İçişleri Bakanı Soylu, yılbaşından bu yana 75 bin mültecinin sınır dışı edildiğini, sayının yılsonunda tahminen 95 bine ulaşacağını söyledi. Göç yolunda, 2 bin 479 göçmenin hayatını kaybettiğini belirten Soylu ‘Bunun yüzde 43 ise Akdeniz’de yaşandı’ dedi.
Uluslararası Göç ve Mülteci Derneği (IMRA) tarafından Suriyeli Sığınmacılar İçin İlk adım Projesi kapsamında İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası’nda düzenlenen “Uluslararası Göç ve Ekonomik Uyum Çalıştayı”nın açılışına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin göçmen politikalarını hakkında konuştu.
2 bin 479 göçmen yolda hayatını kaybetti
Adnan Menderes ve Turgut Özal döneminde de Bulgaristan’dan gelen soydaşların ülkeye kabul edildiğini hatırlatan Soylu, küreselleşmenin göçe etkilerini “Bomba patlamayan sokakların, siyasi istikrarsızlık sebebiyle erimeyen servetlerin, iyi hastanelerin, iyi okulların olduğu yerleri insanlar televizyonlardan görürse göç yolculuğu başlamış demektir” sözleri ile anlattı.
Göç yolunda önemli güzergahlardan birisinin Akdeniz rotası olduğunu dile getiren Soylu, “Akdeniz rotası dünya üzerinde insan hareketliliğinin en yoğun olduğu göç rotasıdır. Tüm dünyada 2019 yılında 17 Ekim itibarıyla 2 bin 479 göçmen göç yolunda hayatını kaybetmiştir. Bunun yüzde 43 ise Akdeniz’de yaşandı” diye konuştu.
Sadece bu yıl 150 bin Afgan gömen yakalandı
Sahil Güvenlik Komutanlığının kapasitesinin yüzde 70’ini göçle mücadelede kullandığını vurgulayan Soylu, kayıpların Orta ve Batı Akdeniz rotalarında yaşandığını vurguladı. 2011’den beri devam eden iç savaş nedeniyle 6 milyon 700 bin insanın mülteci konumuna düştüğünü söyleyen Soylu şunları söyledi:
Şu an ülkemde 3 milyon 600 bin Suriyeli var. Tam rakam olarak 3 milyon 676 bin. Bunların bir kısmı iç savaştan kaçtı diyelim ama bunun önemli bir kısmı PKK/YPG ve DEAŞ zulmünden kaçtı. Zeytindalı, Fırat Kalkanı harekatına kadar PKK/YPG yaklaşık 2 milyon kişiyi evinden, yurdundan etti. Milyonlarca insan Suriye’den evinden, barkından, yurdundan edildi.
Soylu, Türkiye’de sadece bu yıl 150 bin Afgan göçmen yakalandığını dile getirerek, oradan da ciddi bir göç akımı olduğunu vurguladı. Soylu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilere göre, çalışma izniyle Türkiye’de bulunan yabancı sayısının ise 85 bin olduğunu ve makasın olması gerekenden çok daha açık olduğunu ifade etti.
Sığınmacı kabul eden hiçbir ülke bu oranlara ulaşamaz
Soylu, Türkiye’den sınır dışı edilen göçmenlerle ilgili de sayı verdi:
Özellikle 12 Temmuz’u bir milat olarak kabul ettik ve bir takım denetimlerimizi sıklaştırdık. Geçen yıl 56 bin kişiyi ülkelerine geri göndermiştik. Bu yılbaşından bugüne kadar ise 75 bin 172 kişiye sınır dışı işlemleri gerçekleştirdik. Afganistan’dan Afrika’ya kadar. Yıl sonunda tahminimiz 90-95 bin civarında.
Sınır dışı işlemlerinin kendi içinde bir takım olumsuzlukları olduğunu ve maliyetli bir işlem olduğunu dile getiren Soylu, “Bizim en büyük avantajımız geleneğimizden ve inancımızdan gelen hoşgörümüzdür. Bu kadar provokasyona rağmen bu meseleyi büyük bir toplumsal kırılma yaşamadan atlatabiliyor olmamızın altında bu özelliğimiz var” dedi.
Türkiye’nin bir göç politikasının olmadığı iddiasına da yanıt veren Soylu şu ifadeleri kullandı:
Türkiye’nin bir göç politikası ve bunun aşamaları vardır. Suriyeli göçmenleri okullaşma oranı yüzde 94-95, orta okullaşma oranı yüzde 60-65, liseleşme oranı yüzde 50-55 seviyesindedir. Dünyada hiçbir sığınmacı alan ülkede böyle oranlar söz konusu değildir. Türkiye birçok işi bir arada yapmıştır.
İnsanlık ayıbı halini almıştır
Göç konusunda bütün adımları Göç Strateji Belgeleri çerçevesinde attıklarını ifade eden Soylu, İstanbul’da oturma belgesi olan herkese uyum konusunda eğitim vereceklerini söyledi. Soylu sözlerini şöyle noktaladı:
Türkiye, dünyada ilk kez göçmenlere değil, zorla yerinden edilmiş insanlara uyum politikası gerçekleştirmektedir. Dünyaya yeni bir model oluşturuyoruz. Diğer ülkeler kendi ihtiyaçları için düzenli göçmen istiyor ve onlara uyum sağlıyorlar. Halbuki biz zorla yerinden edilmiş deyim yerindeyse apar topar gelmiş insanlara uyum sağlamaya çalışıyoruz. Göç 21. yüzyılın keşfettiği bir şey değildir, tarih boyunca yaşanan bir hadisedir. Ancak 21. yüzyıl göçün bir insanlık ayıbı halini aldığı zaman dilimini oluşturmuştur.
Ajanslar