Home / News / OKUYUCUDAN / Makale / EMANETLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM.
islam devleti default

EMANETLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM.

EMANETLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM. Çocuk anne ve baba ya Allah’ın bir emanetidir. Ayni zamanda da AllahuTeala’nın bizlere lütfettiği ve hem rızasını hem de cennetini kazanmamıza vesile olacak bizlere sunulmuş birer anahtardır. Tabi ki düzgün bir şahsiyetli ve İslam’ın emir ve nehiylerine dikkat ederek yetiştirebilirsek…

Her şeyin kolayını ve basitini seçen günümüz insanı, görev bilincini yitirmiş, sadece hak ve özgürlüklerinin peşinde sonu gelmeyen koşu içinde yıpranıyor. Müslüman olmanın gereğini düşünmeyen kişi, cennetin ucuz olduğunu, kolay gireceğini zannediyor. Hiç bir bedel ödemeden Allah’ın rızasına tabi oluyor. Birinin eteğine yapışarak cenneti garantiye almak, çocuğu başkasına, başka zihniyetlerin ellerine bırakmak, çocuğun kolay yoldan yetişmesini istemek bunun göstergesi olsa gerek. Kendisi ile beraber ateşten koruması gereken evladını başkalarının eline teslim ediyor. Canavarın eline teslim edilen kuzu misali, çocuğu kimlere emanet ettiğini düşünmüyor mu acaba?

İslam’ın aile anlayışında, normal şartlarda kadının görev ve meşguliyeti evidir. Bu durum çocukların ihmal edilmesini büyük ölçüde önlemektedir. Asli görevinin neler olduğu unutturulup, ekonomiye destek olması için çalıştırılan, kullanılan kadınların sayısı eskiye nazaran gittikçe artmaktadır. Bu durumda aile yaşantısını genelde olumsuz yönde etkilemektedir. Bir kadın için hem evi, hem işi, hem de çocuğu aynı anda idare etmek zor ve yorucu olsa gerek. Bu durum kadın için işkenceden başka bir şey olamaz.

“Ne yapacaksın, günümüz şartları böyle. Ayaklarımın üstünde durmak için mecbur çalışacağım” deyip, hem çalışırım hem de çocuğuma bakarım diyen anneler, çalıştıkları için (çoğunlukla)çocuklarının kreşe, çocuk bakim evlerine bırakmak zorundadırlar. Çocuğu kreşe bırakıp aksama kadar çalışan bir anne işini, çocuğunun yani asli görevinin önüne geçiriyor demektir. Bu kişiler çocuk büyütüyorum, çocuk yetiştiriyorum demesin boşuna. Çocuğu siz dünyaya getiriyorsunuz, başkaları sizin yerinize annelik görevini yapıyor çocuğunuza.

Çocuğa sevgi ve yetiştirme yönünden daha fazla vakit ayırması gereken anne olmakla birlikte, babanın da sorumluluğu anneden daha az değildir. Ailenin reisi baba, çocuğu yetiştirmeyi ön plana alarak, işinden ve dünyevi meşguliyetlerinden çok daha önemli olduğunu davranışlarıyla hissettirmelidir. Baba olmak, çocuğun sorumluluğunu tamamen anneye bırakarak, dışarıda çalışmaktan, ailenin geçimini sağlamaktan ibaret değildir.8-10 saat dışarıda çalışmak, başkalarını nazını çekmek, helal yoldan para kazanmak küçümsenecek bir şey değildir tabii. Ama Allah CelleCelaluhu’nun erkeğe vermiş olduğu babalık vazifesini yerine getirmeye yetmez. Çocuğun dini eğitimi işinizin ve dünyevi işlerinizin önüne getirmemelidir. Gün içerisinde çocuğunuzla 5-10 dk. oyun oynamak, bir sayfa Kur’an okutmak onunla ilgilenildiği anlamına gelmez.

Öyle bir zaman da yaşıyoruz ki batılı kâfirler evlatlarımızı elimizden almak için bütün kozlarını oynuyor. Bıkmadan usanmadan her yolu deniyor. Ahtapot misali, kollarıyla kuşattı etrafımızı. İslami uyanışı yavaşlatmak için birçok oyalayıcı, düşünmekten alıkoyan alternatifler sundu. Televizyonda gereksiz programlar binbir çeşit oyunlar ve bunlar gibi birçok oyalayıcı ilgi çekici şeyler. Bu yüzden daha da çok çaba sarf etmeli, daha çok titiz davranmalıyız çocuk yetiştirmekte.

“Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz.”  (Buhari)

Çocuk kaç yaşına gelmiş olursa olsun, eğer hala nefes alıp verebiliyorsanız, hiç de geç değil onlar için uğraşmak. Annelik ve babalık, çocuğu evlendirip mürüvvetini görünce tamamlanır sanmayın sakın. Evladınızın mürüvvetini ancak cennette karşılıklı oturduğunuz zaman görmüş olursunuz. Bunun için ilk başta kendinizi sonra çocuklarınızı yetiştirmeniz lazım. Kendinizi hesaba çekin. Allah CelleCelaluhu vermiş olduğu emanete ne kadar sahip çıkıyorsunuz? Onların İslami eğitimleri için ne kadar zaman ayırıyorsunuz? Kimleri örnek alıyorsunuz bir duşunun.

Allahu Teâlâ Kur-an’ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler. Kendinizi ve çocuk çoluğunuzu yakıtı insanlar ve taslar olan cehennem ateşinden koruyun.”(Tahrim-6)

Çocuğumuzu yetiştirmede rehberimiz Peygamberimiz, gitmiş olduğumuz yolda onun yolundan giden sevgili ashabı kiram olmalıdır. Sahabeler Peygamberimizden gördüler, uyguladılar bizlere aktardılar. Bizlerde onlar dan örnek alarak yaşamalı, onlardan örnek alarak  yetiştirmeliyiz çocuklarımızı. Peygamberimizin çocuklara şefkatli davrandığı gibi, bizde çocuğumuza şefkatle yaklaşmalıyız.

Ebu Hüreyse RadıyallahuAnh anlatıyor:

Bir gün Nebî aleyhi selam, Hazreti Ali’nin oğlu Hasan’ı öpmüştü, yanında Habîs’in oğlu Akra’ vardı. O:- Benim on çocuğum var, hiç birini öpmedim dedi.
RasulullahSallallahu Aleyhi Ve Sellem (hayretle) onun yüzüne baktı ve dedi ki:-Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”(250 Hadis; 132/165 (Buhari-Müslim)

Çocuklar genelde anne ve babalarının ya da aile büyüklerinin hal ve hareketlerini, sarf ettiği kelimelerinin beyinlerinin bir yerlerine kaydederler. Sizin tembih ettiğinizi yap demiş olduğunuzu değilde, sizin yapmış olduklarınızı kendilerine yerleştirirler. Onun için, çocuğunuza her yönüyle örnek olabilecek bir hayat yaşamalıyız. Aksi halde söylemiş olduklarınızı, yapmış olduklarınızla yalanlamış olursunuz.

Mesela; çocuğa kitap okuması için çabalasanız. Gün içerisinde en az bir saat kitap okuma şartını koysanız. Ama çocuk sizi kitap okurken hiç görmemiş olsa, kitap okumak çocuğunuzda ne kadar mefhumlaşır? İlk önce kitap okuma alışkanlığını kendimize yerleştirelim ki, daha sonra çocuğumuza uğraşalım. Ve ya kitap okumaya ilk adım olarak beraber başlayalım.

Çocuğun eğitiminde kati bir disiplin uygulamakta doğru değildir. Bu konularda daha çok imrendirip, özendirme ile boşa geçirilen zamanları caydırma yöntemleri denenmelidir. PeygamberimizSallallahu Aleyhi Ve Sellem;

Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onların edebini güzelleştirin.”(Tabarani) buyuruyor.

Bir başka hadis-i şerif de Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem çocukların eğitimi ve güzel ahlak ile terbiye edilmeleri konusunda da şöyle buyurmaktadır:

“Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz.”(Buhari-ibn-i Mace)

“Çocuğun, babası üzerindeki haklarından birisi de, ismini ve edebini güzel yapmasıdır.”[Kütüb-i sitte]

Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellemçocuklar arasında sevgide eşit davranılmasını istediği gibi, hediye, ikram, bağış ve hibe konularda da eşit davranılmasını isterdi. Sahabeden Hz. Numan bin Beşir anlatıyor: “Babam bana malından bir şeyler hibe etmişti. Annem, “Bu hibeye Peygamberimizi şahit tutmazsan kabul etmem” dedi. Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şahitlik yapması için babam beni alarak beraber Peygamberimize gittik. Durumu öğrenen PeygamberimizSallallahu Aleyhi Ve Sellem:

“Başka çocukların var mı?”diye sordu. Babam, -“Evet, var” dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem: “Bütün çocuklarına aynı şekilde hibede bulundun mu?”Babam, “Hayır” dedi. PeygamberimizSallallahu Aleyhi Ve Sellem: “Allah’tan korkun, çocuklarınız arasında eşit davranın.” Babam, Peygamberimizin huzurundan çıktıktan sonra bana yaptığı hibeden vazgeçti.”

Bir kimse çocuğunu cehennemin ebedi ateşinde yanmaya bırakıyorsa, güneşin sıcağından korumasında hiç bir hikmet yoktur. Onların fıtratlarını bozdurmamak, onları cehennem ateşinden korumak, yarınlara Müslümanca yetiştirmek, tüm şeytani tuzaklara ve manevi hastalıklara karşı, koruyucu aşılar yapmak önce anne babanın görev alanı ve sorumluluğudur. Cahiliye döneminde küçük yaşlarda kızları diri diri toprağa gömen insanlardan daha fecisini yapmıyorlar mı? Onlar sadece kız çocuklarının dünya hayatlarını mahvediyorlardı; çağdaş ana-baba ise ahiretini. Onlar sadece kız çocuklarını öldürüyorlardı; şimdikiler ise kız-erkek hepsini. Onlar o cağdaki adetlere göre kuma gömüyorlardı, şimdikiler ise daha çağdaşça, televizyona, sokaklara okullara kitaplara veya kitapsızlıklara… Çağdaş hayat adı altında hayatları mahvediliyor, kurban ediliyor…

Rabbim her isteyen kuluna anne baba duygusunu tatmayı nasip eylesin inşaAllah. Bu zevki bu duyguyu hissedenlerde Allah CelleCelaluhu’nun emanetine sahip çıksın.

“Ey rabbimiz, bizi sana boyun eğenlerden kıl. Neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerini göster. Tövbemizi kabul et. Zira tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.” (Bakara 128)

Hatice Sebat

 

 

 

Ayrıca...

bu-ramazan-ayi-hilafetsiz-gecen-son-ramazan-olsun

Bu ramazan ayı hilafetsiz, buruk geçen son ramazan olsun

İslam, hayat dolu bir nizamdır. Onda durgunluk, diğer dinlerdeki gibi kapalılık söz konusu değildir. Hayatın …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir