Kasap Beşşar Esed’in yenilmek üzere olduğu, rejimi korumak için askeri gücünün aşındığı, askeri tehdidin alevi bölgelere kadar ulaştığı, oralarda insanların aşırı huzursuz olduğu, Esed’i kurtarmak için İran müdahalesinin yetersiz kaldığı, içerideki savaşçılardan çekirdek güç oluşturmak isteyen Amerika’nın bu girişiminin sonuçsuz kaldığı ve Obama’nın da dile getirdiği gibi rejimin ani devrilişine yönelik gerçek korkuların zuhur ettiği bir ortamda, son zamanlarda bir de Rusya’nın tehditkâr tavrı ortaya çıktı.
Rusya, ancak Rus uzmanların kullanabileceği gelişmiş silahlar ile doğrudan askeri müdahale tehdidinde bulundu. Olayı ajite eden medyanın bu tavrı karşısında ilk açıklama Amerika’dan geldi. Amerika tarafından yapılan bu açıklamanın ardından Rusya’nın askeri müdahalesine ilişkin analiz ve açıklamalar birbirini izledi. Amerika ve Rusya tarafından atılan bu adımların amacı, Müslümanları hayal kırıklığına uğratmak ve Müslümanların Cenevre kararlarını uygulamaya dayalı Amerikan çözüm planını kabul etmelerini sağlamaktır. Bilindiği üzere Cenevre kararları ilk önce geçiş sürecini öngörüyor. Şuan uluslararası kamuoyu, bu geçiş sürecini ve bu geçiş sürecinin Esed’li mi Esed’siz mi olacağını, Esed’li geçiş sürecini Amerika’nın kabul edip etmeyeceğini konuşuyor.
Bu Hollywood tarzı sahne, Amerika’nın başarısızlığını pekiştirmektedir. Zira Amerika, mücrim ajanı aracılığıyla olayları kendi lehine sonuçlandırmakta başarısız oldu. Uzun zamandır Rusya, Müslümanları katleden Suriye rejimini çeşitli gelişmiş silahlarla desteklemiyor mu? Peki, yeni olan ne? Evet, yeni olan Esed’in artık iktidarda kalacak askerlerin olmamasıdır. Esed, halka hitaben yaptığı son konuşmada açıkça bunu dile getirdi. Bu, yenilginin, dolayısıyla Amerikan hezimetinin çok yakın olduğu anlamına gelir. Bu yüzden böyle bir adım atıldı. Aslında bu, Esed’i kurtarmak için atılan bir adımdır. Ama özellikle de Suriye’de ikiyüzlülüğü iyi beceren Amerika gerçekleri maniple etmek de mahirdir. İşte bundan dolayı biz, bu adımın Hollywood tarzı bir sahne olduğunu söyledik. Esed, Amerika’nın açık desteğine rağmen şu ana kadar başarısız olmuştur. Özellikle askeri olanakları ile İran, Esed’in emrindedir ve hâlâ da öyledir. İran, Esed’i para, uzmanlar, istihbarat işbirliği, ordu subayları ve devrim muhafızları desteklemektedir. Lübnan’dan Irak’a, Afganistan’dan Yemen’e kadar mezhepçi milisler ile Esed’e yardım sunmaktadır. Bu nedenle atılan bu adım, Esed’i kurtarmak için ortaya konulan olağanüstü planın bir parçasıdır. Kaldı ki bu olağanüstü plan, Amerika’nın başarısızlığını yansıtıyor.
Bush dönemindeki Amerikan politikası, nasıl Müslümanlara karşı katliam işlemekle özdeşleşmiş ise, Obama da aynı politika ile özdeşleşmiştir. Katliama ek olarak, aldatmaca, yalan, ip cambazlığı, hatta Ruslar bile kukla gibi oynatılıyor. Zira Rusya, Amerikan planına göre hareket ediyor. Çünkü hareket edecek başka bir güzergâhı yok. Aldığı pozisyonlar, tam olarak Amerika’nın istediği tavırlardır:
Terörle mücadele bahanesiyle çatışmanın yönünü İslam ile mücadeleye dönüştürmek ve Cenevre kararları temelinde çözüm. Rusya’nın bu müdahalesini, Amerikan Dışişleri Bakanlığı şu sözleriyle tebrik etti: “ABD, Rusya’nın IŞİD’e karşı uluslararası çabalara katkısını memnuniyetle karşılayacaktır.” Batılı diplomatlar tarafından İtalyan AGI haber ajansına verilen demeçlerde ise “Rusya’nın bu hareketliliği ABD’nin ödün vermesinin bir sonucu olarak.” değerlendirildi.
Ey Suriye Şam’daki sabırlı ve sadık Müslümanlar!
Biz, Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın bizimle beraber ve bizi koruduğunu yakinen hissediyoruz. Amerikan tuzağını, Aziz ve Kaviyy olan Allah Subhânehu ve Teâlâ sahiplerinin başına geçirecektir. Halkımıza karşı işlenen korkunç katliam, nasıl bize dokunmuşsa aynen onlara da dokunmuştur. Ama bizim ölülerimiz İnşaAllah cennette, onların ölüleri ise cehennemdedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَا تَهِنُوا فِي ابْتِغَاءِ الْقَوْمِ إِنْ تَكُونُوا تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمُونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللَّهِ مَا لَا يَرْجُونَ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا “O (düşman) topluluğu takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız onlar da, sizin çektiğiniz gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz Allah’tan, onların ümit etmedikleri şeyleri umuyorsunuz. Allah ilim ve hikmet sahibidir.” [Nisa 104]
Sahip olunan en değerli şeylerin feda edildiği bu devrim, Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın rızası dışında hiçbir şeye eşdeğer değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, kuşkusuz bu devrimi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Nübüvvet metodu üzere olacağını müjdelediği Raşidi Hilafetin kurulması ile elbette ödüllendirecektir. Başka yerlerden önce Suriye’de Hilafetin kurulması ve Suriye’nin Hilafetin kalbi olması şüphesiz Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın büyük bir lütfudur. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem iliğimizi emen bu ceberut saltanattan sonra gelecek ahir zaman hakkında şöyle buyurmuştur:
ثم تكون خلافة على منهاج النبوة “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.” Yani Raşidi Hilafet. Ve yine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
عقر دار الإسلام في الشام “Dar’ul İslam’ın kalbi ve merkezi Şam’dır”
Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti |
H. 06 Zilhicce 1436 M. 2015/09/20 |