Yargıtay 16. Ceza Dairesi Hizb-ut Tahrir’li Müslümanlara tam 10 yıl sonra ceza yağdırdı.
Parelel Yargı’nın istediği kararları istediği şekilde çıkartıp istediği kişi ve kurumları suçlu ilan ettiği herkes tarafından bilinen bir gerçek hatta bu gerçeği iktidarın en tepesinde bulunan kişiler dahi yüksek sesle dillendirdi. Nitekim yargıda büyük değişiklikler yapıldı sözde paralel yargı mensubu olduğu iddia edilen kişilerin en azından görev yerleri değiştirildi ve yerlerine yeni sözde bağımsız ve tarafsız yargı mensupları getirildi. Doğal olarak herkes yargının artık normale döneceği noktasında umutlandı. Ancak Yargıtay 16. Daire’nin verdiği bir karar kafalarda soru işareti oluşturmasına yetti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Hizbut Tahrir davasında bir dosyayı düzelterek onadı.
Mahkeme 15 kişiye toplamda 19 yıl 4 ay hapis cezası verdi
Ankara Hacı Bayram Camii’nde 9 Eylül 2005 tarihinde Hizbut Tahrir bildirisini dağıtmak suçlamasıyla gözaltına alınan çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan bir süre cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Müslümanlara tam 10 yıl sonra ceza yağdı. Yasin Babayiğit, Erhan Turan, İlhami Özcan, Hüseyin Sivren, Oğuzhan Akbolat, Murat Albasan, Aytekin Demirtaş, Serkan Altınordu, Kadir Karakaş ve Kazım Yıldırım’a 18 ay; Mehmet Arslan, Birkan İşkol, Sedat Yağ, Ercan Karaca ve Bünyamin Soymacı’ya 10 ay hapis cezası verildi. Birkan İşkol jet hızıyla tutuklanıp cezaevine gönderildi.
Köklü Değişim olarak kamuoyu adına şu soruyu soruyor ve cevap bekliyoruz:
Paralel Yargı denilen art niyetli yargı mensuplarının vermiş olduğu ağır kararları düzeltmek ve yargıyı normalleştirmek için siz göreve geldiğiniz ve Hizb-ut Tahrir’in silahsız, şiddeti benimsemeyen siyasi bir parti olduğunu bildiğiniz halde nasıl olur da selefinizin izinden gidip onu “terör” suçlamasıyla yargılarsınız? 17-25 Aralık soruşturmasını yapan tüm yargı mensupları görevden alınıp sanıklar temize çıkartılırken söz konusu Hizb-ut Tahrir olunca mı seleflerinizle aynı tepkiyi veriyorsunuz?