ABDULMETİN İNALPOLAT
3. Bölüm
İnsanlar fikirleriyle tanınır, duygularıyla da anlaşılır. Tartışma üslubunu bilmeyen kırıcı kimseler gönül dağında hiçbir yere tutunamazlar. Duyguları kazanamayan kimseler akıl hocalığı yapmasınlar. Önce eğri kalplerini düzeltsinler. Çünkü kalp kalbe karşıdır. Ardniyetsiz, temiz duygularla hiç kimseyi küçük görmeden, muhatabımıza değer vererek diyaloğumuz muhabbet havasında yerini almalıdır. Bilesiniz ki adam olmadan adamlık öğretilmez, gönül denizinde yüzmek denizleri sevmekle olur. Şimdi kalbi bir hassasiyete, inceliğe sahip olmayanlar hemen insanları incitiverirler.
Peki, muhatabını küçük gören kibirli kimselerin veya sert, kaba, kırıcı nezih bir ahlaka sahip olmayan kimselerin insanlarla iletişimi nasıl olabilir? Nitekim hadisi şerifte buyurulduğu üzere;
“Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.” (Müslim)
Allahu Teala şöyle buyurdu:
“İnsanlara yumuşak davranman da Allah’ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile, ve işleri onlarla müşavere et! Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah’a tevekkül et! Allah muhakkak ki Kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Ali İmran 159)
Unutmayalım ki İslam’ın temsili yönü tebliği yönünden önce gelir. Allahu Teala şöyle buyurdu:
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah’ı çokça zikredenler için Resulde güzel bir örnek vardır.” (Mümtehine 6)
Resulullah (sav) İslam’ın bütün yönünü temsil eder… Sahabeler İslâm’ın birer yönünü temsil eder. Her bir sahabe, öne çıkan özelliği ile kendi şahsında İslâm’ın bir yönünü temsil eder.
Yaşadığımız asrın başlıca problemlerinden biri de İslam dinini gerçek manada temsil eden fertlerin yeterli miktarda olmayışıdır.
ŞİMDİDE DUYGU VE FİKİRSEL UYUMUN SAADET GÜZERGEHINDA TEK KURTULUŞ REÇETESİ OLDUGUNU ANALİZ EDELİM.
Kompleks bir yapıya sahip olan insanın anlaşılamaması günümüzde duygulanım-düşünsel bozukluğunda uygulanan tedavi merkezli, sunulan reçetelerin kalıcı sonuç vermemesi dikkatleri İslam’ın tedavi yöntemine çekmiştir. Tabii ki bu konunun etüt edilerek doğru hasılatı ortaya çıkarması içeriğin metodsal keyfiyetini belirleme açısından kaçınılmazdır. Allahu Teala şöyle buyurdu:
“Nefislerinizden sizin için, kendileriyle sükunete eresiniz diye eşler yaratıp, aranızda merhamet ve sevgi yaratmış olması onun ayetlerindendir.” (Rum 21)
Burada fizyolojimizden yansıyan duyularımız elbet bir emaredir. Konumuzla ilintili olması açısından burada eşler arası uyumun bir semeresi olarak mutlu olmanın temel nedenini görüyoruz. Yani eşlerin uyumu sükunet için temel taştır. Sonuç çiftleri ayrılmaz bir bütün olarak uyum içerisinde ele almakla doğru netice verir. Öyleyse bakışlarımızı etütsel değer açısından, metodun ortaya çıkması hasebiyle bir başka ayete göz atalım:
“Her şeyi çift (erkek ve dişi) yarattık.” (Zariyat 4)
Evet, her şey çift yaratılmıştır, tek olan yalnızca Allahu Tealadır. Herhangi bir konuyu etüt ettiğimiz de çiftleri ayrılmaz bir bütün olarak ele almakla doğru neticeye ulaşırız. Doğru düşünce konunun vakasıyla aydınlığa kavuşur. Allahu Teala şöyle buyurdu:
“Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah’ı tesbih ve takdis ederim.” (Yasin, 36/36)
“Düşünüp ibret alırsınız diye her şeyden çiftler yarattık.” (Zariyat, 51/49)
Elmalılı, bu konudaki görüşleri özetledikten sonra, Beyzâvî’nin “her cinsten iki nevi bulunduğu” tarzındaki yorumunu öncekileri de içine alması itibariyle daha kapsamlı bulur. Bununla birlikte o, ayetteki, “her şey” ifadesinin sadece cinsleri değil fertleri de kapsadığını dikkate alarak. Burada dış âlemdekiler ile onların zihindeki formlarının uyumlu eşleşmesiyle tecelli eden idrak olayına da işaret bulunduğu yorumunu yapar. Her hangi bir şey hakkında meydana gelen şuur hâdisesinde bu ikiliğin kaçınılmaz olduğunu, bu ikilik içinde birleştirilmeden hiçbir şeyin tasdik edilemeyeceğini, tefekkür ve tezekkürde bulunulamayacağını, âyetin sonunda yer alan “ki inceden inceye düşünesiniz” ifadesinin de bunu desteklediğini belirtir. (bk. Elmalılı Tefsiri, VI/4543-4544.) Müfessirler; “her şeyden çift çift yaratma”nın anlamını açıklarken daha çok “gece-gündüz, erkek-dişi, yer-gök, insan-cin, iman-küfür, ay-güneş” gibi karşıtlık örnekleri üzerinde durmuşlardır.
Gerçekten de, bugün maddenin çiftler halinde yaratıldığı biliniyor. Bir toz zerresinden yıldızlara kadar bildiğimiz ne varsa, hepsinin yapı taşlarını teşkil eden atom parçacıkları ve onlardan daha aşağı seviyedeki parçacıklar, yaratılırken daima anti-maddeleriyle birlikte çift olarak yaratılırlar. Ayrıca Yâsîn 36/36. Suresinde;
“Toprağın bitirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah her türlü eksiklikten uzaktır.” buyurularak, kâinatta insanın bildiği ve bilmediği bütün çiftleri yüce Allah’ın yarattığı belirtilmekte ve her birinin paydaşı, eşi, benzeri, karşıtı olan bu çiftlerin hepsinin yaratılmışlık özelliğine, dolayısıyla bunları yaratanın tek olduğuna dikkat çekilmektedir. Dolayısıyla bu ve benzeri ayetler bize bir ufuk açmakta. Öyleyse düşünce eril duygu ise dişil dememizde bir mahsur yoktur. Sınırlandırma babında gözlemlediğimiz kadarıyla yaratılan her şeyde eril dişisiyle izzet onur başka ifadeyle nitelik kazanıyor. Dolayısıyla kainatta her şey çiftiyle değer ve anlam kazanıyor. Meryem suresi 96. Ayeti kerimede;
“İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.”
Rad suresi 29. Ayeti kerimede;
“İnanan ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel bir dönüş yeri vardır.”
Hud suresi 23. Ayeti kerime de;
“İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.”
Burada özellikle rahmanın duygulara nasıl hitap ettiğini görüyoruz. Aynı zamanda birçok ayette de zikredildiği üzere iman ve salih amel vurgusu sadece iman edip salih amel işleyenlerin kurtuluşa ereceği hakikatidir.
Nitekim bir konunun doğru netice bakımından anlaşılmasındaki tek metot her şeyin çiftiyle ele alınmasıyla vuzuha kavuşacaktır.
Devamı var…