20 Kasım 2015 Cuma günü Özel Şube polis kuvvetleri Hizb-ut Tahrir Malezya Sözcüsü Abdül Hâkim Osman’ı evinde gözaltına aldı.
ABD Başkanı Barack Obama’nın Malezya ziyaretini protesto etmek amacıyla düzenlenen gösteri sonrasında Hizb-ut Tahrir üyelerine gözaltı dalgası başlatıldı. Hizb-ut Tahrir Malezya Medya Bürosu gözaltılar hakkında açıklama yayınladı
Hizb-ut Tahrir / Malezya Sözcüsünün ve Bir Üyenin Gözaltına Alınması
20 Kasım 2015 Cuma günü Bukit Aman Emniyet Müdürlüğü’nde Özel Şube polisi kuvveti, Merkezi Medya Bürosu üyesi ve Hizb-ut Tahrir / Malezya Sözcüsü Abdül Hâkim Osman’ı Selangor Bandar Baru Bangi bölgesindeki evinde gözaltına aldı. Yaklaşık saat 6.30 sularında düzenlenen baskın sırasında polis, ayrıca onun cep telefonu ve laptopuna da el koydu. Aynı anda başka bir Hizb-ut Tahrir üyesi Ömer Hüseyin de Selangor Batu Caves bölgesindeki evinde gözaltına alındı. Polis onun cep telefonuna da el koydu. Her ikisi de Ceza Usulü Kanunu’nun 105. maddesi uyarınca gözaltına alındı. Soruşturma ve tutuklamak için Kuala Lumpur Dang Wangi Polis Merkezine götürüldüler. İkisi de yaklaşık 10 saat boyunca sorguya çekildiler. Bu yüzden Cuma namazına gidemediler.
Kuala Lumpur polis şefi Datuk Tajuddin Md İsa, yaptığı açıklamada, her ikisinin de ABD Başkanı Barack Obama’nın Malezya ziyaretini protesto etmek amacıyla düzenlenen gösteri sonrasında gözaltına alındığını doğruladı. Kuala Lumpur polis şefi tarafından yapılan açıklamada da belirtildiği gibi Obama’nın Malezya ziyaretini protesto etme soruşturması dışında, aslında soruşturmanın odak noktası Hizb-ut Tahrir’in Hilafeti yeniden kurma çalışmaları ve bu ikilinin Hizb-ut Tahrir faaliyetlerine katılmasıdır. Ayrıca polis, Malezya yasalarını ihlal eden Hizb-ut Tahrir faaliyetleri hakkında da soruşturma başlatacağı uyarısında bulundu. Sorgulama sırasında polis, Hizb-ut Tahrir’i silahlı grup IŞİD ile irtibatlandırmaya çalıştı.
Soruşturma esnasında da açığa çıktığı gibi hükümet, son 10 yıldır Hizb-ut Tahrir / Malezya’nın faaliyetlerini yakından takip ediyor ve Hizb-ut Tahrir’in İslami fikir ve faaliyetlerden pek mutlu değil.
Biz şunu belirtmek isteriz ki Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışan uluslararası İslami siyasi bir partidir. 1953’ten beri Hizb-ut Tahrir, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu takip ederek siyasi ve entelektüel mücadele yapmaktadır. Hilafeti yeniden kurmak için çalışmalarında asla şiddete başvurmaz. Bu, dünyada iyi bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir’i IŞİD silahlı grup ile irtibatlandırma girişimi tamamen asılsız bir girişimdir. Kaldı ki Hizb-ut Tahrir, IŞİD tarafından ilan edilen Hilafeti tanımıyor. Çok açık ve net ifadelerle, Hilafeti kurmak için IŞİD tarafından yürütülen silahlı mücadelenin şeri hükümler ile çeliştiğini ve bu nedenle geçersiz olduğunu söyledik. Ayrıca IŞİD’in metodolojisi, İslam hakkında tamamen bozuk bir görüntü vermekte, İslam ve gerçek Hilafete yönelik olumsuz bir algı oluşturmaktadır.
Şunu da vurgulamak isteriz ki bir bütün olarak İslam’ı uygulamak, hükümete farzdır. İşte bu esasa göre Hizb-ut Tahrir, hükümeti muhasebe etmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümleri uygulandığında, refah ve adalet olacak, insanlar arasında ve ülkede merhamet yayılacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümleri uygulandığında, Allah’ın lütfu evreni kaplayacak ve O’nun dini diğer dinler üzerine üstün gelecektir.
Son olarak şunu da vurgulamak isteriz ki ne Hizb-ut Tahrir üyelerinin tutuklanması ne de dava önüne konulan engeller, ne bizi durdurabilir, ne de çalışmamızı yavaşlatabilir. Aksine Allah Subhânehu ve Teâlâ bu dine zafer nasip edene dek çalışmalarımız yoğunlaşacak ve güçlenecektir.
Hizb-ut Tahrir Malezya Medya Bürosu