Tam doksan dokuz yıl oldu… Ömrümüzden bir yıl daha geçti. Yeniden Hilafetin yıkılış yıldönümüne kavuştuk. İslam ümmeti bunca yıldır bir imama biat etmemiştir. Bu yıldönümü bize bunu hatırlatıyor! 100. yıldönümünden önce acaba Hilafet kurulacak mı?
Doksan dokuz yıldır… Uluslar arasında “gurur ve prestij” kaybı, İslam ümmetinin damarlarındaki akan kanın kaynamasının nedenidir… İslam ümmeti daha önce benzeri görülmemiş devrimlere kalkışmıştır. Asla yıkılmayacağı sanılan ceberut rejimler yıkılmıştır. 100. yıldönümünden önce acaba Hilafet kurulacak mı?
Doksan dokuz yıldır… Sömürgeci kâfir Batı, plan değişikliğine gidiyor, komplolar kuruyor, İslam ümmetini devletsiz, dağınık, güçsüz ve zayıf bırakmak için araç ve yöntemleri sürekli yeniliyor. 100. yıldönümünden önce acaba Hilafet kurulacak mı?
Hilafet söyleminin siyasi çevrelerde, insanlar arasında, düşmanların dilinde, aileler arasında, programlarda ve makalelerde sık sık tekrarlandığına tanık oluyoruz. Hilafet, Müslümanlar arasında kamuoyu haline gelmiştir ve herkes Hilafetin nasıl geri geleceğinin şaşkınlığı içerisinde! Hilafet, geri dönerse herkes onun büyüklüğünün ve ümmetin enerjisini patlatacağının farkında. Hilafet, bu dünyayı bulunduğu bu durumdan kurtarmak için dünyadaki rolünü oynamak için mutlaka geri gelecektir. Hilafetin büyüklüğünün nasıl farkında olamayız ki? Hilafet, en kısa zamanda geri döneceğini dört gözle bekleyen 1,5 milyarı aşkın insanın devletidir. Kadın ve erkek 1,5 milyar Müslüman, birbirlerini tek bir ailenin kardeşi gibi görüyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ
“Müminler ancak kardeştir.”[Hucurat 10]
İslam ümmetinin büyüklüğü, üç büyük ön koşula bağlıdır; “ümmet, ideoloji ve devlet”. Ümmet, mevcut, canlı ve aktif. Genç kızlar ve erkekler meydanları dolduruyor. İdeoloji de mevcut, başta Hizb-ut Tahrir olmak üzere İslam sevdalısı bir grup ideolojinin en ince detaylarına bile vakıf, nasıl uygulanacağını baştan sona inceledi. Hizb, “gelişmiş Hilafet Devletinin” geri dönüşüne tamamıyla hazır ve onun için İslami teşri kaynaklarından şeri siyasi bir sistem hazırlamıştır.
Devlet ise güç demektir; çünkü devlet, halkların enerjisini birleştirecek, onu tek bir yumruk gibi yapacaktır. Kapasitesine düzenleyecek, onu üretken bir güç haline getirecektir. İslam ümmeti için devlet, garip bir içecek, harika bir ilaçtır. İslam Devleti, ümmetin gücünü düzenleyecek, enerjisini patlatacaktır. Hilafetin yokluğunda ümmet yıkılacak, serveti hortumlanacaktır. Bu nedenle İslam ümmetinin yeniden devletiyle kaynaşmasının, insanlık tarihinde nükleer güç yaratacağını anlamalıyız. Hilafet, milletlerin salgın hastalıklarla nasıl başa çıkacağını öğretecek, Hindistan’daki inek tapıcılarına şeytanın vesvesesini unutturacak ve yaptıklarının vebalini tattıracaktır.
Bunun için Allah’ın adı ve lütfuyla Hilafetin yıkılışının 99. yıldönümünde dünya çapında bir kampanya başlatıyoruz. İslam ümmetini, halklarını, bilim adamlarını, ordularını, güç ve kuvvet ehlini, 100. yıldan önce Hilafetin kurulmasını hızlandırmaya çağırıyoruz! Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını elde etmenin, tarihe geçmenin ve yüz yıldan az bir sürede önemli bir ümmet olarak dünyaya geri dönmenin yoludur.
Bu vesileyle Hilafet Devletinin yıkılışının 99. yıldönümünde Pazar günü akşamüstü yani 28 Recep 1441 / 23 Mart 2020’de Hizb-ut Tahrir Emiri Ata Bin Halil Ebu Raşta (Allah onu korusun), El Vakiye kanalında özel bir yayında anlamlı bir konuşma yapacak. Ubey b. Kab’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
بَشِّرْ أُمَّتِي بِالسَّنَاءِ وَالرِّفْعَةِ وَالتَّمْكِينِ فِي الْبِلَادِ
“Ülkede ümmetimi şan, şeref ve üstünlükle müjdele…”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi |
H. 11 Receb 1441 |