Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Suriye’de devam eden acımasız savaşın son beş yılında öğrendiğimiz bir şey varsa o da güvenli bölge oluşturmanın kentlerin yok edilişini ve binlerce mültecinin Türkiye ile diğer ülkelere akınını durdurmak için uygulanabilir tek seçenek olduğudur” değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, Daily Sabah gazetesi için kaleme aldığı ‘Güvenli Bölgeler Hayatları, İnsanlığımızı Kurtaracak’ başlıklı makalesinde, Suriye’de güvenli bölgelerin oluşturulması için Türkiye’nin yaptığı çağrının şimdiye kadar olduğu gibi acil ve hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı.
Kalın, daha önce de dile getirdiği gibi 18 Aralık 2015’te kabul edilen BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının, Suriye’deki çatışmaların sonlandırılması için yeni bir çerçeve ve kati bir süre belirlenmesi, meşru, demokratik ve herkesi kapsayıcı bir hükümete doğru siyasi geçiş sürecinin başlatılması ve insani yardımların gönderilmesi için düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Bu düzenlemenin, IŞİD ile mücadeleye de yardım etmesi gerektiğini belirten Kalın, 11 Şubat’ta kabul edilen ‘düşmanlıkların sonlandırılmasına’ dair Münih Anlaşması’nın, Cenevre’de BM’nin liderliğindeki görüşmelere temel hazırlaması gerektiğini ancak Şam’ın yine görüşmeleri tüm anlaşmaların ihlalinde ilerleme kaydetmek için kullandığını, bunun hiç şaşırtıcı olmadığını ifade etti.
‘SIĞINMACI SAYISINI AZALTACAK’
Sözcü Kalın makalesine şöyle devam etti:
“Bu acımasız savaşın son beş yılında öğrendiğimiz bir şey varsa o da güvenli bölge oluşturmanın kentlerin yok edilişini ve binlerce mültecinin Türkiye ile diğer ülkelere akınını durdurmak için tek uygulanabilir seçenek olduğudur. Sığınmacıların sayısını azaltacak ve ülke içinde yerlerinden edilmiş insanlara sığınacak yer sağlayacaktır. Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer kurumlara insani yardım işlerini düzenleme olanağı sağlayacaktır.”
Makalesinde, güvenli bölgelerin, Suriye halkına yalnız olmadıklarını ve uluslararası toplumun onları korumak için burada olduğunu göstererek umut duygusu aşılayacağını vurgulayan Kalın, bunun ABD ve Avrupa da dahil tüm ilgili tarafların çıkarına olacağını ifade etti.
Bunun ulaşılamayacak bir hedef olmadığına dikkati çeken Kalın, bu bölgeler yapılırsa, askeri ve siyasi maliyetinin, Suriyelilerin dayandığı acıyla ve son beş yılda her bir siyasi sürecin mutlak suretle başarısız olmasıyla karşılaştırıldığında sönük kalacağını bildirdi.
‘ULUSLARARASI TOPLUM BU AMACA ULAŞMAK İÇİN ARAÇLARA SAHİP’
Kalın, Suriye’de güvenli bölgelerin kurulması için sözde zorlukların, gerçek kaygılardan ziyade mazeretler gibi göründüğünü, DAEŞ ile mücadelede başarı sağlandığını, bunun askeri açıdan daha az riskli olmadığını kaydetti.
Güvenli bölgeler oluşturmanın çok büyük yararları olacağına işaret eden Kalın, “Bu sivilleri koruyacak, (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad rejimini müzakere masasına oturmaya zorlayacak, mültecilerin sayısını azaltacak, Suriye’deki ılımlı muhalif grupların elini koruma altındaki alanlarda rejime ve DAEŞ’e karşı güçlendirecek ve Suriye’deki savaşa bir dereceye kadar denge getirecek” ifadelerini kullandı.