gibi:
رب رجل عالم
–“Pek az kişi alimdir”.
Kasem
و
-Vavı - o,
أقسمت بالله
–“Allah’a yemin ettim”, sözündeki bağlaç
ب
–Bâ’sı yerine konulandır.
Kasem
ت
-Tâsı - o,
تالله
-sözündeki,
و
-Vav’ın yerine konulandır.
b- İzafet harflerinden harf ve isim olanlarına gelince;
onlar: على
، عن ، ك ، ، مذ , منذ harfleridir. Bunların manaları
da şöyledir: على
–“Üstünde olmak” anlamı için olur. Bu ya harf olur, şu sözde
olduğu gibi: على زيد دين
–“Zeyd borçludur”, ya da isim olur, şairin şu sözünde olduğu
gibi:
غدت من عليه بعد ماتم
ظمئها تصل وعن قبض بزيزاء مجهل
عن
-“Uzak kılmak”, anlamı için olur. Ya harf olur.
Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi:
فَلْيَحْذَرْ الَّذِينَ
يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ
“Onun emrine muhalefet
edenler ... sakınsın.”
Ya da isim olur. Şu sözde olduğu gibi:
جلست عن يمينه –“Onun sağ
tarafında oturdum”.
ك
-Kâf -Benzetme için harf olabilir. Şu sözde olduğu gibi:
فلان كالبدر
-“Falanca dolunay gibidir.” İsim olabilir. Şu sözde olduğu
gibi: يضحكن عن كالبرك
–“Buz gibi gülüyorlar”.
منذ ve
مذ –İkisi de zamanda
gayenin başlangıcı için olurlar. Şöyle deriz:
مارأيته مذ اليوم –“Onu o
günden beri görmedim.” منذ يوم
الجمعة -“Cuma günden beri.”
Bu ikisi, kendilerinden sonraki merfu/ötüreli olunca isim olur.
c- İzafet harflerinden harf ve fiil olanlara gelince; onlar
şunlardır: حاشا ، خلا ، عدا
Bunlar harf olmaları durumunda kendilerinden sonra gelenin son
harfini esre (i)
okuturlar. Fiil olması durumunda kendilerinden sonra
geleni mensub/fethalı yaparlar. İstisna manası kazandırırlar.
2-Fiile benzer harfler. إن
، أن ، لكن ، كأن ، ليت ، لعل Bunlar, ismi mensub
ederler, haberi merfu ederler. أن
ve إن te’kid
için, لكن-Düzeltme
için, كأن
–Teşbih/benzetme için, ليت
–Temenni için, لعل
-Ummak için olur.
3-Atıf harfleri. و ، ف ،
ثم ، حتى ، أو ، أما ، أم ، لا ، بل ، لكن Manaları
şöyledir:
و -Mutlak
birleştirme/bir araya getirme içindir. Tertip ve birliktelik ifade
etmez. Şu söz gibi: جاء زيد و
عمرو “Zeyd ve Amru geldi.”
ف
-Tertip ve peşinden gelmeyi ifade eder. Şu sözde olduğu
gibi: جاء زيد فعمرو
“Zeyd, sonra da Amru geldi.”
ثم –Tertip ve
gecikmeyi/zaman farklılığı ifade eder. Şu sözde olduğu gibi:
جاء زيد ثم عمرو “Zeyd,
daha sonra da Amru geldi.”
حتى–Tertip ifade eder.
Her ne kadar atfedilen, kendisine atfedilenden bir cüz olsa da. Şu
sözde olduğu gibi: مات الناس حتى
الأنبياء وقدم الحاج حتى المشاة “İnsanlar öldü, hatta
nebiler de, hacı da geldi hatta piyadeler de.”
أو-Hükmü,
zikredilenlerden birisine bağlamayı ifade eder. Haberde, emirde,
istifhamda olur. Haberde şüphe içindir, emirde serbest ve mubah
kılmak içindir. İstifhamda ise, iki hususun varlığında şüphe
olduğunda olur.
أما-Hükmü,
zikredilenlerden birisine bağlamayı ifade eder. Haberde, emirde,
istifhamda olur. Haberde şüphe için, emirde serbest ve mubah olmak
için olur.
أم
-Hükmü, zikredilenlerden birisine bağlamayı ifade eder.
Sadece istifhamda olur. Zikredilen o iki husustan birisi
bilinmekle birlikte, tayininde şüpheye düşülmesi durumunda olur.
لا ، بل ، لكن
-Atfedilenin, kendisine atfedilene hükmünde muhalif
olmasında ortaktırlar. Şöyle dersin:
وما جاءني زيد لا عمرو
“Bana Amru değil, Zeyd geldi.”
جاءني زيد ولاكن عمرو “Bana Zeyd gelmedi, fakat Amru
geldi.” سرت في الطريق بل ركضت
فيها “Yolda yürüdüm, yok hayır onda koştum.”
4- Nefy/olumsuzluk harfleri.
ما ، لا ، لم ، لما ، لن ،
, (sessiz) إن
Bunların manaları şöyledir:
ما
-Şimdiki zamanı ve yakın geçmiş zamanı nefy etmek içindir.
Şu sözler gibi: ما تفعل
“Yapmıyorsun”, ما فعل
“Yapmadı.”
لا
-Geniş zamanı olumsuz kılmak için olur. Ya haber olur, şu
sözde olduğu gibi: لا رجل في الدار
“Evde adam yoktur.” Ya nehiy olur, şu sözde olduğu gibi:
لا تَفعَل “Yapma!” Ya da
dua olur, şu sözde olduğu gibi:
لا رعاك الله “Allah seni korumasın!”
لم ، لما
-Muzariyi maziye çevirmek için. Şöyle deriz:
لم يفعل “Yapmadı.”
ولما يفعل “Henüz
yapmadı.”
لن
-Gelecek zamanı te’kid içindir.
لا ابرح اليوم مكاني
“Bugün yerimde durmuyorum.” Sözünü te’kid için;
لن ابرح اليوم مكاني
“Bugün yerimde asla durmayacağım.” dersin.
إن
-Şimdiki zamanı nefy kılmak içindir.
Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi:
إن كانت الاصيحة واحدة
“Korkunç sesten başka bir şey değildi.”
5- Tenbih uyarı harfleri.
ها ، ألا ، أما Şöyle
dersin: ها أنا ذا
“İşte ben!”,
ها افعل
“İşte
yapıyorum!”, ألا رجل يدلني على
الطريق “Bana
yolu gösteren bir adam yok mu?!”
أما إنك خارج
“Hey, sen dışardasın!”
6- Nida/çağrı harfleri. يا
، أيا ، هيا ، اى ، أ ، وا İlk üçü, uzağa çağrı
içindir. أ ، اى ise
yakına çağrı içindir. وا
-Vâ, ise matem içindir.
7- İstifhama cevap harfleri.
نعم ، بلى ، أجل ، جير ، أي ، إن
Manaları şöyledir:
نعم
-Söyleyenin sözünde geçeni doğrulamak içindir.
Mesela;
قام زيد
“Zeyd
kalktı mı?” sözünü doğrulamak için
نعم “Evet” diyerek cevap
verilir. Ya da ما قام زيد
“Zeyd kalkmadı
mı?” sözünü doğrulamak için نعم
“Evet”
denir.
بلى
-Olumsuz olan bir söze olumlu cevap vermek içindir.
ما قام زيد “Zeyd kalkmadı
mı?” diyen kimseye بلى
“Evet gerçekten öyle” demen gibi. Allah’u Teâla’nın şu sözünde
olduğu gibi:
Allah’u Teâla’nın; ألست بربكم
“Sizin Rabbiniz
değil miyim?”
sözüne بلى
“Evet, gerçekten
Rabbimizsin.”
demeleri gibi.
أجل
-Haberi doğrulamak, başkasını kabul etmemek içindir.
جاء زيد “Zeyd geldi” diyen
kimseye أجل
“Kesinlikle
evet!” demen gibi.
جير ، إن ، إي
-Tahkik/doğruluk içindir.
جير لأفعلن كذا “Gerçekten öyle yaparım.”
إن الأمر كذا
“Gerçekten iş
öyledir.” إي والله
“Evet, gerçekten!” dersin.
8- İstisna harfleri. إلا ،
حاشا ، عدا ، خلا ve
اعجبني ما صنعت
“Yaptığın hoşuma gitti.”
Sözündeki mastar harfi olan ما
yani صنعك –“Yaptığın”,
demektir. Ayrıca; أريد أن تفعل
كذا “Böyle yapmanı istiyorum.” Sözündeki mastar harfi
olan أن
-harfi yani فعلك
–“Yapman”, demektir. Bu harfler mastarı açıklarlar.
- Teşvik harfleri. لولا ، لوما ،
هلا ، ألا Fiile teşvik yapmak istediğinde bunlarla
yaparsın.
- Maziyi hâle/şimdiki zamana yakınlaştırma harfi.
قد
-harfidir. Şu sözde geçtiği gibi:
قد قام زيد “Zeyd
kalktı.”
- Soru harfi. هل ، أ
harfleridir. Şu sözlerde olduğu gibi:
أ زيد قام ، هل زيد قام
“Zeyd kalktı mı?”
- Gelecek zaman harfleri. س ، سوف
، أن ، لا ، إن Şu sözlerde olduğu gibi:
سيفعل “Yapacak”,
سوف يفعل “Yapacak”,
أريد أن تفعل “Yapmanı
istiyorum”, ولا تفعل
“Yapma!”, إن تفعل
“Yaparsan.”
- Şart harfleri. إن ، لو
Şu sözlerde olduğu gibi: إن جئتني
“Bana gelirsen”, ولو جئتني أكرمتك
“Bana gelseydin sana ikramda bulunurdum.”
- İllet harfi. كي Şu
sözde olduğu gibi: قصدت فلانا كي
يحسن إلى “Bana iyilik etmesi için filancaya gittim.”
- Sınırlama harfi. كلا
Şu sözde geçtiği gibi: إن الامر
كذا “Gerçekten mesele şöyledir” diyen kimseye
كلا
-“Kesinlikle hayır/tam aksine”, demen gibi.
9- Lâm harfleri. Lâm’ı tarif: Nekre/belirsiz ismi belirli
kılmak için ona katılan ال
–harfidir. الرجل
-kelimesinde olduğu gibi.
- Kasem cevabı lâmı. Şu sözde olduğu gibi:
والله لأفعلن كذا “Allah’a
yemin olsun ki, kesinlikle öyle yapacağım.”
- Kaseme hazırlık için olan lâm. Şu sözde olduğu gibi:
والله لئن أكرمتني لأكرمتك
- “Allah’a yemin olsun ki, bana ikramda bulunursan sana
ikramda bulunurum.”
- لو in cevabı lâm. Şu
sözde olduğu gibi: لو كان كذا لكان
كذا “Öyle olsaydı şöyle olurdu.”
- Emir lâmı. Şu sözde olduğu gibi:
فليفعل زيد “Zeyd yapsın.”
- Başlangıç lâmı. Şu sözde olduğu gibi:
لزيد منطلق “Zeyd
serbesttir.”
10- Müenneslik tâsı (cezimli). Şu sözde olduğu
gibi: فعلت كذا
“(Kadın) böyle yaptı.”
11- Tenvin ve te’kid nûnu. Şu sözde olduğu gibi:
والله لأفعلن كذا “Allah’a
yemin olsun ki, öyle yapacağım.”
 |