Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Sayın Mahmut Kar, Türkiye ile Rusya’nın arasında yaşanan uçak krizine ilişkin yeni değerlendirmelerde bulundu.
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Sayın Mahmut Kar, “Türkiye ile Rusya’nın Uçak Oyunu Suriye’yi Ablukaya Almak İçin İttifak Cilveleridir.” Başlıklı bir analiz yayınladı.
Rusya ile Türkiye’nin Suriye konusunda ABD’nin bölge politikalarına göre hareket ettiğini vurgulayan Kar, şu ifadelere yer verdi; “Türkiye’nin Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Rusya’ya uyarı yapması buna karşın hemen yanı başımızdaki Halep, İdlip gibi şehirleri aynı Rusya’nın yerle bir etmesine, masum çocukları katletmesine sessiz kalıp izlemesi Türkiye’nin ne kadar dar ve bağnaz bir ulus devlet anlayışına sahip olduğunun kanıtıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun ümmetçi açıklamaları boş laftan öteye geçmemektedir. Halep bizim, Şam bizim, İdlib bizim diyen yöneticiler nerede hani? Hava sahasını ihlal etmiş Rusya’ya dahi okkalı bir laf edecek iradesi olmayan liderlerden Şam’a, Halep’e, İdlib’e ve ümmete ne fayda gelir?”
İşte analizin tamamı;
Haber ve Yorum
Türkiye ile Rusya’nın Uçak Oyunu Suriye’yi Ablukaya Almak İçin İttifak Cilveleridir
Haber:
Dışişleri Bakanlığı, Rus Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş uçağının Cuma günü Türk hava sahasını ihlal ettiğini açıkladı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, SU-34 tipi uçağın dün TSİ 11:46’da hava sahasını ihlal ettiği ve ihlal öncesi uçağın Türk hava radar unsurlarınca defalarca Rusça ve İngilizce ikaz edildiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ihlalle ilgili yaptığı açıklamada, “Rusya’nın sonuçlarına katlanmak zorunda olduğunu ve Putin’le görüşmek istemesine rağmen geri dönüş olmadığını” ifade etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Rus uçağı iki gün önce hava sahamızı bir kere daha ihlal etti. Bu sadece bizim tespitimiz değil, İspanya’daki NATO merkezinin de tespitidir” dedi ve şu açıklamada bulundu: “Biz Rusya’yı sadece bir komşu olarak görmüyoruz, önemli bir ortak olarak görüyoruz. İlişkilerimizi de normalleştirmek istiyoruz ama tek taraflı adımlarla bunun gerçekleşmesi mümkün değil. Rusya’nın da aynı anlayışla hareket etmesi gerekiyor.” (http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/01/160130_rusya_turkiye_ucak)
Yorum:
Tarih 24 Kasım 2015, Türkiye hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus jetini düşürdü. Genelkurmay Başkanlığı düşürülen Rus savaş uçağı hakkında o gün şöyle bir açıklama yapmıştı: “24 Kasım 2015 tarihinde saat 09:20 civarında Hatay Yayladağı bölgesinde Türk Hava Sahasını ihlal eden ve milliyeti bilinmeyen bir uçak defalarca (beş dakika içerisinde 10 kez) ikaz edilmesine rağmen Türk Hava Sahasını ihlal etmiştir. Söz konusu uçağa angajman kuralları çerçevesinde 24 Kasım 2015 saat 09:24’te bölgede hava devriye görevinde bulunan iki adet F-16 uçağımız tarafından müdahalede bulunulmuştur.”
Tarih 29 Ocak 2016 ve yeni bir haber; Türk Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Rus Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş uçağının cuma günü Türk hava sahasını ihlal ettiği ve SU-34 tipi uçağın Türk hava radar unsurlarınca defalarca Rusça ve İngilizce ikaz edildiği belirtildi.
Kasım ayında gerçekleşen Rus uçağının düşürülme hadisesinde hem Türkiye yöneticileri hem de Rus mevkidaşları olaya anlam vermekte zorlanmışlardı. Şaşırmışlardı, zira Rusya ile Türkiye Suriye meselesinde aynı projenin aktörleri olduklarını çok iyi biliyorlar. Yürütülen bu projenin akamete uğramasını niçin istesinler ki? Ama o uçak onların iradesi dışında başka bir irade ile düşürüldü. İster siz buna Türk askeri angajman kurallarını istismar etti deyin ister Türkmen Dağı’nın Rusya tarafından bombalanması ve abluka altına alınmasına Türk askeri tepki verdi deyin bu çok önemli değil. Önemli olan bu düşürme hadisesinin Türkiye’nin siyasi iradesinin dışında gerçekleştiğidir. Peki, yaklaşık iki ay sonra bugün, Rus savaş uçağının (SU-34/önceki ile aynı) Türk hava sahasını yine yeniden ihlal ettiğinin Türkiye tarafından açıklanmasının anlamı nedir?
1) Bu öncelikle şu anlama gelmektedir; Rus savaş uçakları ve diğer yabancı savaş jetleri Türk hava sahasını delik deşik etmiş durumdadırlar. Türkiye ise sadece bu duruma seyirci kalmaktadır.
2) Türkiye’nin Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Rusya’ya uyarı yapması buna karşın hemen yanı başımızdaki Halep, İdlip gibi şehirleri aynı Rusya’nın yerle bir etmesine, masum çocukları katletmesine sessiz kalıp izlemesi Türkiye’nin ne kadar dar ve bağnaz bir ulus devlet anlayışına sahip olduğunun kanıtıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun ümmetçi açıklamaları boş laftan öteye geçmemektedir. Halep bizim, Şam bizim, İdlib bizim diyen yöneticiler nerede hani? Hava sahasını ihlal etmiş Rusya’ya dahi okkalı bir laf edecek iradesi olmayan liderlerden Şam’a, Halep’e, İdlib’e ve ümmete ne fayda gelir?
Türkiye tarafından yapılan bu yeni hava sahasının ihlal açıklamasının hemen ABD Başkan yardımcısı Joe Biden’in Türkiye ziyareti sonrasında ve Cenevre görüşmelerinin hemen başında yapılmış olması manidardır. Zira bu durum şunu göstermektedir; ABD, Türkiye ile Rusya’dan bu krizi çözmelerini istedi. Zira ABD’nin Suriye’de Rusya’ya ve Türkiye’ye birlikte ihtiyacı var. İşte hava sahasının ihlal edildiğine ilişkin bu yeni açıklama ve gelişmeler Rusya ile Türkiye’nin arasındaki suni krizin çözümü için alt yapı hazırlığıdır. ABD’nin emri ve talimatı doğrultusunda çalışan bu iki ülke krizi çözüp barış rüzgârları estirmek için adeta birbirilerine naz ve cilve yapıyorlar. Türkiye’nin Rusya’ya zeytin dalı uzatan barış mesajlarının sıklığı, çokluğu ve samimiliğinin tek bir sebebi var. Suriye Devrimini Cenevre’de masaya yatırıp kazanılmış tüm değerleri pazarda satar gibi satmak. Buna razı olmayanları ise Rusya ile birlikte bu plana razı etmek. Bunu yaparken, abluka altına alıp toptan bir ölümle tüm Suriye’yi tehdit ediyorlar.
Maalesef, Türkiye halkı ve Müslümanlar Türkiye’nin bu zillet halinin farkına varamıyorlar.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına / Mahmut KAR