Myanmar ve Halep’te Yanan Ateşi BM’mi Söndürecek?Myanmar’ın Budist yönetimi Arakan eyaletinde yaşayan Rohingyalı Müslüman kardeşlerimizi hunharca katletmeye, evlerini yakıp yıkmaya, çocuklara akıl almaz işkenceler yapmaya ve bacılarımızın iffetini kirletmeye devam ediyor. Suriye’de ise Rusya ve Esed rejimi, ABD’nin gözetiminde ve emrinde Halep’i bombalamaya, çocukları, yaşlıları ve kadınları katletmeye devam ediyor. Hem de halkı Müslüman olan elli altı devletin yönetimlerine ve ordularına rağmen! Ve dahi hamasetten başka bir şey yapamayan aciz yöneticiler ve kışlalarda birbirlerine karşı darbe yapma planlarına alet olan komutanlara rağmen!
Bu devletler ve ordular harekete geçmeyince, kardeşlerimize karşı yapılan katliamları tespit ve tahkik etme işi dahi BM ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne düşüyor. Böyle olunca da hem Myanmar, hem de Rusya ve Esed yönetimi, Arakan ve Halep’te yaşayan Müslümanların radikaller olduğunu gerekçe göstererek BM karşısında katliamlarını haklı göstermeye çalışıyorlar.
Peki, Arakan’ın bu şekilde cayır cayır yanmasına seyirci kalan Müslüman beldelerin yöneticileri ne yapıyor? Hemen yanı başımızdaki Halep’ten yükselen dumanları sınırdan izleyen Türkiye yönetimi ne yapıyor? Çözüm bulması gerekenler acziyet içerisinde şikâyet etmekten başka ne yapıyor? Bakınız Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez katıldığı bir programda Halep ve Arakan’da devam eden katliamlara ilişkin çaresizliğini nasıl ifade ediyor: “Birkaç haftadır Halep’i izliyoruz. Halep’te o taşların arasından, tozların arasından ayıklanmaya çalışılan çocukları görüyoruz. Küvezlerde bombaya maruz kalmış bebekleri bütün insanlık görüyor. Dün Arakan Müslümanlarının temsilcisi beni ziyaret etti. Ona dedim ki üzgünüz mahcubuz. Halep’te yükselen dumanların arkasından Arakan görünmüyor, Halep’te yükselen dumanların arkasından biz Müslümanlar Arakan’ı göremiyoruz.”
Ey Müslümanlar! İşte bu durum İslam ümmetinin içinde bulunduğu vahameti göstermektedir. Ancak bunun sorumluluğu sizlerde değildir. Zira sizler hem Arakan için, hem de Halep için seslerinizi fazlasıyla yükselttiniz. “Halep Yanıyor” diyerek Müslüman yöneticilere çağrı yaptınız. “Arakan Ses Ver” diyerek unutulmuş diyardaki kardeşlerinizin çığlıklarını kör ve sağır olmuş yöneticilere duyurmaya çalıştınız.
Dolayısıyla asıl sorumluluk Halep’i yakıp yıkan Amerika, Rusya ve Koalisyon ile ortak hareket eden hükümetindir. Asıl sorumluluk Müslüman kardeşlerinin imdadına koşmayan TSK’daki subaylarındır. Yahudi varlığındaki orman yangınlarını söndürmek için uçaklarını ivedilikle gönderen yöneticiler, Halep’in ateşini söndürmek için hiçbir şey yapmıyorlar ve Arakan’dan yükselen feryatlara kulaklarını tıkıyorlar!
Ey Yöneticiler! Daha ne zamana kadar ABD ve Batı’nın İslam beldelerindeki zulüm ve işgallerine BM aracılığıyla çözüm arayacaksınız? Daha ne zamana kadar üzerinizdeki sorumluluğu uluslararası örgütlere atacaksınız? Yoksa bu şer örgütlerin sahibinin Amerika olduğunu bilmiyor musunuz? Kuzuyu kurda teslim ettiğinizin farkında değil misiniz? Bu zulümler karşısındaki sessizliğinizin hesabının ahiret günü sorulmayacağını mı zannediyorsunuz?
Hem ümmete ait olan en güzel saraylarda oturuyor, en lüks araçlara biniyor, en yüksek maaşları alıyor, en modern silahlara sahip oluyorsunuz, hem de bunları size sağlayan ümmete sahip çıkmıyorsunuz? Unutmayın ki bunun cezası dünyada rezillik ve rüsvaylık, ahirette ise şiddetli bir azaptır. Öyleyse akledin ve hakkı ayakta tutanlardan olun! Bu büyük veballerden kurtulmak için de yeryüzündeki zulümleri bitirecek olan Raşidi Hilafeti kurmak için çalışanlara nusret verin!
HİZB UT-TAHRİR TÜRKİYE MEDYA BÜROSU
H. 25 Sefer 1438 M. 25 Kasım 2016