İslamdevleti.net "…Sonra da Nübüvvet Metodu üzere (Raşidi) Hilâfet olacaktır." [Ahmed b. Hanbel] – Hizb-ut Tahrir HizbutTahrir
İLGİLİ HABERLER
“Hizb-ut Tahrir davasına bakan hâkim Kadir Kayan, Süleyman Uğurlu’nun evinde bulunduğu iddia edilen silahlar üzerinde parmak izi incelemesi yaptırmadan silahları imha ettirmiş.”
Yeni Akit Gazetesi Haber Müdürü Kenan Kıran, Köklü Değişim Dergisi Genel Koordinatörü Sayın Süleyman Uğurlu’nun haksız yere tutuklanmasını ve üzerine atılan iftiraları köşesine taşıdı.
Yeni Akit Gazetesi’nin bugün yayımladığı ve manşetten verdiği haberi ilgilinize sunuyoruz.
İşte o haber;
“Yine hukuk skandalı
Hizb-ut Tahrir davasına bakan hâkim Kadir Kayan, Süleyman Uğurlu’nun evinde bulunduğu iddia edilen silahlar üzerinde parmak izi incelemesi yaptırmadan silahları imha ettirmiş.
Gazeteniz Akit; paralel devlet yapılanmasının Tahşiye Grubu’nun yanı sıra Hizb-ut Tahrir adlı gruba da kumpas kurduğunu gözler önüne seriyor. Hizb-ut Tahrir adlı grubun lideri olduğu iddia edilen Süleyman Uğurlu’nun; gözaltına alındıktan bir gün sonra evinde bulunduğu, silah, fişek ve aydınlatma fişeklerinde parmak izi incelemesi yapılmadığı ve Süleyman Uğurlu’nun 12.5 yıl hapis cezası aldığı ortaya çıktı.
26 GÜN SONRA İMHA!
Fetullah Gülen’in Ankara’da yargılandığı davada beraat kararı veren ve “Kozmik Oda”ya giren hakim olarak tanınan Kadir Kayan’ın, Süleyman Uğurlu’nun gözaltına alınmasından 26 gün sonra aydınlatma fişeklerinin imhasına karar verdiği öğrenildi.
Süleyman Uğurlu; 23 Temmuz 2009 tarihinde gözaltına alındığını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Kadir Kayan’ın aydınlatma fişeklerinde kendisine ait parmak izinin olup olmadığına ilişkin araştırma yapmadan 19 Ağustos 2009 tarihinde 2 adet aydınlatma fişeğinin imha etmesine yönelik aldığı karara itiraz etti.
SÜLEYMAN UĞURLU İTİRAZ ETTİ
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi; Süleyman Uğurlu’nun ısrarı üzerine aydınlatma fişeklerinin hangi kuruma ait olduğunun araştırılmasına karar verdi ve Genelkurmay Başkanlığı’na yazı gönderdi. Genelkurmay Başkanlığı Ceza Hukuk İşleri Şube Müdürü Hakim Albay Şakir Aytaş, 22 Şubat 2011 tarihinde mahkemeye gönderdiği yazıda, 2 adet aydınlatma fişeğinin kendilerine ait olduğunu, aydınlatma fişeklerinin sanığın eline geçtiğinin bilinmediği, kayıp ve çalıntı bildirimi yapılmadığı gerekçesiyle aydınlatma fişeklerinin nasıl çıktığının araştırılmadığını açıkladı.
İMHA EDİLDİKTEN 551 GÜN SONRA ARAŞTIRMA!
Paralel yapılanmada görevli polislerin talebi üzerine sadece IMEI numarası üzerinden isimsiz veya sahte isimlerle verilmiş dinleme ve teknik mahkeme kararlarına imza atan Hakim Kadir Kayan’ın, aydınlatma fişeklerini imha ettikten 551 gün sonra (1 yıl 186 gün) kaynağını araştırması “Hukuk skandalı” olarak değerlendirildi.
UĞURLU: SİLAHLARA PARMAK İZİ İNCELEMESİ YAPMAYI AKIL EDEMEMİŞLER
Gazetemize konuşan Süleyman Uğurlu, kendisine kurulan kumpası şöyle anlattı:
“Elimizde silahların, mühimmatın, aydınlatma fişeklerinin, krokilerin olduğu bir dosya ile ilk duruşmaya çıktık. Mahkeme heyetine bir kumpas ile karşı karşıya olduğumu anlatmaya çalıştım. Ev aramasında yatak odasındaki yatağın altında silah ve mühimmatın ele geçirildiği söyleniyordu. Evin her tarafı didik didik aranmış ve her yerden kapı kulplarından, buzdolabından parmak izi alınmıştı. Ancak ne hikmet ise evimde bulunan silahlara parmak izi incelemesi yapmayı akıl edememişlerdi. Oysa parmak izi bu tür vakıaların en önemli delilidir.
“Mahkemenin ilk duruşmasında parmak izi incelemesi niçin yapılmadığının emniyete sorulmasını, arama yapan kişilerin ifadeye çağrılmalarını, silahlar üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ettiysek de kabul edilmedi. Savcılığın silahların başka olaylarda kullanılıp kullanılmadığının araştırılma talebi kabul edildi ama bizim parmak izi inceleme talebimiz reddedildi.
SİLAHLAR ÜZERİME YIKILDI
“İşin en ilginç yanlarından biri de kuşkusuz aydınlatma fişeklerinin araştırılmasını isteyen savcılığın bu cevapla yetinmesidir. Normalde bu fişekler kime zimmetli, niçin kayıp çalıntı bildirimi yapılmamış, incelenmesi gerekirken, savcılık bir anda duruverdi. İkinci bir talepte bulunmadı. Bu da gösteriyor ki, hem savcılığın hem de mahkeme heyetinin doğrulara ulaşma gibi bir kaygıları yoktu. Mahkeme safahatında konunun aydınlatılması için türlü başvurular yapmamıza rağmen doğru dürüst bir araştırma yapılmadan silahlar üzerime yıkıldı ve hakkımda 7 yıl 6 ay örgüt üyeliğinden 5 yıl da silahlardan olmak üzere toplamda 12 yıl 6 ay ceza verildi.””
Yeni Akit Gazetesi / Kenan Kıran
Kaynak: http://www.yeniakit.com.tr/haber/yine-hukuk-skandali-52449.html
