Son günlerde Şam devrimin eriştiği nokta, yapılan fedakârlıkların boyutu ile asla orantılı değil. Grup liderlerinin sponsor ülkelerle olan irtibatlarının sonucunda Şam devrimi büyük ölçüde ekseninden saptı. Devrimi ifsat etmek isteyen sponsor ülkeler, onu kirli siyasi paraya boğdular. Bildiri ve yürüyüşlerimizde defalarca bu duruma dikkat çektik, ancak ne var ki aldatılmış olanların pek çoğu söylediklerimize inanmadı! Her neyse aldatılmış olanlar dâhil olmak üzere şimdi herkes, grup liderlerine verilen para ve desteğin siyasi kararlarına ipotek koymak ve iradelerini esir almak için verilmiş bir bedel olduğunu gördü. Bu sınırda da durmadı. Aksine bu liderler, Şam halkına tazyik, baskı, zulüm ve zorbalık yapmaya başladılar. Hatta Şam halkının, rejimi devirme ve İslami yönetimi kurma arzusu önünde duran bir engel haline dönüştüler. Bunun sonucunda Şam halkı, bu sefer grup çıkarını devrimin meşru çıkarlarına takdim eden iğrenç grupçuluğu karşı yeniden hareketlendi. Fakat bu hareketliliğin motivasyonu, duygular ve iniş çıkışlardı. Sabiteler ve kristalize olmuş fikirler değildi. O yüzden kolayca kuşatılabilir ya da hızlıca üzerine binilebilir ve ekseninden sapabilirdi. Bu konudaki durum, kuşatılan, ardından üzerine binilen ve ekseninden saptırılan Şam zorbası karşısındaki hareketi andırıyor. Bu nedenle bu hareketin gidişatının düzeltilmesi ve birkaç hususla onun kale gibi sağlamlaştırılması gerekiyor. En önemlileri şunlardır:
– Şu devrim parametrelerinin hareketin merkezi yapılması: Tüm şekil ve sembolleriyle rejimi devirmek, ardından Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in dönüşünü müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, kâfir devletlerden kurtulmak ve nüfuzlarını sona erdirmek. Bu parametrelerin gerçekleşmesi için başta Türk rejimi olmak üzere sözde sponsor ülkelerle olan ilişki derhal kesilmelidir. Türk rejiminin, Şam halkının devrimine karşı kurduğu entrika apaçık ortadadır. Bundan önce parçalanmışlığın, çekişmenin, kontrol ve etkiyi genişletmek için girişilen savaşın nedeni durumundaki grupçuluğu sonlandırmak, Allah ve Rasul SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e sadık tek bir güç olmak için çalışmak kaçınılmazdır.
– İslam akidesinden kaynaklanan net bir siyasi projenin benimsenmesi. Bu proje, hareketi herhangi bir sızma ya da binme veya eksenini saptırma girişimine karşı kale gibi koruyacaktır. Çünkü proje, bir hareketin liderliğinin kendisiyle ölçüldüğü bir kriter olacaktır.
– Tüm muhlis çabaları Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sancağı altında birleştirmek için çalışan bilinçli ve samimi bir siyasi liderliğin benimsenmesi. Sonra bu hareket, İslam inancından kaynaklanan gerçek Raşidi Hilafet projesine göre seyredecektir. İşte bunlar, güvenliğe erişmek, İslam ve Müslümanların çıkarları doğrultusunda verilen kurbanların meyvesini devşirmek için devrimin gidişatını düzeltmenin en önemli adımlarıdır… Halkına yalan söylemeyen bir lider olarak Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti sizi işte buna çağırıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
“Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.”[Kâf 37]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
H. 17 Rabi-ul Evve 1441 M. 14 Kasım 2019 |