Camii Yıkıldı İmam Tutuklandı

24 Eylül’de Moskova Barış Mahkemesi Kazan bölgesi, İhlas Camii imamı Rüstem Safin’i hapse mahkûm etti. Safin, sömürgeci rejimdeki 1. Maddenin 282.2 CC RF bölüm altında Hizb-ut Tahrir kültürünü aktif olarak taşımak suçlamasıyla iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İmamın yargılanma nedeni, Temmuz 2012 yılında Müslümanları güvenlik güçlerinin keyfi uygulamalarından korumak için aldığı aktif tutumdu. O zaman imam Safin, İhlas Camii’nin katılımıyla yüzlerce Müslümana destek çıkmak amacıyla bir dizi protestolar düzenledi. Müftü Fajzov’un faili meçhul cinayete kurban gitti ve yardımcısı Valiulla Yakupov da şüpheli bir şekilde öldürüldü. Ardından Müslümanlar haksızca baskın ve tutuklamalara maruz kaldı. Bu olay, Rusya Federasyonu genelinde toplu baskın ve tutuklamalara, Müslümanların zulme uğramalarına neden oldu.

İhlas Camii’nin katılımıyla imam Safin tarafından düzenlenen gösteri ve etkinlikler, tüm Tataristan Müslümanlarınca desteklenmesi olayların gidişatını etkiledi, özellikle tutuklanan Müslümanlar serbest bırakıldı ve daha fazla baskın yapılmasının önüne geçildi. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem‘in bayrak ve sancakları altında yapılan gösteri ve protestolar, Müslümanları bir araya getirdi, onları etkili bir güç haline getirdi. Müslümanların dayanışmaları güvenlik güçlerinin birçok keyfi uygulamalarını durdurdu, diğer yandan daha çok zulüm yapılmasının önemli bir nedeni haline geldi.

Sonra İhlas Camii resmi sebeplerle kapatıldı, daha sonra da tamamen yıkıldı. Allah’ın mescidi, İhlas Camii aşağılayıcı bir şekilde yıkıldı, ardından Camii imamı hapse atıldı.

Bu iğrenç yollarla yetkililer, Müslümanların birliğine, Allah’ın dini olan İslam’ın zaferine yol açacak şeyleri ortadan kaldırmak istiyorlar. Ama melun İblisin hizmetkâr görevlileri, İslam’ın yayılmasını durdurmak isteseler de yenilmeye mahkûmdur. Çünkü Allah Subhanehu ve Teâlâ, kâfirler istemeseler de nurunu tamamlayacağını vaat ediyor. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِّأَنفُسِهِمْ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُواْ إِثْمًا وَلَهْمُ عَذَابٌ مُّهِينٌ “Kâfirler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz, onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.” ^{[Ali İmran 178]}