Aralık 2019’in başında Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan virüs Hemen hemen tüm dünya halklarının yaşamını etkiledi. Batı dünyasının bazı ülkelerinde Coronodan önce ve sonra diye bir ayrım yapılmaya başladı bile.
Oysaki bu ülkeler gerek virüsün ortaya çıkması aşamasında gerekse virüsle mücadele safhasında hiçte iyi bir duruş ortaya koyamadılar.
En başından virüsün ortaya çıktığı Çin bu hususu virüsün ortaya çıkmasından haftalar sonra, virüs tüm dünyaya yayıldıktan sonra Ocak ayında dünya sağlık örgütüne bildirdi. Çünkü Onların hükümetlerinin çıkarları halkların sağlığından ve çıkarından daha önemli olduğu için bunu yaptı. Tıpkı dünyanın birçok diğer ülkesi gibi.
Batıda yaşayan ve batı kültürüyle yetişmiş insanların da bu virüs karşısında ortaya koydukları tavır, kapitalist devletlerin ortaya koyduğu tavırdan farksız değil.
Batı hadaratının oluşturduğu şahsiyetlerin ortaya koydukları tavırda sadece BEN merkezli olarak ortaya çıktı.
Neticelerinde ise; Huzur evlerinde ölüme terk edilen zavallı insanlar, yağmalanan marketler (stoklamalar), silah alımlarındaki patlamalar, intiharlar…
İslam memleketlerinde de (kapitalizmin yansımaları ile) batının ortaya koyduğu tavrı sergileyen insanları gördük.
Bu olumsuzluklara rağmen İslam kültürünün etkisinin toplumlar üzerinde hala var olduğunu gösteren davranışların yaşanması da bizlere bir nebze de olsa umut verdi. Sokak ve pazarlarda ihtiyaç sahipleri için oluşturulan sadakanın, yardımlaşmanın tezgâhlara konması İslam’dan kaynaklanan bazı mefhumların unutulmadığını gösterdi.
Elbette ki bir Müslümanın tavrı farklılık arz etmeli zira Müslümanın hayatını kontrol edip düzenleyen Alemlerin Rabbi Allah Celle celalehu dir. Ve O bize şöyle buyuruyor:
قُلْ لَنْ يُص۪يبَنَٓا اِلَّا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَنَاۚ هُوَ مَوْلٰينَاۚ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
“De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.” (Tevbe 51)
Evet, Müslüman hayata bu şekil bakarken başına gelenlerin Allah’ın takdirinin sonucu olduğunu bilir, bundan dolayı sevap alacağı düşüncesi onun amelini koordine eder. Sabır ve tevekkül ile kulluk bilinci altında hayır olana erişmek için gayret eder. İçinde bulunduğumuz bugün ki durumla alakalı olarak Rasul (sav) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor:
“Tâun hastalığı, Allah Teâlâ’nın dilediği kimseleri kendisiyle cezalandırdığı bir çeşit azaptı. Allah onu mü’minler için rahmet kıldı. Bu sebeple tâuna yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yerde ikâmete devam eder ve başına ancak Allah ne takdir etmişse onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı verilir.” (Buhârî, Tıb 31; Ayrıca bk. Buhârî, Enbiyâ 54; Kader 15; Müslim, Selâm 92-95
Evet, bu Allah (cc)’nin insanlara gönderdiği bir imtihan… Zira bu vaka bize gerçek güç ve kudret sahibinin kim olduğunu hatırlattı. Milyonlarcası dahi yarım gram etmeyen, gözle görünmeyen bir zerre tüm dünyayı ve dünyanın süper gücü olmakla kibirlenenleri aciz bıraktı.
Bununla birlikte bu vakıa batıl nizamların oluşturduğu karakterin insanlık için ne kadar tehlikeli olduğunu da ortaya koymuş oldu.
Evet, bir toplumun tavırlarını, kültürünü ve hayata bakışını belirleyen muhakkak ki üzerine tatbik edilen nizamdır. Kapitalizmin oluşturduğu bu toplumların davranışlarının, kültür ve insanlık açısından sınıfta kaldığına şahit olduk.
Amerika’da yaşananlar kapitalizmin asıl çehresini ortaya çıkartmıştır. Zira bugün Amerika’da Silah satışlarında yüzde 800 lük bir artış olmasının sebebi; toplumun birbirini potansiyel düşman görmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü yarın açlık ve sıkıntı ile karşılaştığında komşusunu, akrabasını veya başka insanları yaşam ve yaşam unsurları için kolaylıkla öldürme düşüncesinin bir yansımasıdır.
Yine İspanya’da huzur evlerinde bakım ve yardıma muhtaç olarak bırakılan insanlar Kapitalizm ideolojisinin topluma verdiği ben eksenli ve menfaat ölçekli bakışın tezahürüdür.
Bu bakış açısı ile kapitalizmden dünyaya huzur vermesi beklenemez. Çünkü kapitalizmin hayata bakış açısı düşünce ve yaptıkları ile insan fıtratına uymayan bir ideolojidir. Bu yaşananlar Kapitalizm’in çöküşünün göstergesi olduğu gibi onun oluşturduğu insan karakterinin de çöküşünün bir göstergesidir.
İslam ise; bunun tam aksine insanı insan olarak ele alan, onun bütün ihtiyaçlarına fıtrata uygun, aklı tatmin eden ve kalbe güven veren bir biçimde çözümler koyan, insanlığı kalkındırıp mutluluğu ve huzuru verebilecek tek nizamdır. Bu hususların hepsini hayata tatbik edildiği dönemlerde ortaya koymuştur. İslam tarihi bunun örnekleri ile doludur.
İslam’ın adaleti ile değişen insanlar insanlık tarihi boyunca unutulmayacak ve Müslümanların yollarını aydınlatacak yıldızlar olarak hatırlanmaktalar. Bu insanları ise İslam inşa etmiştir. Hayatları boyunca islam ve insanlık örfü ile tam tezat hayat süren insanları, İslam potasından geçirmiş ve bizlerin yollarına ışık kılmıştır.
Onlar, bir Müslüman bir Müslümanı zorda bırakarak ahde vefasızlık yaptı denmesin diye ölüme koşan insanlardı.
Onlar, bir Müslüman zorda kalan bir Müslümana yardım etmedi demesinler diye hayatlarını ortaya koyan insanlardı.
Onlar, Müslümanlar birbirlerine merhamet etmiyor demesinler diye kendi haklarından vaz geçen fedakâr insanlardı.
İşte, tüm bu hususları İslam ile değişen insanlar ortaya koydular.
Bu olaylar bir kez daha gösterdi ki; insanlığın muhtaç olduğu, yolumuzu aydınlatacak düşünce İslam’dan başkasında yoktur.
İnsanlığın kurtuluşunu gerçekleştirecek, bu meşaleyi taşıyacak, bu düşünceyi aleme taşıyacak İslam davasını yüklenmiş Müslümandan başkası da yoktur.
İslam davasını yüklenen Müslümanlar bu dünyaya adaleti, insanlığı, merhameti getirecek tek güçtür.
O halde, İslam’ı dava edinenler her ortamda olduğu gibi bu ortamda da üzerine düşen görevin şuuru içerisinde bu büyük fırsatı değerlendirmelidir. Dünyaya adalet ve insanlığı ulaştıracak nizamın İslam nizamı olduğunu her platformda insanlara aktarmalıyız.
Zira bu günlerimiz öyle mübarek ve güzel günler ki; içinde bulunduğumuz (bu zorlukları fırsata dönüştüre bilenler için getirisi çok fazla olacak bir zaman olan) Ramazan ayınına girmiş durumdayız.
Ramazan ayı ki; içerisinde bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesinin olduğu, insanlara yol gösterecek olan Furkan’ın indirildiği aydır. O zaman evde kalmaya da zorlandığımız bu zamanı fırsata çevirelim.
Bu süreçte ve sonrasında Allah’ın yardım etmeyi üzerine borç bildiği müminler olarak başımız dik sokakta yürüyelim.
Yürüyelim ki; yeniden Müslümanlara İslam’la olmanın izzetini hatırlatalım.
Yürüyelim ki; içinde bulunduğumuz topluma İslam akidesinin, Allah’ın dininin varlığını gösterelim, onları hidayetle buluşturalım.
Sesimizi yükseltelim ki; İslam âlemindeki Müslümanlar ayağa kalksın, yöneticiler peşine düştükleri kapitalizmin ne hale geldiğini görsün.
Uzaktan da olsa seslenelim ki; Müslümanları ve onların başında bulunan idarecileri İslam’ı hayata hâkim kılıp, İslam’ı davet ve cihad yolu ile âleme taşıyacak olan Allah cc. nin vadi, Rasul (sav) in müjdesi olan Raşidi hilafeti kurmak için mücadeleye sevk edelim.
İşte Müslümanlar olarak bizler bunun mücadelesini verelim. Zira dünya İslam’a ve Müslümanlara muhtaçtır. İslam’dan başka bir fikir ve sistem insanları kurtarmaz, sosyalizm iflas ettiği gibi kapitalizm de iflas etti. Müslümanlar olarak bu mesuliyeti hissedip taşımalıyız. Zira bu şer’i bir mesuliyettir; bu ancak Resulullah sallallahu aleyhi vesellem ‘in yaptığı gibi İslam devletiyle olur. Müslümanlar 13 asır boyunca bunu sürdürdüler, kâfirler bunu yıktıktan sonra tekrar bunu, Raşidi bir Hilafet olarak kurmaya çalışmalıyız.
Zira bugün insanlığın özlediği ve beklediği adalet sadece raşidi Hilafet devleti ile mümkündür. Onun gelişi ise çok yakındır. Allah’ın Rasulü bize bunu müjdeledi:
ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّ
“Sonra nübüvvet minhacı üzere Hilafet olacaktır..”
لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ
“İşte çalışanlar böylesi bir kurtuluş için çalışsınlar.” (Saffat 61)
Alemlerin rabbinden niyazımız bize tez zamanda tevhid sancağı altında bir yaşam nasip etsin.
Bu Zorlu zamanda Ebediyete intikal eden Müslümanlara rahmet etsin.
Bu hastalığa duçar olan tüm müminlerde Rabbim Şafi ismiyle şifa versin.