Bu video-haber iktidarda kaldıkları sürece ABD ve Batı’ya sadık kalan yöneticilerin makus talihlerini, hazin sonlarını ve kendileri için değerli yalnızlıklarını anlatıyor.
Onlar için hiçbir şey Batılı yöneticilerin övgülerine mazhar olmaktan daha değerli değil. Onlar Amerika’ya sadık kalmayı hayattaki tüm diğer değerli şeylere tercih ettiler, iktidarda kaldıkları sürece istedikleri her şeyi yapmalarına rağmen ABD ve Batılı dostlarına yaranamadılar.
Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref’i anlatan bu video-haber çalışmamız aslında sadece onu değil ABD’ye sadık, ABD’li yöneticiler ile dost olan tüm yöneticileri anlatıyor. Pervez Müşerref gibiler işi bittikten sonra tarihin pis çöplüğüne atılmış olanlar… Ya işi daha hala bitmeyenler, hala daha ABD’ye sadık kalanlar, Amerikalı yöneticiler ile dost olanlar…?
Onların geleceği de Müşerref’ten farklı görünmüyor; tek başına değersiz bir yalnızlık…
Halbuki sahip oldukları güç, oturdukları koltuk, bulundukları makam onları daha izzetli bir noktaya taşıyabilirdi. Bazıları ülkelerindeki ordunun başında Genelkurmay Başkanı olarak askerî gücü arkalarına almışlardı, bazıları ülke halkının sevgi ve desteğini arkalarına almışlardı…
Bu güçlerini halklarının ve İslâm’ın maslahatına kullanabilirlerdi ama yapmadılar; Amerikan başkanlarını ve senatörleri razı etmek için kullandılar… Ölünceye kadar Amerika’nın onları iktidarda tutacağını zannettiler ama zannettikleri gibi de olmadı…
Pervez Müşerref Washington Yolunda
Video-Haber’e konu olan görüşmeler, 2011’de Usame bin Ladin’in ABD tarafından Pakistan’da katledilip şehit edilmesinin sonrasında gerçekleşiyor. ABD’li yöneticiler Pakistan eski Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref’i Washington’a çağırıyorlar. Amerika Usame Bin Ladin’in hayatının son 5 yılını Pakistan topraklarında geçirdiğini iddia ediyor ve Müşerref’ten bunun istihbaratının alınamamasının hesabını soracak.
Müslümanların katledilmesi için gerekli ihtimamı gösterememiş olmaktan dolayı Amerikalılara karşı mahcubiyet ve utanç duyan Müşerref tüm yaşanmışlıklara rağmen Amerikalı senatörlerden medet umuyor ve “eğer yeniden yönetime gelirsem Radikal İslâm ile mücadele edebilirim, ancak bunun olabilmesi için sizin tarafınızdan desteklenmem lazım” diyor.
Bir dönem Pakistan ordusunun Genelkurmay Başkanı, sonra Pakistan Cumhurbaşkanı olan birinin iktidardan alındıktan sonra nasıl yalnız, güçsüz ve tek başına kaldığının en bariz göstergesidir bu video-haberde anlatılanlar. Bir dönem kendisine güvenen, onu iktidarda tutan Amerikalılar alternatifini bulduklarında onun yüzüne “sana güvenmemiz çok çok zor” diyebiliyorlar.
Müslüman Ülkelerin Kalkınması Amerika’nın Umurunda Değil
Batılı ülkeler ve ABD dönem dönem Türkiye ve diğer İslâm beldelerine para yardımları yapıyor, bazı uluslararası fonlar aracılığı ile paralar aktarıyor. Tüm bu paraların aktarılma sebebi iktidarların İslâm ve Müslümanlarla mücadelesini kolaylaştırmak içindir yoksa Amerikalılar, Müslüman ülkelerin kalkınmasını düşündükleri için para yardımı yapmıyorlar.
Video-haberde Pervez Müşerref döneminde Pakistan’a yapılan yardımların hesabını Amerikalı yöneticiler soruyorlar ve “Nereye gitti tüm bu paralar?” diyorlar. Müşerref’in cevabı aynen şöyle: “Biz o paraları kullandık, ben yoksulluğu %34’ten %17’ye düşürdüm!” Peki ya Amerikalılar buna ne cevap veriyorlar: “Amerikalıların bunu umursadığını mı sanıyorsun, hiçbir kongre üyesinin 20 milyar doların 5 sentini bile sizin ekonominiz ve yoksulluğunuz için onayladığını sanmıyorum, biz koca Afrika kıtasını bile umursamıyoruz.”
Kısaca, Amerika sadece ve sadece kendisini düşünür, sömürge için seni kullanır, İslâm ve Müslümanlarla mücadele etmen için seni iktidara taşır ve sana para gönderir. Tüm bunları yaparsan iktidarda kalırsın ve iktidarda olduğun sürece Amerikalıların övgüsünü kazanırsın. İktidardan inince ise Amerika seni tarihin pis çöplüğüne atar.
Video-haberin kısa özeti bu…
اَلَّذ۪ينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۜ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعاًۜ
“Onlar, mü’minleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.” [Nisa 139]
Köklü Değişim