Suriyeli gazeteci Sarkis Kassarjian, Suriye’de çözümün Şam yönetiminin de doğrudan dahil olduğu bir süreçle gerçekleşebileceğine işaret ederek “En mantıklı çözüm, Adana Mutabakatı ve Astana çözümünü birleştirip, Suriye’yi de işin içine katmaktır” dedi.
Suriyeli gazeteci Sarkis Kassarjian, Suriye’de çözümün, Şam yönetiminin de doğrudan dahil olduğu bir süreçle gerçekleşebileceğine söyledi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul’da gerçekleştirdiği ‘Suriye’de Barışa Açılan Kapı’ adlı uluslararası konferansında Sputnik’in sorularını yanıtlayan Kassarjian “En mantıklı çözüm, Adana Mutabakatı ve Astana çözümünü birleştirip, Suriye’yi de işin içine katmaktır. Suriye ‘ben bu insanların geri dönmesini istiyorum çünkü bu insanlarla bu ülkeyi kalkındırabiliriz’ diyor. Türkiye de ‘bu göçmenler bize artık ekonomik olarak yük’ diyor. O zaman bir araya gelip bu sorunu çözmeliler. Suriye ve Türkiye istihbaratı, askerler görüşürken, siyasetçiler neden görüşmeyi reddediyor? Halbuki siyasetçilerin, askerlerden daha yumuşak bir tutum içerisinde olması beklenir normalde. Türkiye, Esad’ı devirme siyasetinden geri adım atmamakta ısrar ediyor. Anladığım kadarıyla, Suriye ve Türkiye arasında Rusya ve İran üzerinden anlaşmalara varılsa da, Ankara doğrudan görüşmeye halen karşı. Ben öyle zannediyorum” dedi.
‘ŞARTLAR İYİLEŞTİĞİ TAKDİRDE HER SIĞINMACI VATANINA DÖNMEK İSTER’
Kassarjian, sığınmacıların kendi ülkelerindeki şartlar düzeldiğinde ülkelerine dönmek isteyeceklerine işaret ederek “Ben her zaman umutluyum ve ‘mülteciler gittikleri ülkeden dönmez’ fikrine katılmıyorum. Her mülteci döner. Ben iç mülteciyim. Tekfirciler Halep’e girdiğinde Şam’a gitmek zorunda kaldım. Her mülteci vatanında koşulları uygun olursa vatanına dönmek ister. Bu koşullar başta ABD olmak üzere Batı’nın, emperyalist güçlerin ekonomik ambargosu sebebiyle maalesef henüz oluşmadı. Ülkesini terk etmek zorunda kalanlar, döndüklerinde iş bulabilecekleri şartlar isterler” dedi.
Savaş ve ekonomik ambargonun acilen bitmesinin gereğini savunan Kassarjian “Türkiye’de yaşayan birçok kişiyle görüştüm. Her an sınır dışı edilme korkuları var. Geleceğe inançları yok. Geçici koruma statüsündeler. Geçici statüsü geleceğe kötü etkisi olur. Belirsizliği beraberinde getirir. Savaş, ekonomik ambargo bitmeli. Bundan sonra, ben bu konuda çok ümitliyim ki, koşullar iyileşirse Suriyeliler mutlaka evlerine geri dönerler. Çünkü insan evi, işi olduğunda vatanından başka yerde olmak istemez” diye konuştu.
‘ABD İLE GÜVENLİ BÖLGE ANLAŞMASI ÇÖZÜM GETİRMEZ’
Türkiye’nin ABD ile kağıt üzerinde anlaştığı ancak uygulamada ilerleme kaydedilemeyen güvenli bölge anlaşmasına da değinen de Kassarjian “Güvenli bölge meselesinden bir şey çıkmayacak. Çünkü o bölge boş bir alan değil. Orada yaşayan insanlar vardı. Şimdi gelip Ahmet’i evinden çıkarıp onun yerine Muhammet’i koyarsan başka bir sorun karşısında olursun. Sorunu, halının altına süpürmüş olursun. Suriye’de sorunlar devam ettikçe Türkiye’de sorunlar bitmeyecek. Geçici çözümler, sorunu ertelemekten öte sonuç vermiyor” dedi.
‘ERDOĞAN, AMERİKA’YA GÜVENMİYOR’
Suriyeli gazeteci Türkiye ve ABD arasında bir güven ilişkisi bulunmadığına da değinerek “Bence Türkiye’de iktidar Amerika’ya güvenmiyor ve oradan bir netice çıkmayacağını biliyor. Ama Amerikalılar bölgedeyken, oraya giremeyeceği için siyasi manevra yapmaya çalışıyor. Bence Erdoğan, Amerikalıların Türkiye’nin istediği şekliyle bir güvenli bölgenin önünü açmayacağının farkında. Ayrıca güvenli bölge planı hayata geçse bile oraya Türkiye’nin desteklediği tek renk Suriyeliler gidecek. Demografik değişiklikler doğru değil” diye devam etti.
‘ABD SURİYE’DEN ENİNDE SONUNDA ÇIKMAZ ZORUNDA KALACAK, SADECE KÜRTLER İSTİYOR DİYE BÖLGEDE KALAMAZ’
ABD’nin Suriye siyasetinin sürdürülemez olduğuna işaret eden Kassarjian, “Amerika’nın ‘Suriye’den çekileceğim’ demesi samimi bir çıkış değildi. Ben şahsen hiçbir zaman da Amerika’nın samimi bir hamle veya sözüne tanıklık etmedim. Ama bence Amerika ne zaman Suriye’de kalmak kendisi için ekonomik ve siyasi olarak yük olursa, o zaman çıkacaktır. Trump siyaseti yükleri hiç kabul etmiyor. Şimdilik bu kararı ertelemelerinin nedeni Trump’a ‘şimdi çıkarsan bir daha Amerika’ya kimse güvenmez’ demeleri. İdlib çözülürse, ABD bölgeden gitmek zorunda kalacağı bir noktaya gelecek. Çünkü Amerika, sadece Kürtler istiyor diye bölgede kalmaz” ifadelerini kullandı.
‘CİHATÇILARA PARASAL DESTEK KESİLSE, EKONOMİ DÜZELSE ÇOĞU İNSAN ESKİ YAŞANTISINA DÖNER’
Suriye’de bir savaş ekonomisinin yaratıldığına vurgu yapan Kassarjian “Suriye’de Siyasal İslam’a inanan, savaş koşulları nedeniyle parasız kalan insanlar Suriye’de cihatçı adı altında savaşıyor. Dera da öyleydi. Dera’da yaklaşık 100 bin silahlı insan vardı. Sadece 20 bini İdlib’e gitti. Kalanlar Dera’da silahlarını bıraktılar. Kişisel olarak tanıdığım bir gazetecinin kardeşi Halep’in bir köyünde yaşıyordu. Ben ailesini tanıyorum, herhangi bir cihat fikrine sahip değiller. Ama cihatçılar geldikten sonra, iş de bulamayınca, cihatçılara katıldı. Bir grup insanı, 150 dolar, 500 dolar diye diye bu işin içine çekiyorlar. Bu bahsettiğim kişi, sonra Lazkiye’de fabrikada iş buldu ve çalışmaya başladı. Yani açlık ve parasızlık kullanılarak, bir grup insan da çatışmalara sürükleniyor” diye konuştu.
Sputnik Türkçe