Home / News / HABER / YORUM-İKTİBAS / Halifesiz kalmış Müslümanların ihtilafları son bulmaz

Halifesiz kalmış Müslümanların ihtilafları son bulmaz

Hilafet; son Nebi Hz. Muhammed (sav)’in emri ve tavsiyesi, insanlığı imha değil, ihya müessesidir. Hilafetin yanlış anlaşılması, hilafetin inkâr edilmesi kadar tehlikelidir. Hilafetin cahil dostları, hilafetin yaman düşmanlarından daha az zararlı sayılmazlar. Hilafetin yanlış anlaşılmasına sebebiyet vermek, Müslümanların ihtilaflarının çözümsüz kalmasını garantilemektir.

Hilafet; bütün Müslümanları sevme, sahiplenip savunma makamıdır. Çünkü meslekleri, meşrepleri, medreseleri ve mezhepleri farklı da olsa, bütün Müslümanlar hilafetin sermayesidirler. Dolayısıyla firavunlar karşısında meslek, meşrep, mezhep, medrese, kavim ve kabile, renk ve coğrafya farkı gözetmeksizin bütün Müslümanları sevmek, sahiplenip savunmak, el- Hilafetü’r Raşideyi yeniden ihya etmenin gayretinde olmaktır.

Hilafet; ümmetin ulemasına ve ümerasına sahip olmasıdır. Yakasını cühelaya kaptırmış olan ümmet, ulemasını ve ümerasını kaybetmiş olan ümmettir. Ulemasını ve ümerasını kaybetmiş toplumlar, ölü toplumlardır. Böyle toplumlarda Şahısperestlik Hakperestliğin önüne geçer. Malik Binnebi (Rh.a) der ki: “Canlı toplumlar fikirlerin etrafında dolanır, ölü toplumlar ise şahısların etrafında dolaşır.”

İslâm’ın maslahatını ben bilirim diyenlerle İslâm’ın sınırlarını ben çizerim diyenler, İslâm ümmetinin başına belâ olanlardır. 

Müslümanlar Hilafeti kaybettikleri günden bu yana müşterek sevinçlerini de kaybettiler. Birlikte bayram yapma bayramından mahrum kaldılar. “Yarın bayramdır” diyen bir halifeniz yoksa siz bayram gününde bile birbirinizle çekişmeye, birbirinizi tekfir etmeye, tezyif ve tahkir etmeye devam edersiniz.

Ramazan ayının girişinde ve bitişinde Hilali gözetlemek, başlı başına bir ibadettir. Rasûlüllah (sav) buyuruyor: Ebu Hurayra (r.anh), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu söyler: “(Ramazan orucunuzu) Hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa (ay’ın tesbitine engel olursa) otuza tamamlayınız” (Buhari, Savm, II; Muslim, Siyam, 19, Hadis No: 1081; Nesâî, Siyam, 9; Dârimi, Sivam, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 422)

Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, yine (muteâkib) hilâli görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin.”(Buharî, Savm: 11, 5, 13, Talâk: 25; Muslim, Sıyâm: 9, (1080); Muvatta, Sıyâm: 1, (1, 286); Ebu Dâvud, Savm: 4, (2320); Nesâî, Savm: 10, 11, (4, 134); Dârimî, Savm, 2)

Rasûlüllah (sav)’in hadis-i şeriflerini fıkıh etmek yerine lafızcılığa yapışanlar, Rasûlüllah (sav)’e ittiba etmenin bedeline katlanamazlar. Ramazan ayının girişinde ve bitişinde “Hilali Gözetleyin” diyen bir Peygamberin ümmeti, asrımızda Hilali gözetleyen Müslümanları suçlayan, hatta ve hatta tekfir etmeye kalkışan âlim taslaklarına yenik düşmüştür. “Din ayrı devlet ayrı” diyerek halkın hükmünü ve hâkimiyetini Allah’ın hükmünün ve hâkimiyetinin önüne ve yerine geçirmiş olan laik rejimlerin Müslümanlar tarafından rahatsız edilmemesi için fetva tedarik eden âlimleri terk etmek, anın vacibidir.

Şeytana uymanın mazeretini bulmaya çalışanlar, Allah’tan gayrısı için yaşayanlardır.

Ramazan ayında Mısır’ın Rabiatüladeviye meydanında binlerce İhvan-ı Müslimin’i şehid eden Mısır Firavun’u Abdulfettah el-Sisi’ye destek verip yardım eden Suudi Arabistan Kraliyetinin din adına söylediklerinin İslâm ümmeti nezdinde hiçbir değeri yoktur. Firavunların avanelerine itibar edenler, Firavunluk davasına katkı da bulunanlardır. Firavunlardan dinlerini öğrenmeye kalkışan Müslümanların kıyametleri kopmuştur.

Peygamber mirası medeniyetin merkezi Medine’de bombalar patlarken, İstanbul’da Müslümanlar Hilali ve Sakal-i Şerifi tartışıyorlar. Mekke ve Medine âlimlerinin “Hilal görülmedi” sözüne itibar edilmeyip Güney Amerika’dan gelen “Hilal görüldü” haberine itibar eden muhteremler(!) alkışlanıyor. Her taraf Amerikancı hocalarla doldu. İslâm ümmeti, Amerikancı hocaların oyuncağı haline geldi. Gerçekten İslâm ümmeti zor günler geçiriyor. “Mekke’den, Medine’den gelen haberlerin Amerika’dan gelen haberlerin yanında hiçbir değeri yoktur. Çünkü Amerika doğruların merkezidir” tasavvurunu, tavırını, kararını, inancını kasden/taammüden Müslümanlara telkin edenlerin ilimleri, mertebeleri, unvanları ne olursa olsun, onlar Amerikancı hocalardır. Amerika doğruların değil, yalanların ve yalancıların anayurdudur. Yalanlar üzerine bina olunmuş yalancı ve talancı yapıların sevkü idare merkezidir. Müslümanlar, Müslümanlardan daha çok Müslüman olmayanlara güvendikleri müddetçe birbirlerini yalanlamaya, birbirlerini karalamaya ve boğazlamaya devam edeceklerdir.

Ramazan ayının girişinde ve bitişinde ister Mekke’de, ister Medine’de, ister Amerika’da, ister Rusya’da ve isterse İsrail’de Müslümanlar tarafından hilal görülürse ve Müslümanların Halifesi veya Harp Emiri tarafından tayin edilen şer’i kadı da bunu tasdik ederse Müslümanları bağlar. Ama Müslümanlar olarak Halifeniz ve Kadınız yoksa siz birlikte üzülme ve birlikte sevinme imkânından dahi mahrum kalırsınız. Dolayısıyla ihtilaflarınızın dininize göre çözüme kavuşmasını istiyorsanız, hilafetin yeniden ihyası için çalışmalısınız. Müslümanları ihtilaflardan kurtarmak, ihtilafları Allah’ın dinine göre çözüme kavuşturmak, hilafetin varlık sebeplerindendir.

Mustafa Çelik / Yeni Akit

Ayrıca...

Kar: Ruhani değil siyasi halifelik

Yıllardır halifeliği savunan Hizbu’t Tahrir’in Türkiye Medya Sorumlusu Mahmut Kar, Hilafetin ruhani değil siyasi olarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir