Bir soru sormak istiyorum; sadece âlimlere değil, yöneticilere, esnafa, işçiye, memura, ev hanımına, öğrenciye, öğretmene… Bilumum herkese yani…
Sadece âlimlerin değil herkesin bu soruya cevap verebileceğini düşünüyor onun için soruyorum “Devlet’in laik olması caiz mi?”
Şimdi bu soru da nerden çıktı derseniz bende size Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Laiklik ile ilgili açıklamalarından esinlenerek böyle bir soru sorma ihtiyacını hissettiğimi söylerim. Ne mi demişti Erdoğan? Suudi Arabistan ve körfez ülkelerine yaptığı ziyaret sonrasında El-Arabiya kanalına verdiği bir röportajda “Siz İslam ile laiklik kavramını güzel birleştirebiliyorsunuz. Bu konuda Arap dünyasına tavsiyeniz nedir?” diye bir soru soruldu o da cevaben şöyle dedi: “Ben bu bağ kurmayı niye bu kadar İslam dünyası geciktirdi onu anlamakta zorlanıyorum. Biz laikliği, la dinilik olarak görmüyoruz, dinsizlik olarak görmüyoruz. Kişi laik olamaz, devlet laik olur.”
“Kişi laik olamaz devlet laik olur.”
Bu ifadeye çok ama çok dikkat ediniz. Çünkü çok büyük tehlikeler içeriyor. Zira bu ifade derinlerde laikliğe masum bir elbise giydirme gayretini taşıyor. Niye mi? Anlatayım. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamasına şöyle ters bir soru ile cevap vereyim: “Ne demek kişi laik olamaz efendim, bal gibi de Laik kişiler var Türkiye’de ve dünyada yok mu? Örneğin birçok Kemalist bağıra bağıra ben laikim diyor.” O halde şöyle diyorum; Cumhurbaşkanı Erdoğan kişi derken burada Müslüman kişiyi kast etmiş olmalı ki, evet Müslüman bir kişiyi kast etmiş olduğunu düşünüyorum o zaman doğru Müslüman bir kişi laik olamaz. Müslüman bir kişinin laik olması haramdır, küfürdür.
Şimdi röportajda söylenen bu mugalatalı sözlerdeki masum görünümlü şeytani tehlikeyi açığa çıkaracak bir soru daha sormak istiyorum. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan “kişi laik olamaz” derken Müslüman kişiyi kast etti de “devlet laik olur” derken niçin Müslüman bir devleti kast etmedi caba? Çünkü şu an Cumhurbaşkanının en üst makamında görev yaptığı devlet Müslüman bir devlet değil, laik bir devlet. Eğer Müslüman bir devletin yöneticisi olsaydı ve bu sözü söyleseydi Müslüman âlimler onu Allah’ın hükmü ve şeriatı ile muhasebe ederler ve hakka çağırırlardı. Ama Türkiye Cumhuriyeti bir İslam devleti değil, laik bir devlet olduğu için Erdoğan bu sözü (Devlet laik olur) söyleyebiliyor ve Müslüman âlimlerde de bu sözünden dolayı ona ses çıkarmıyorlar. Susuyorlar sadece susuyorlar. Müslümanların yaşadığı bir ülkede bir kişi çıkıp “ey halkım siz tek tek birey olarak Müslümansınız laik değilsiniz, ama sizin yaşadığınız toplumsal hayatı düzene koyan, kanunları ve nizamları uygulayan benimde en üst yöneticisi olduğum devlet laik olur ve de laiktir.” diyor, ama bir tek âlim de kalkıp ey yönetici/idareci sen ne söylediğinin farkında mısın, İslam kişinin de devletin de laik olmasını haram kılmıştır küfür saymıştır diye çıkışmıyor. Susuyor…
Röportaj’da laiklik ile ilgili soruya verdiği cevapta Erdoğan şunu da ifade ediyor: “Bunun -yani devletin laik olmasının- İslam’a ters olan bir yanı var mı? Yok.”
Bakalım laikliğin İslam’a ters bir yanı var mı yok mu?
Laiklik, Cumhurbaşkanının “kişi laik olamaz devlet laik olur” şeklinde mugalatalı kelimelerle ifade ettiği gibi tanımlanamaz. Zira mesele, kişinin ya da devletin laik olup olmayacağı meselesi değildir mesele laikliğin ne olduğu meselesidir. Cumhurbaşkanı, meselenin esasını açıklamayıp laikliği bu şekilde tanımlayarak onun zehrini tüm Müslümanlardan gizlemeye çalışıyor.
Laikliğin gerçek tanımı şudur: Laiklik, dini devletten, toplumdan ve hayattan uzaklaştırma ilkesidir. Yani laiklik, Allah’ın mülkünde Allah’ın hükmünü yok saymak onu reddetmek ve ona açıkça isyan etmektir. Hani bizlere laiklikten daha masum ve sevimli gibi gösterilmeye çalışılan başka bir şeytani düşünce var ya demokrasi, işte demokrasi ise halkın kendi iradesi ile kendi kendini yönetmesi yani Allah’ın hükmünü yok sayarak onun yerine hükümler koymasıdır.
İslam’a gelince o, لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ tır. لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ demek; devlete, topluma ve hayata egemen olan İslam dışı tüm yönetim sistemlerini reddetmek ve yalnız Allah’ın hükmünün uygulanmasını kabul etmek demektir. أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُون “Yoksa onlar cahiliye hükmünü mü istiyorlar, inanan bir toplum için Allah’tan daha güzel hüküm veren kimdir? [Maide 50] مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ ise Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem‘in liderliğinde İslam’ın pratik bir şekilde devlet ile tatbik edilmesi demektir.وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا “Rasul size neyi getirdi ise onu alın sizden neyi yasakladıysa ondan uzak durun.” [Haşr 7]
Bu izahatlardan ve tanımlamalardan sonra ben ortada, esasları açısından birbirine taban tabana zıt olan iki düşünce-akide görüyorum Size ne görüyorsunuz? Biri İslam akidesi, diğeri Allah’ın dinini yok sayan laiklik akidesi. İslam’ın rehber ve öncüsü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’dir. Laikliğin rehber ve öncüleri ise Batılı kâfir kapitalistler. İslam Müslümanlara; laiklik, demokrasi ve cumhuriyeti yani bu şeytan üçlüsünü tümden reddetmeyi emrediyor. Sadece kişide bireyde evde cami de değil, kamu dairesinde, mahkemede, ticarette, evlilikte, eğitimde, siyasette ve devlette… Her şey de bu şeytan üçlüsü olan Laiklik, demokrasi ve cumhuriyet reddedilmelidir.
Makalenin başında sorduğum sorunun cevabı apaçık ortada, İslam’a göre devletin laik olması caiz değildir. Çünkü laik devlet küfür devletidir. Devlet laik olur olmasına ama o devlet otoritesinde İslam ve Müslümanların olduğu bir İslami devlet sayılmaz. Bir Müslüman da laik bir devletin başında yönetici olunca o devlet Müslümanların İslami devleti sayılmaz, yine küfür devletidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ben bir Müslüman olarak laik bir devletin yöneticisi olabilirim diyor sa da Allah Subhanehu ve Teâlâ öyle demiyor, İslam öyle demiyor. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de öyle yapmadı. Allah’ın emrinden kıl kadar şaşmadan çalıştı ve sebat etti, sonrasında ise Allah ona Medine’de İslam devletini bahşetti. Yani bu işler yolum Rasulullah’ın yolu diye konuşmakla olmaz, icraat gerek.
Son olarak, Müslüman kişiler bireyler ve dahi cemaatler laik bir devlete, onun İslam dışı anayasasına ve İslam dışı kanunlarına razı olabilirler mi, rıza gösterebilirler mi? O anayasanın kabul görmesi için rey verebilirler mi? Hayır!
Evet, diyenler varsa İslam’dan delil getirsinler…
@mk_mahmutkar