27 Ocak 2014 günü Kırgızistan’da resmi medya, “Tchewskaya bölgesinde radikal grup [Hizb-ut Tahrir] yanlısı tutuklamalar oldu” başlığı altında bir haber yayınladı.
Ayrıca güvenlik ve polise bağlı medya da “25 Ocak 2014 günü Modunsky bölgesine bağlı Tendik yerleşim alanındaki evlerden birinde İç Güvenlikten Onuncu Daire üyelerinin, aşırılık yanlısı Hizb-ut Tahrir grubuna mensup beş üyenin tutuklandığını” bildirdi. Gençler, yeni üye toplamak için çalışmakla suçlandı. “Baskın sırasında, yasak on dört kitaba, 2 günlüğü, 19 CD’ye, not defterlerine ve çok sayıda bildirilere el konuldu. El konulan malzemeler, Ulusal Güvenlik Komitesi Soruşturma Dairesine teslim edildi. Tutuklular, Ulusal Güvenlik Komitesi Soruşturma Dairesi içinde tecritte tutuluyorlar.”
Ağustos 2003 tarihinden bu yana Kırgızistan’da yetkililer, hiçbir sebep ya da kanıt olmamasına rağmen Hizb-ut Tahrir‘i aşırı örgüt olarak niteliyorlar. O zamandan beri Hizbin gençleri tutuklamalar ile takibata maruz kalıyorlar. Silah, mühimmat ve uyuşturucu desiseleri ile gençlere ceza davaları üretiliyor. Nitekim Hizbin gençlerine karşı işkence ve kötü muamele Kırgızistan’da olağan hale geldi. Binlerce genç, üretilen ceza davaları ile hapse atıldı. Geçtiğimiz yıl Kırgız yetkililer, Hizb-ut Tahrir gençlerinden onlarcasını tutukladı. Yıllarca hapis cezasına çarptırıldılar. Gençlere yönelik suçlama şu maddeler altında toplanıyor: İktidarı ele geçirmek için teşebbüs, aşırılık kültürünü yaymak, bir terör eylemi hazırlığı içinde olmak vb.
Bu kez beş kardeşimiz tutuklandı: Abdiyev Daminbay Ebi Bilavich, 1983 doğumlu ve Nokar mahallesinde ikamet etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Zakirov Guljigit, 1988 doğumlu ve Lilak mahallesinde Albatekinskaya bölgesinde yaşamaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Akunov Omotbak, 1990 yılında doğdu, Narienskaa bölgesinde oturuyor ve bekârdır. Arstanbek Tintstak, 1992 doğumlu, Celalabadskaya bölgesinde dünyaya geldi, bekârdır. Botikif Cengiz, Tulaskuy bölgesinde yaşıyor. Gençlerin hepsi, Ulusal Güvenlik Devlet Komitesine ait cezaevinde tutuluyorlar. Şimdiye kadar avukatlara onları ziyaret için izin verilmedi.
Geçtiğimiz on yıl boyunca, Kırgızistan’da üç kez hükümet değişti. Her zaman hükümet değişikliği, yağma, şiddet ve kargaşalar eşliğinde oldu. Hükümet değişiyor ama Hizbe ve gençlere yönelik suçlamalar hiç değişmiyor. Şunu da belirtmekte fayda vardır, meydana gelen bu halk ayaklanmaları sırasında Hizbin hiç bir genci sokaklarda şiddet ve talana karışan suçluların safları içinde tutuklanmadı. Ayrıca Hizbin gençleri, asla bu ayaklanmalara katılmadı ve Kırgızistan’da devrik hükümetler tarafını da tutmadılar. Üstelik gençler, Kırgızistan’daki etnik çatışmalarda barış tesis etmek birçok kez rol aldılar.
Kırgızistanlı üç liderin ülkede iktidar için kendi aralarında yarıştıklarını, birbirlerini devirmek için kuvvet yoluyla iktidara ulaştıklarını söylemek kesinlikle mümkün değildir. Bu liderlerin, kendi aralarında Hizbin gençlerine karşı anlaşmış olmaları düşünülemez. Aksine burada üçüncü bir taraf var ve bunları kendi çıkarı için kukla gibi oynatıyor. Bu taraf, geçici bu kuklalar ile karşılaştırıldığında daha sert, daha hilekâr ve kumpasçıdır. Şüphesiz ki o, kana susamış olan ve Orta Asya’daki nüfuzunu kaybetmekten hoşlanmayan Rusya’daki Kremlin rejimidir. Kremlin rejimi İslam’a ve Müslümanlara yönelik düşmanca politikası ile ünlüdür. Rusya’daki Müslümanları kurtaracak Hilafet devletinin geri dönmesinden korkuyor. Kırgızistan yöneticilerine konuşan ağızları susturması, davet taşıyanlar ve dine yardım etmeye çalışanlar ile mücadele etmesi için baskı ve zulüm politikasını dayatıyor.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, aşağıdaki tertemiz berrak gerçekleri kamuoyuna duyuruyoruz:
Birincisi: Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir. Amacı, fikri mücadele ve siyasi çatışma ile Müslüman ülkelerde İslami Hilafet Devletini yeniden kurarak İslami hayatı başlatmaktır.
İkincisi: Hizb-ut Tahrir, İslami Devletin kurulmasında Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu takip etmektedir. Kırgızistan’daki gençler 20 yıldır Hizbi çalışmanın içindedir. Hükümet bir kez bile Hizbin gençlerinin terörist veya radikal faaliyetlere karıştıklarını kanıtlayamaz. Hizbin metodunda maddi eyleme yer yoktur. Mücrim rejimlerden korktuğu için değil, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu kendine örnek edindiği için şiddeti reddeder.
Üçüncüsü: Hizb, davet taşıyıcı gençlerine baskı yapan müflis rejimlerin tüm umutsuz girişimlerine başkaldırdığını kanıtladı. Gençlerine uygulanan tüm baskılara rağmen davetin gücü gitgide artmaktadır. Biz şuna inanıyor ve güveniyoruz, Kırgızistan yönetiminin yaptıkları sadece sebat ve kararlılığımızı, bu din uğruna sahip olduğumuz her şeyi feda etme azmimizi artıracaktır. Biz, kâfirlerin ve aşağılık ajanlarının baskı ve şiddetine rağmen Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın zafer ve hâkim kılma vaadinin yerine geleceğinden bir an olsun bile şüphe etmeyiz.
İslami Hilafet Devletini kurmak için çalışma dünya çapında Müslümanlar arasında yayılıp genişledi. Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasını talep eden Müslümanların çığlık ve haykırışları dünya çapında yer ve göğü inletmektedir.
Gerçekten Hilafet geri dönecektir. Bu, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi, Rasûlü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. O gün zalimler, İslam’a ve Müslümanlara karşı işledikleri suçların cezasını göreceklerdir.
وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
“Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21]