İslamdevleti.net "…Sonra da Nübüvvet Metodu üzere (Raşidi) Hilâfet olacaktır." [Ahmed b. Hanbel] – Hizb-ut Tahrir HizbutTahrir
İLGİLİ HABERLER
Lübnan/Trablus’ta Suriye Devrimi ve İslami Hilafete Misak ve Ahdi Yenileme Konferansı Düzenlendi
Hilafet Devletinin yıkılışının 93. yıldönümünü ve Suriye devrimine Trablus’tan verilen desteğin başlangıcının üçüncü yıldönümünü anma vesilesiyle Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayetinin davetiyle dün Trablus Quality Inn Otel’de “Suriye Devrimi ve İslami Hilafete Misak ve Ahdi Yenileme Konferansı” düzenlendi. Kadın erkek yüzlerce konuk salona akın ederek salonu doldurdu. Muhammed Kabbara’nın yardımcısı ve İslami Kurtuluş Cephesi’nin temsilcisi de dâhil olmak üzere birçok âlim ve siyasi organların temsilcileri konuklar arasındaydı.
Konferansta Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Sayın Ahmed el-Kasas ve İslam Birliği Derneği Başkanı Şeyh Hasan Katraci birer konuşma yaptı. Bekaa Kurtuluş Hareketi kurucusu Dr. Şeyh Halid Abdülfettah da bu iki gün münasebetiyle şiirler okudu. Cesur ve kahramanca tutumlarından dolayı Trablus halkına övgüler yağdıran bölgedeki Mescidi Nur imamı Şeyh Muhammed İbrahim de misafirlere yönelik bir konuşma yaptı.
Açılış konuşmasında el-Kasas, iki olay arasındaki yakın bağlantıya vurgu yaptı. Ardından el-Kasas “Hilafeti yıkan düşman ile Hilafet Devletinin yeniden hayata dönüşünü önlemek için Suriye devrimi ile savaşan düşman aynı: Sömürgeci Batılı ülkeler. Bugün ümmetin enerjisinin patlaması, değişim ve kalkınma iradesinin canlanması, özellikle de Suriye’de Hilafet Devleti projesinin kurulma payının artması ile düşman çirkin ve iğrenç yüzünü yeniden gösterdi. İşte Batı sömürgeciliğinin mirasçısı Amerika, İran rejimi liderliğinde azınlıklar ittifakını sponsor ederek, İslam’ın ve Müslümanların tarihi ve güncel tüm düşmanlarını bu iğrenç ittifaka dâhil etti. Hepsinin düşmanı tek: Siyasal İslami Hilafet projesidir.” dedi. Lübnan’daki duruma da değinen el-Kasas, “İşte Lübnan’da, Amerikan-İran ittifakına bağlı iktidar, hilekâr, şeytani ve terörist yöntemler ile üç yılın ardından büyük ölçüde dizginleri elinde tuttuğu artık bir sır değil. Oyunun kurallarının belirlenmesi sürecinde bu ittifak ile anlayış içinde olan Suudi yöneticilerin de bu konuda Lübnan’daki iktidara yardımcı olduğunu” söyledi. Devamla “Suriye devriminin başından beri uzun zamandır biz, Lübnan’a biçilen acil ve kararlı rolün, İran liderliğinde gelecekte Suriye’de kurulacak azınlık müttefikini korumak olduğunu söyledik. Dolayısıyla dâhili olarak güvenlik ve terörizm planları ile harici olarak da Suriye sınırlarına bitişik alanlarda İran Partisinin kontrolü yoluyla Lübnan’da dizginler elde tutulmaktadır.” diye konuştu.
El-Kasas sözlerini şöyle diyerek sonlandırdı: “Biz, Lübnan’da Suriye devrimi düşmanlarına açıkça bir mesaj vermek için bu konferansa geldik. Hiç kimse bizi ümmetimizden ayıramaz. Azınlıklar yönetimine asla boyun eğmeyeceğiz. Hiç kimse ümmetimize düşmanlık eden ve kanlarını döken kimselerin vatandaşı olacağımızı beklemesin. Lübnan, Biladu’ş Şam’ın kalbidir. Suriye ise İslam’ın can damarıdır. Hiç kimse bu turu kazandığı zaman, İslami ümmetin geleceği ile oynayabileceğini sanmasın. Aksine kendilerine zulmederek yazık ettiler. Zira insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmete açıkça düşmanlıklarını ilan ettiler. Bilinmelidir ki batıl devletin ömrü bir saattir. Hakkın devleti ise Kıyamet gününe kadardır.
hizb-ut-tahrir.info
