HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı Dr. Afiye Sıddıki için basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar ve Gazeteci Yazar Bahadır Kurbanoğlu da birer konuşma yaptılar. ABD’nin İslam beldelerinde bu kadar rahat kanunsuz hareket etmesine izin verilmesinin kınandığı basın açıklamasına STK’lar ve Vatandaşlar da destek verdi.
İstanbul ABD konsolosluğu önünde düzenlenen basın açıklamasını birçok STK, Yazar, Siyasi Partiler ve vatandaşlar destek verdi. Basın açıklaması öncesinde yapılan konuşmalarda işgalci ABD’nin haydutluğuna dikkat çekildi.
Amerikanın olduğu her yerde sorun kaos ve güvensizliğin olduğunu vurgulayan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Normal şartlarda bir ülkenin konsolosluğu bu kadar şatafatlı, bu kadar korunaklı olmaz. Dışarıdan bakıldığında burası binlerce askeri barındıran bir kale gibidir. Şuanda türki,yede oynanan birçok oyun ve fitnenin planı buradan yapılıyor. Dr. Afiye Sıddıki gibi nice müslümanlar buraya getirilp dünyanın farklı ülkelerine sevk edildi. Eğer huzur ve güven istiyorsak Amerikanın üslerinin, istihbarat merkezlerinin olmaması gerekir.” dedi.
Peygamber efendimiz (Sallalahu Aleyhi Vesellem)’in ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz!’ hadisini hatırlatarak konuşmasına başlayan HÜDA PAR GİK Üyesi Meryem Kiraz, bu hadisi düstur edinerek Pakistan’da kaçırılan ve Amerika’da derdest edilen Dr. Afiye Sıdıkinin zulmüne dur demek için toplandıklarını söyledi.
“Amerika’nın bu insanlık dışı zulmünü hiçbir şekilde dile getirmeye STK’lar neredesiniz?”
Kiraz, STK ve insan ve insan hakları savunucularına hitaben şu soruları sorarak konuşmasını sürdürüdü; “Öncelikle şu kesimlere seslenmek istiyorum; Ey İnsan hakları savunucuları! Ey kadın hakları savunucuları! Ey çocuk hakları savunucuları! Ey sözde özgürlük savunucuları Sizlere sesleniyorum! Sahi sizler Dr. Afiye Sıddıki’ye yapılan bu zulümleri nerede kaç kez dile getirdiniz? Dr. Afiye Sıddıki’ye yapılan işkencelerden haberiniz yok mu? Neden duymadınız? Bizler buna kesinlikle inanmıyoruz. Yoksa emperyalist ABD’nin zulmünü dile getirmenizin önünde engeller mi var? Bizler şunu da çok iyi biliyoruz ki; Sizler Müslümanlar için hiçbir zaman adil olmadınız. Yine sizler dünyanın jandarmalığına soyunmuş olan emperyalist Amerika’nın bu insanlık dışı zulmünü hiçbir şekilde dile getirmeyen binlerle ifade edeceğimiz sivil toplum kuruluşları neredesiniz? Neden susuyorsunuz?”
“Bu Zülmü Dile Getirmeye Devam Edeceğiz”
ABD zindanlarında bulunan Dr. Afiye Sıddıki bir bilim kadını olduğunu ve yaptığı çalışmaların ABD’yi rahatsız ettiğini hatırlatan Kiraz, “Dr. Afiye Sıddıki bir anneydi 3 çocuğu vardı. İnsanlığa ve İslam’a hizmet gayesindeydi. Dr. Afiye Sıddıki’nin ablası Fevziye hanım kardeşinin kesinlikle suçlu olmadığını dile getirirken, annesinin onun hasretiyle yandığını, diğer mahkumlara sağlanan olanakların hiç birisinin Dr. Afiye Sıddıki’ye sağlanmadığını, görüntülü konuşmak şurada dursun telefon dahi etmesine izin verilmediğini dile getirdi. Bizler buradan emperyalist ABD’ye sesleniyoruz; Ey zalim Amerika! Kirli pençelerini artık Müslümanların üzerinden çek. Mazlum Dr. Afiye Sıddıki’yi ve çocuklarını birleştirerek ailesine ve ülkesine iade et. Yıllardır gasp ettiğiniz haklarını ver diyoruz. Ey zalim Amerika! Şunu bil ki; bizler Dr. Afiye Sıddıki’nin sesi olmaya devam edeceğiz. Bu zülmü dile getirmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
“İslam Ülkelerinin Gerçek Sahipleri Müslümanlardır”
Amerikan terörünü tüm dünyaya haykırmak için toplandıklarını belirten Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı ve Köklü Değişim Medya Genel Koordinatörü Mahmut Kar, “Bugün tüm dünyaya ve özellikle islam ülkelerindeki yönetimlere Amerika emperyalizmini haykırmak için buradayız. Onun için diyoruz ki, Afiye Sıddıki terrorist değildir. Eğer terörist arıyorsanız teröristler buradalar. (Konsolosluktalar) Amerikan emperyalizmi terörizmin başıdır. Amerika devleti terör devletidir. Biz mağdur ve mazlumlar olarak burada toplanmadık. Biz korkmuyoruz ama Amerika dünyanın süper gücü olsa da korkuyor. Onun için Afiye Sıddıki’yi tutukladı. Böylelikle Müslümanların kalplerine korku salacağını zannetti. Başlattıkları küresel savaşa karşı Müslümanların karşı durmayacağını zannettiler. Ancak bu durum Müslümanların kalplerini birleştirdi, imanlarını arttıdı elhamdulillah. ABD sadece Afiye Sıddıki’yi tutuklamadı. Onunla birlikte başkalarını da tutukladı. İslam ülkelerinin gerçek sahipleri Müslümanlardır. ABD ise oralarda işgalci olarak kalmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Afiyet Sıddıki’ni kaçırılmasının müsebbibi oldukları için ABD konsolosluğunun önünde toplandıklarını söyleyen Gazeteci-Yazar Bahadır Kurbanoğlu, ABD’nin bu cürümü işlerken yalnız olmadığını, yerel despotların da nice Afiye Sıddıki gibi olayları üretmekle meşgul olduklarını hatırlattı.
“Afiyet Sıddıki takasa konu edildi ancak Pakistan tarafından kabul edilmedi”
Kurbanoğlu, “Bugün Suriye cezaevlerinde bulunan kadınlar, tecavüze uğrayan, yıllardır cezaevine mahkum edilen, uzuvlarını kaybeden, hayatlarını ellerinden alınan nice isimsiz Afiye Sıddıki’ler var. nice isimsiz Afiye Sıddıki’ler Mısır zindanlarında. İslam dünyasının dört bir yanında böyle bir durum var. Afiye Sıddıki olayında da ABD ile birlikte Pakistan istihbaratı olayın baş sorumlularındandır. Afiye Sıddıki’ye yıllarca zulmeden, ortadan kaybolduğunda nereye gittiğini bilmediğimiz dönemde yıllarca işkence eden bir Pakistan vardı. Ardından işkenceleri, ABD devraldı. İlk yalanları da burada ortaya çıktı. 2008 yılında gözaltına aldıklarını söylediler. Gözaltında ABD askerlerini yaralamaya çalıştığını söylediler. Ardından mahkemelerde yalan söylemeye devam ettiler. İngiliz gazetecinin aktardıklarına göre Afiyet Sıddıki takasa konu edildi ancak Pakistan tarafından kabul edilmediğini öğrendik. Onun hayatı ile alakalı nice zulüm hikayeleri var.”
Yapılan konuşmaların ardından İngilizce ve Türkçe olarak okunan basın metninin Türkçesini HÜDA PAR İstanbul İl Başkan Yardımcısı Seyfullah Sivi, İngilizce metnini ise HÜDA PAR İstanbul İl Kadın kolları Başkanı Münevver Aktaş okudu.
“Şu anda burada tüm dünyanın insan hakları karnesini doldurmakla meşhur iken başkalarına karşı ilkel kabile hukukunu reva gören bir ülkenin, yani Amerika’nın İstanbul başkonsolosluğu önünde toplanmış bulunuyoruz.” diyerek konuşmasına başlayan Sivi, ABD’in Dr. Afiye Sıddıki’ye uyguladığı insanlık dışı muameleyi, reva gördükleri işkenceleri ve uyduruk delillerle verilen hapis cezasını kınadıklarını söyledi.
Dr. Afiye Sıddıki’ye yapılan kötü muameleler ve uygulanan tecritler, vicdanı kirlenmemiş her kişi ve kurumun şiddetle karşı çıkması gereken bir insan hakları ihlali olduğunu belirten Sivi, Dr. Afiye Sıddıki’nin hafız olduğunu, Kur’an ile yaşamını bütünleştirme gayreti içerisinde olduğunu ve İslam’ın günümüzde de bütünüyle bir hayat biçimi olduğuna gönülden inandığını hatırlattı.
“Çocuklarının akibetinin ne olduğu ve nerede tutuldukları ise hala bilinmiyor”
Sivi, “Afiye Sıddıki’nin en büyük hayali Kur’an-ı Kerim öğretilerini modern ve beşeri ilimlerle birleştirmekti. İnandığı idealler uğruna Pakistan ve tüm İslam ülkelerinde bir eğitim devrimini gerçekleştirmek umuduyla yola koyuldu. İlk durak olarak İslamabad’a giderek bu hayalini gerçekleştirecekti. Fakat 2003 yılında üç çocuğu ile birlikte Pakistan otoriteleri veya onların işbirlikçisi ABD istihbaratı tarafından Karachi havalimanından kaçırıldı. Beş yıl boyunca kendisinden hiçbir haber alınamadı. Dr. Afiye Sıddıki’nin kaçırılmasından sonra Afganistan’da ölüm ve katliamlarla anılan Bagram üssündeki bir hapishanede tutulduğu ortaya çıktı. Çocuklarının akibetinin ne olduğu ve nerede tutuldukları ise hala bilinmiyor.” dedi.
Sıddıki’yi teslim almaya gelen ABD askerlerinden birisinin silahından çıkan kurşunla Dr. Afiye Sıddıki’nin yaralandığını ve ardından helikopter ile Bagram Hava Üssünde bulunan Craig Joint Theather hastanesine kaldırıldığını hatırlatan Sivi, Sıddıki’nin hastanede kaldığı süre boyunca hiçbir şekilde ailesiyle görüştürülmediğini, avukatın konsolosluğu bilgilendirme gibi haklarının dahi tanınmadığını söyledi.
“Dr. Sıddıki, Texas’ta Forth Worth Deniz Üssünde bulunan federal hapishanede tutulmaktadır”
Sivi, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Sıddıki, mahkemedeki yeminli ifadesinde gizli bir hapishanede işkence gördüğünü, işkence edenlerin delil üretmeye çalıştıklarını ve kendisine söylenenleri yapmadığı takdirde kendisine ve çocuklarına işkence yapılacağı yönünde sürekli tehditlerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. 23 Ekim 2010 tarihinde NewYork’ta yargılanmaya başlayan Dr. Afiye Sıddıki, ABD askerlerini ve FBI ajanlarını öldürmeye teşebbüs etmek suçlamasıyla 86 yıl hapse mahkum edildi. Yargılamada davaya konu olan öldürmeye teşebbüs hikayesi ise 2007’de Afganistan’daki Gazne polis merkezinde tutulduğu esnada Dr Sıddıki’nin yere bırakılmış bir tüfeği ateşlediği iddiasına dayandırılmıştır. Sözkonusu merkezde silahın ateşlemesiyle herhangi bir ölüm ya da yaralanma hadisesi gerçekleşmemiş olmasının yanında adli tıp laboratuvarından gelen inceleme raporlarında bahse konu silah üzerinde herhangi bir parmak izine rastlanmadığı gibi, silahın ateşlendiğine dair bir bulguya da rastlanmamıştır. Adli tıp bulguları ve Sıddıki’nin defalarca tekrarladığı ifadesine rağmen mahkeme, ABD askeri kaynaklarının temelsiz iddialarını delil kabul ederek 86 yıl gibi uçuk bir cezaya karar vermiştir. Duruşmaların başlamasından bugüne kadar Dr. Sıddıki, Texas’ta Forth Worth Deniz Üssünde bulunan federal hapishanede tutulmaktadır”
“Sıddıki erkeklere ait bir hapishanede tutuluyor”
“23 Mayıs 2018 tarihinde konsolosluk görevlilerince Dr. Sıddıki ile yapılan görüşmede, Dr. Sıddıki’nin sürekli psikolojik ve cinsel şiddete maruz kaldığı, kimseyle görüştürülmediği, yiyecek ve içeceklerine fosfat ve fosforik asit konularak zehirlenmeye çalışıldığı, yaşadığı tüm zorluklara ve uygunsuz ortama rağmen ibadetlerine devam etmeye çalıştığı belirtilmiştir.” diyen sivi, “Ailesinden aldığımız bilgiye göre son üç yıldır kendisinden haber alınamamaktadır. Dr. Afiye Sıddıki hakkında yapılan asılsız suçlamaları, aksi yöndeki somut delillere rağmen kabul etmek; Dr. Sıddıki’yi çocukları ile kaçırmak ve onlara işkence uygulamak; kendisinin durumu hakkında ve çoğu zaman nerede tutulduğuna dair ailesine bilgi vermemek; en önemlisi de bir bayanı erkeklere ait bir hapishanede tutmak, insan hakları ihlalleri kategorisine giren tüm suçları bir arada işlemek anlamına gelmektedir.” şeklinde konuştu.
“Sıddıki Ülkesine Ve Çocuklarına Kavuşturulmalıdır”
Sivi, son olarak şu ifadelere yer verdi;
“HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı olarak bizler, Müslüman olduğu için küresel haydutlar tarafından derdest edilen Dr. Sıddıki için ehl-i vicdanı bu hukuksuzluğa karşı çıkmak, yaşatılan bu zulmü basına ve kamuoyuna duyurmak adına bugün burada, ABD Konsolosluğunun önünde toplanarak bir kez daha haykırma gereği duyuyoruz. CIA’nın gizli operasyonlarıyla İslam dünyasının farklı yerlerinden derdest edilerek gizli hapishanelerde aynı akıbeti yaşayan sayısız kişinin bulunduğunu, Dr. Sıddıki’nin ise sadece bunlardan birisi olduğunu belirtmek istiyoruz. İnsan haklarını ayaklar altına alan bu uygulamalara karşı müslümanlar daha fazla ses çıkarmalı, insan hakları iddiasındaki kuruluşlar da çifte standartları bırakıp Amerika’nın yaşattığı bu zulümlere karşı insani tavırlar geliştirmelidirler. Bugün burada seslerini duyurmak ve zalime “dur!” demek için toplanan siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarımızın değerli temsilcilerine, duyarlı basın mensuplarımıza ve bu konuda hassasiyet sahibi siz halkımıza teşekkür ederken; yaşatılan zulümlerin sembol ismi haline gelen Dr. Afiye Sıddıki için vicdan sahibi herkesi bir kez daha seferber olmaya ve 17 yıldır çekilen bu zulme son vermeye çağırıyoruz. Acilen Dr. Sıddıki’nin psikolojik ve fiziksel sağlığından emin olunmalı, ülkesi Pakistan’a emin bir şekilde dönüşü sağlanmalı ve çocuklarının yeri tespit edilerek ailesine teslim edilmesi sağlanmalıdır.”
Köklü Değişim Medya