Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk, Çin’i baskılamak için Doğu Türkistan’daki vahşi zulmü istismar eden ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun sözlerini hatırlatıp “Bizi savunmak Pompeo’ya mı kaldı? Ümmet nerede?” diyerek, İslam beldelerinin başında siyasi ve ticari menfaat için Çin zulmüne susan yöneticileri eleştirdi.
“Cuma namazlarında hutbelerde duymadığımız duaları, medyanın sansürlendiği siyasilerin sus pus olduğu dönemde Arsenal’da futbol oynayan Mesut Özil’den dinledik.” diyen Tümtürk, “Özil’in bu mesajı bütün suskunluğu bertaraf etti. Biz bu desteği parti gözetmeksizin kendi siyasi liderlerimizden, sivil toplum örgütlerimizden, Diyanet İşleri Başkanımızın bizzat kendisinden beklerken bir futbolcudan duyduk.” diyerek ticari menfaat için susanları ve susturanları eleştirdi.
Doğu Türkistan’ın da Ümmet’in bir parçası olduğunu vurgulayan Tümtürk, Yeni Akit gazetesindeki açıklamasında şu ifadeler yer verdi:
“Mesut Özil, ‘biz ne zaman 35 milyon Müslüman Doğu Türkistanlının derdine ortak olacağız?’ diyerek tüm Doğu Türkistanlıların dualarına icabet etti. Aynı zamanda Türk halkının hissiyatına tercüman oldu. Siyasilerimiz, dini alimlerimiz ya da sivil toplum kuruluşları bir Mesut Özil olamadı. Peki bir Pompeo’da mı olamadı? Bizi savunmak Amerikan Dışişleri Bakanı’na mı kaldı? Mesut Özil’in bu adil çıkışına Pompeo’dan önce destek verecek bir Müslüman yok mu? Ümmet nerede?”
İslam beldelerindeki yöneticiler, Çin zulmüne karşı menfaat ve çıkarlarını önceleyip, suskunluklarını koruyor. Türkiye’nin dört bir yanında geçen Cuma basın açıklaması düzenleyen Köklü Değişim Medya zulümlere dikakt çekerek yöneticilerin suskunluğunu eleştirmişti.
Bugün de Müslümanlar, İHH’nın öncülüğünde İstanbul’da Cuma namazı sonrası Doğu Türkistan için bir yürüyüş düzenleyecek.
Çin Zulmü
Komünist Çin yönetimi açık hava cezaevine dönüştürdüğü Doğu Türkistan’da Müslümanlara ibadet etmeyi yasaklıyor. Müslüman ailelerinin kızlarını Çinli erkeklere evlendiriyor. Organlarını çaldığı Müslümanları ailelerine teslim etmemek için cesetlerini yakarak yok ediyor.
Müslümanların evlerine yatılı Çinli memurlar gönderiyor. Toplama kamplarında işkenceye tabi tuttuğu Müslüman ailelerin çocuklarını yetimhanelerde Çinli gibi yetiştirip asimile etmek için eğitim veriyor. Ayrıca kanaat önderlerini, ozanları, alimleri, hafızları ve ileri gelenleri işkenceyle hücrelerde katlediyor.
İslam beldelerinin yöneticileri bu zulmü sürdüren Çin yönetimine ticari ve siyasi çıkarlar için susup alenen destek veriyor ya da bu zulmün olmadığını söyleyip halkını aldatıyor.
Ajanslar