Yöneticilerin öldüğü! yetiştirdikleri orduları NATO güҫleri iҫin besledikleri ayan- beyan tüm aҫıklıǧıyla kendini belli ettirmiştir.
Yöneticilerin kendi hegemonyası iҫin mangalda kül bırakmazken! Filistin, Suriye, Myamar, Mısır iҫin ve diǧer Müslüman olan ülkeler iҫin kendi menfaatleri iҫin NATO’yu kendilerine kıble edinmişlerdir. Siz devlet misiniz? Siz kukla mısınız? Yoksa Hilafet devleti yıkıldıktan sonra oynayacağınız rollere göre birer oyuncu musunuz? Bence en sonuncusu isabetli geldi. Evet, esip gürleyen söz konusu Müslümanlar oldumu sus pus olan kendilerini Ümmet’in liderleri sanan bu insanlar daha ne zamana kadar batıya yardakçılık edecekler. Bunlar bu haldeyken neden bunlara destek vererek bu zulümlere ortak oluyoruz! Yıllarca yöneticilerin son kullanma tarihi geçtiği iҫin yenisini görkemli, gösterişli şekilde koltuğa oturtturup, kalan yerden görevlerini ifşa ettirilmektedir.
Yıllarca Müslümanlarla savaşan kafir ülkeler Filistin’de işgalci yahudi varlığına ses çıkaramazken Müslüman ülkelerin liderleri sadece olayları kınamakla yetindiler. Suriye’deki savaş için Amerika’nın bir emirini beklerler, bir avuç yahudi İslam alemine kök söktürürken. Myamar’da vahşi Budistler Müslümanları canlı canlı yerken onlar ise kendi koltuk sevdalarına düştüler. Siz nesiniz? Bunu bir aҫıklar mısınız. Asıl göreviniz nedir? Müslümanlara yardım etmek değil midir? Siz bilmez misiniz? Numan ibni Beşir Radıyallahu anhüma’ dan rivayet edildiğine göre, Rasülullah Salallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
Ey Müslüman ülkelerin yöneticileri Allah’tan korkun, zülüm gören kardeşlerinize yardım edin ki her şeyin gerçek yüzü meydana ҫıksın. Artık batılıların yüzünü ümmete bir kurtuluş olarak göstermeyin ve kendinizi bununla avutmayın. Oturduğunuz koltukların Allah katında hesabı vardır. Tanklarınız ordularınız bu gün iҫin yoksa ne iҫin vardır? Yoksa kendi halklarınız iҫin mi varsınız? Artık konuşun ki hak meydana ҫıksın.
Hilafetin yıkılışından sonra; Filistin, Myamar, Mısır ve Suriye’de acı ҫektiǧimiz şu günlerde yaşadığımız vakıa, bizlere akli olarak bir kez daha, Müslümanların Raşidi Hilafet Devleti olmadan hayat haklarının olmadığını, sahipsiz, kalkansız ve korumasız olduğunu, zalimin zulmünden, kafirin sömürüsünden, küfür sistemlerinin bunalım ve kargaşalarından kurtuluşun mümkün olmadığını göstermiştir. Zira 3-Mart 1924’e kadar İslam Devleti vardı. Ve o devlet İslam şeriatını tatbik ediyordu. Bir Müslüman zulme uğrasa hemen onun yardımına koşuyordu.
1-Devletin Halifesi sırtında un çuvalıyla kapı kapı dolaşırdı.
2- Devletin Halifesi, çocuğa sevgi göstermediği iҫin valiyi görevden alırdı.
3- Devletin Halifesi nehrin kenarında bir hayvanın ayağı taşa takılsa bunun hesabını Allah (cc) benden sorar diye hareket ederdi.
4-Devletin Halifesi, bir yahudinin Müslüman bir kadına yaptığı zulümden dolayı yahudilere savaş ilan etmişti.
Şu anlarda ҫektiǧimiz acıları hafifletmek ve artık semalarda ve denizlerimizde Amarika, Israil, uҫaklarını ve Rus gemilerini görmemek için yeniden Raşidi Hilafet Devletini kuralım ve Allah Resulünün ҫizdiǧi yolu takip edelim.
Dua ile kalın.
Kardeşiniz;
Deniz Özdemir