“Sünnet” ve “Hadis” aynı manaya gelir. Sünnetten kasıt; Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’den bize ulaşan söz, fiil ve ikrarlardır. Sahabeden mevkufen bize ulaşanlar da sünnetten sayılır. Çünkü Sahabe Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellemile birlikte yaşıyorlar, onun sözlerini dinliyorlar, onun davranışlarına şahid oluyorlar, onu görerek ve işiterek onunla konuşuyorlardı.
Devamı için »Sünnet de Kur’an Gibi Şer’i Delildir
Sünnet de Kur’an gibi Şer’î delildir ve Yüce Allah Subhanehû ve Teala’dan gelen bir vahiydir. Sünneti terk edip yalnızca Kur’an’la yetinmek açık küfürdür. Böyle bir görüş İslâm’dan çıkarıcı bir görüştür. Sünnetin Allahu Teâla’dan gelen bir vahiy olduğu Kur’an’ın açık nassı ile sabittir. Allahu Teâla ayette şöyle buyurmaktadır:
Devamı için »Sünnetle İstidlal/Delil Getirmek
Sünnetin Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in sözleri, fiilleri ve sükutu olduğu ve Kur’an gibi Sünnete tabi olmanın da vacip olduğu bilinmektedir. Ancak elbette ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in bir sözü söylediğinin veya bir fiili yaptığının veya bir söz ve fiil karşısında sükût ettiğinin tespit edilmesi gerekir. Sünnet tespit edildiğinde, gerek Şer’î …
Devamı için »Haber-i Ahad Akidede Delil Değildir
Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in resullüğüne iman; ona itaati ve tabi olmayı, akidede ve hükümlerde Sünnet ile delil getirmeyi gerektirir. Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:
Devamı için »Akide İle Şer’i Hüküm Arasındaki Fark
Lügatte, “akide”; üzerinde kalbin düğümlendiği şey demektir. Düğümlenme ise onu kesinleştirmek, kesin olarak onu tasdik etmek demektir.
Devamı için »