Kadın mahkumlar, saatlerce uykusuz bırakıldıklarını, baygınlık geçirdiklerini, tehdit edildiklerini ve eşlerini öldüren sorgu görevlileriyle karşı karşıya getirildiklerini söyledi. Benzer durumlarda açılan yüzlerce davaysa hiçbir ceza kesilmeden kapandı
“İsrail”li insan hakları kuruluşu İşkenceye Karşı Halk Komitesi (PCATI) tarafından Siyonist Başsavcı Avichai Mendelblit’e iletilen şikayet başvuruları, Filistinli kadınların sorgu altında gördüğü işkencelere dair önemli bilgiler sunuyor.
Haaretz’in haberine göre Dina Karmi’nin Temmuz 2018’de İsrail iç istihbarat kurumu Şin Bet tarafından sorgulanmasıyla ilgili yapılan yasal başvuruda, “Doktor muayenesine ilk gönderildiği zaman, Karmi’nin, kendisini sorguya çeken kişiden daha güçlü olduğu söylendi ve Karmi sorguya döndü. İkinci seferdeyse, üstüne dökülen soğuk suyla uyandırılmıştı. Islak halde revire gönderildi, bitap düşmüş haldeydi ve titriyordu. Söylediğine göre, doktor sakinleştirici verip yeniden sorguya yolladı ve bu iş iki saat daha sürdü” deniyor.
Bu ifadeler, 40 yaşındaki Karmi’nin sorgulanma yöntemi ve maruz kaldığı tavra dair 31 sayfalık dilekçenin sadece bir paragrafında yer alıyor.
Söz konusu dilekçe, Karmi’yi 2 Temmuz’da tutuklayan askerler ve cezaevinde ona kötü muamelede bulunduğu iddia edilen gardiyanların saldırgan tutumlarının incelenmesi talebiyle Yahudi varlığı Adalet Bakanlığı müfettişi Rabia Hino’nun yanı sıra askeri savcılığa ve Ulusal Cezaevi Gardiyanları Soruşturma Birimi’ne de gönderildi.
Dava dilekçesine göre, Şin Bet içinde görevli Dov isimli kişi tarafından sorgulandığında Karmi birçok kez baygınlık geçirdi ve “Dov, Karmi’ye kendine gelinceye kadar yüksek sesle bağırdı ve kadın muayene için revire götürülmedi.”
Karmi, kendisini sorgulayan Marcel isimli görevlininse başlarda nazik davrandığını, hatta sorgu odasına yiyecek bile getirdiğini ancak bir gün sonra tutum değiştirdiğini söylerken, Filistinli kadın adına hazırlanan şikayet belgesinde, “Marcel, davacıyı ihanetle suçladı, ‘Eşini delik deşik ettim. Kocanı hamam böceği gibi öldürdük’ dedi” sözleri kullanılıyor.
Şin Bet’in, 2010’da Yahudi yerleşimlerinde 4 kişiyi vurduğu ve Yahudi varlığının askerleri tarafından öldürüldüğünü iddia ettiği Neşet Karmi’nin eşi olan Karmi’nin dosyasında ayrıca şu ifadeler yer alıyor:
Sorgu saatleri zaman geçtikçe daha uzun ve daha sert olmaya başladı. Sorgu memuru Andy, Filistinli kadına “Burada sonsuza kadar kalacaksın, evine gidemeyeceksin, sert cezalar alacaksın” gibi birçok tehditte bulundu. Onun yerini daha sonra Harun adlı kişi aldı. O da bağırdı, hakaretler savurdu.
“Burada sonsuza kadar kalacaksınız”
Karmi’yle bağlantılı olduğu belirtilen El Halil Belediye Meclisi üyesi Suzan Aveyvi 5 Haziran, Safa Ebu Sineyne ise 18 Haziran’da tutuklandı.
Lema Hatır da bu dalgada tutuklanan 4. kadın oldu. Şin Bet, kadınların hepsini, Karmi’nin 2010’da kurduğu belirtilen Hamas kadınlar komitesi üyesi olmakla suçladı.
Tutuklanmaları sırasında askerler tarafından eziyet gördüklerini ve aşağılandıklarını kaydeden kadınlar, kısa süre içinde Şin Bet’in Aşkelon’daki Şikma Cezaevi’ne nakledildi. Ardından Damon Cezaevi’ne sevk edilen kadınlar, PCATI kuruluşundan avukat Ola Shtewe’ye sorgu altında işkence gördüklerini bildirdi.
Bu süreçte sayıları 7’ye ulaşan kadınlar, “Hamas’la dini ve sosyal bağlar kurma, gösterileri organize etme ve içinde bulunma, Facebook sayfası açma, dini kitaplar dağıtma ve mahkum yakınlarını ziyaret etme” suçlamalarından cezaevinde geçirdikleri 10-12 aylık sürenin ardından serbest bırakıldı.
Uykusuz bırakma, saatlerce oturur halde tutma
Habere göre kimi 17, kimi de 20 saat sorgulanan kadınların, tek kişilik hücrelerde tutulurken uykudan mahrum bırakıldığı, bunda hücre duvarlarına vurulması ve yüksek sesli konuşmaların da etkili olduğu kaydediliyor.
Haaretz’te Amira Hass imzasıyla yer alan haberde ayrıca, her bir mahkumun elleri arkalarından bağlı halde oturur pozisyonda tutulduğu, görevlilerin sorgu sırasında bağırdığı, kadınlara ve onların ailelerine karşı tehditler savurduğu ve cinsel içerikli sözler sarf ettiği ifade ediliyor.
Habere göre kadınların sorguların arasında kirli ve pis kokan hücrelerde tecrit cezası çektiği de ileri sürülüyor.
Birçok kez doktora gitmek zorunda kalan Ebu Sineyne’nin şikayet dilekçesinde, sağlık ekibinin ağrı kesici verip yeniden sorguya gönderdiği ve genellikle bacakları bağlı halde ifade verdiği bilgisi yer alıyor.
2018’nin başından bu yana sert koşullarda sorgulanan Filistinli kadınların sayısında artış yaşandığı belirtiliyor.
PCATI kuruluşunun 2001’den sonra Siyonist Adalet Bakanlığı’na sorguda işkence yapılmasına dair bin 200 şikayet dilekçesi ilettiği kaydediliyor.
Benzer durumlarda açılan yüzlerce davanınsa herhangi bir ceza kesilmeden kapandığı vurgulanıyor.
Ajanslar