Ankara’ya gelerek Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşen İngiliz Dışişleri Bakanı Hammond, Suriye’de siyasi çözüm bulunması konusunda Türkiye’nin önemini dile getirdi. Sürecin sonunda Esed’in ‘bir şekilde’ görevi bırakması gerektiğini söyledi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond 8. Büyükelçiler konferansı nedeniyle Ankara’da. 25 Ocak’ta Cenevre’de başlaması planlanan Suriye görüşmeeri öncesinde gerçekleşen ziyarette Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile Suriye, IŞİD’le mücadele, Avrupa Birliği müzakere süreci ve Kıbrıs konularını görüşen Hammond, terörle mücadelede Türkiye ile birlikte çalışmanın önemine bir kez daha vurgu yaptı.
“Türkiye’nin terörle mücadele konusunda en önemli safta olduğunu biliyorum. Birleşik Krallık her zaman Türkiye ile omuz omuza çalışmaya devam edecektir. Bu terörizm nereden kaynaklanırsa kaynaklansın mücadele devam edecek. Salı günkü saldırılar, birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Güvenlik kuvvetleri arasındaki işbirliğini daha da yakın hale getirmeliyiz.”
‘Esed’in bir şekilde görevi bırakması lâzım’
Hammond Suriye’de başlaması planlanan siyasi müzakere süreci için de Türkiye’nin önemine değindi.
“Suriye’deki durumla ilgili Türkiye’nin rolünden, Suriye içindeki toplulukların öneminden bahsettik. Suriye’de siyasi çözüme geçilmesi ve Esed’in mutlaka bir şekilde görevi bırakması lâzım. Bunu yapabilmek için Türk meslektaşlarımızla çalışmaya devam edeceğiz.”
Suriyeli mültecilerle ilgili ‘Türkiye’den fazlasını yapan yok’ diyen Hammond, cuma günü Türkiye’deki kampları ziyaret edeceğini söyledi.
“İlk elden bu misafirperverliğin adımlarını orada göreceğim. Suriye muhalif gruplarının iç savunma taktikleri ve sivillerin korunmasıyla ilgili olarak neler yapılabileceğini görme fırsatı bulacağım.”
Çavuşoğlu 25 Ocak’ta Cenevre’de başlaması planlanan Suriye görüşmeleri için şunları söyledi:
“Suriye’de bir an evvel müzakerelerin başlaması gerekiyor. Muhalifler hazır, Rejim henüz belirlemedi müzakere heyetini. De Mistura çağrı yaptı, umarım bu ay sonunda başlar ve altı aylık süreçte bir sonuç elde ederiz. Suriye’deki tüm sorunların kesin çözümü siyasi çözümdür. 18 aylık sürede tam yetkili geçiş hükümetinin kurulması ve Esed’in gitmesi gerekiyor.”
‘AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var’
‘İngiltere bizim için önemli bir müttefik’ diyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine İngiltere’nin verdiği desteği hatırlatırken, Hammond da ‘çok güçlü stratejik ortaklık olması gerektiğini düşünüyorum’ sözlerini kullandı.
“AB sürecinde Türkiye’ye desteğimiz devam edecek. Türkiye ve AB arasında karşılıklı saygı ve çıkarlar doğrultusunda çok güçlü stratejik bir ortaklık olması gerektiğini düşünüyorum. AB’nin Türkiye’ye, Türkiye’nin de AB’ye güçlü şekilde ihtiyacı var.”
‘Endişe verici bir durum’
Hammond ve Çavuşoğlu Kıbrıs’ta çözüm konusunda garantör ülkeler olarak verdikleri desteği yineledi. Kıbrıs’taki bir mahkeme kararı doğrultusunda İngiltere’de Türk diplomatik misyonuna ait bazı banka hesaplarının dondurulmasıyla ilgili ise Hammond, endişe verici olduğunu ve hükümetin duruma müdahale ettiğini belirtti.
“İngiltere mahkemeleri tamamiyle hükümetten bağımsız. Biz hükümet olarak mahkemeleri kontrol etmiyoruz, ancak bu durumda Dışişleri Bakanlığı olarak müdahale etmeye gayret gösterdik. Dondurulmuş hesapların Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçilik hesapları olması itibariyle Viyana Sözleşmeleri koruması altında olduğu gerekçesiyle müdahale ettik. Endişe verici bir durum ama maalesef bizim kontrol ettiğimiz bir durum değildi.”
Çavuşoğlu da bakanlığın müdahalesi sonrası sorunun çözülmesini umduğunu, Kıbrıs’taki süreci sekteye uğratacak adımlardan kaçınılması gerektiğini söyledi.
“Mahkemelerin bağımsızlığına biz de inanıyoruz, hükümetin müdahale etmemesi gerekir. Ama taraf olduğumuz sözleşmeler var, mahkemeler de buna uymak zorundadır, bizdeki gibi. Viyana sözleşmesinin hatırlatılmasında bir aksaklık olmuş, bürokratik bir engel olmuş. Sorunun çözümüleceğini dostum Philip bana söyledi.
“Ada’daki süreci sekteye uğratacak adımlardan da herkesin kaçınması lâzım. En kısa sürede düzeltileceğini umuyoruz, bu hatırlatmanın mahkemeye müdahale olarak anılmaması lâzım.”
Al Jazeera