2003 yılında Felluce’de kullanılan kimyasal silahlar nedeniyle, bugün hala çocuklar bedensel ve zihinsel kusurlar ile doğuyor. Felluceli doktorlar anomali doğum gerçeğini sosyal medyada gündemde tutma gayretinde.
ABD’nin Irak’ı işgalinin üzerinden 15 sene geçti. Askeri işgal fiili olarak yaklaşık 4 sene önce sonlanmasına rağmen Irak halkında bu işgal nedeniyle açılan yaralar halen kanamaya devam ediyor.
2003 yılında başlayan ve Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi ile sonuçlanan bu işgal, Irak’ta günümüze dek sürecek çatışmaların da fitilini ateşledi. ABD işgalinin başladığı günden bu yana Irak halkı işkence, toplu katliam, sivilleri hedef alan bombardımanlar, sistematik tecavüzler gibi ihlaller ile yüz yüze kaldı.
ABD işgalinin açtığı, kanamaya uzunca bir süre daha devam edecek yaralardan biri de sakat doğumlar. ABD güçlerinin özellikle yoğun bir şekilde bombardıman düzenlediği bazı bölgelerde halen sakat çocuklar dünyaya geliyor. ABD, Irak bombardımanında kimyasal ve biyolojik silahların yanı sıra taktik nükleer silahlar ve seyreltilmiş uranyum içeren mühimmatlar da kullanmıştı. Söz konusu mühimmatlar Felluce başta olmak üzere Irak’ın birçok bölgesinde genetik hastalıklara ve bu hastalıkların nesilden nesile aktarılmasına sebep oldu.
Irak’ta ABD güçlerine karşı en güçlü direnişin gösterildiği kent Felluce olmuştu. ABD askerleri direnişçilerden ele geçirmek için tüm gücüyle saldırdığı Felluce’de seyreltilmiş uranyum içeren mühimmatları yoğun bir biçimde kullandı. Ülkede Sünni nüfusun kalesi olarak görülen ve camiler şehri olarak anılan Felluce, 2015 yılında da Haşdi Şabi milisleri ve Bağdat hükümeti tarafından ciddi oranda tahrip edilerek ele geçirildi. Bu saldırıların Felluce’ye faturası çok daha ağır oldu.
Seyreltilmiş uranyum
Bölgede 2004 yılında yaşanan saldırıların ardından genetik hastalıklarda, kimyasal kirlenmede, düşük doğumlarda ve sakat-hastalıklı bebeklerin doğumunda ciddi bir artış yaşandı. Amerikan güçleri Felluce’de beyaz fosfor kullandıklarını kabul etmiş ancak seyreltilmiş uranyum kullandıkları gerçeğini reddetmişti. Seyreltilmiş uranyum, hasta ve sakat doğumlar ile kanser vakalarının en önemli sebebi.
Son yıllarda bu vakalara dair herhangi bir araştırma yapılmış değil. Ancak 2007 ve 2010 yılları arasında yapılan araştırmaların ortaya çıkardığı istatistikler dehşet verici. 2000 yılından önce bölgede doğan çocukların yüzde ikisinden daha azı benzeri bir hastalık yahut sakatlığa sahip olarak doğuyordu. Ancak 2007 ve 2010 yılları arasında Felluce’de doğan bebeklerin yarısından fazlasında bir hastalık yahut sakatlık gözlendi. Aynı yıllarda 6 doğumdan birinde ise düşük doğum yaşandı. Basra’da da, Felluce’den daha az olmakla beraber benzeri rakamlar mevcut.
Uzmanların araştırmalarına göre kullanılan seyreltilmiş uranyumun “halktaki ayak izini görmek mümkün”. Seyreltilmiş uranyum ve ağır metaller, genetik olarak nesilden nesile aktarılıyor ve düşük doğumlara, hasta ve sakat bebeklere ve kanser gibi ağır hastalıklara yol açıyor. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri ise Basra’da ya da Felluce’de sakat ve hasta doğumlarda bir artışa dair resmi bir raporun kendilerine ulaşmadığını ve bölgede kamu sağlığına yönelik ciddi önlemlerin alınıyor olduğunu öne sürmüştü.
Hiroşima’dan daha kötü
İngiliz hükümeti de kullanılan mühimmat ile sakat ve hastalıklı doğumlar arasında bir bağlantıyı doğrulayacak güvenilir bir bilimsel yahut tıbbi delil olmadığını iddia etmişti. Uzman raporları ise halkın vücüdunda yoğun miktarda kurşun, cıva gibi ağır metallerle seyreltilmiş uranyum bulunduğunu doğruluyor. El Cezire’nin yayınladığı bir rapora göre Felluce, Japonya’nın nükleer silahtan etkilenen bölgelerinden 14 kat daha fazla etkilendi.
Felluce’de faaliyet gösteren doktorlar, sosyal medya vasıtasıyla yaşanan sakat ve hasta doğumları dünya ile paylaşıyor. Doktorların paylaştığı görüntülerde sakat yahut ölü doğan, vücutlarında eksik organlar bulunan, vücudu bir bebek vücuduna benzemeyen doğumlar görülebiliyor. Felluce’de 15 yıl önce başlatılan işgalin faturası halen sivil halk tarafından ödenmeye devam ediyor. Ancak sorumluların, bu insan hakları ihlali ve savaş suçu için herhangi bir bedel ödemediği ve yakın vadede de ödemesinin mümkün görünmediği ortada.
Konuyla ilgili olarak gazeteci yazar Shailja Patel, Felluce’deki doğum anomalisi oranının dünyada birinci sırada olduğunu, şehirdeki oranın ABD’nin atom bombası attığı Hiroşima ve Nagazaki’den bile daha fazla olduğunu dile getiriyor.
Ajanslar