Almanya’da yayımlanan Die Welt gazetesi, Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarının ‘imkansız kabul edileni gerçeğe dönüştürdüğünü’ yazdı.
Suriye ordusunun Halep’in kuzeyindeki Zehra ve Nubul kasabalarını alarak cihatçıların ikmal yollarını kesmesini değerlendiren Alman Die Welt gazetesinin dış haberler muhabiri Alfred Hackensberger, bu zaferin cihatçılar için ölümcül sonuçlara işaret ettiğini söyledi.
Suudi destekli İslam Ordusu (Ceyş’ül İslam) liderlerinden Muhammed Alluş’un, Cenevre’deki Suriye görüşmelerine ara verimesinin ardından “Sahadaki gelişmeler bizim beklentilerimiz yönünde ilerlediğinde geri geleceğiz” şeklindeki sözlerini hatırlayan Hackensberger, şöyle devam etti:
“Burada şunu sormak lazım lazım. Acaba, daha güçlü bir pozisyonda masaya geri dönmesi mümkün olacak mı? Çünkü, çarşamba akşamı, Suriye ordusu Rus hava operasyonlarının desteğiyle abluka altındaki iki Şii yerleşimini geri aldı. Bu, savaşın geri kalanını etkileyecek önemli sonuçlara sahip bir başarıydı.”
‘PETROL OLMAZSA HAYAT BİTER’
Zebra ve Nubul’un geri alınmasının sadece gıda ikmali hatlarını değil, İdlib bölgesindeki petrol ticaretini de etkilediğini belirten Hackensberger, bunun bölgedeki isyancılar için ölümcül sonuçlar doğuracağını söyledi.
“Petrol, sadece askeri araçlar için gerekli değil. Bölgedeki elektriğin büyük bir kısmı jeneratörlerden sağlanıyor ve eğer petrol olmazsa ne ekmek pişirebilirler ne de evdeki en ufak işlerini halledebilirler” diyen Hackensberger, Halep ve İdlib’deki cihatçıları zor günlerin beklediğini ifade etti.
‘İSYANCILAR KAPANA KISILDI’
Suriye ordusunun Rus hava operasyonlarının desteğiyle ‘beklenmedik’ bir başarı gösterdiğini belirten Hackensberg, yazısını şöyle sonlandırdı:
“Rusya’nın müdahalesi, Suriye hükümetinin zafer kazanmasını sağlayabilir, ya da en azından yeni görüşmeler öncesinde onlara çok iyi bir konum sağladı. Bu arada, ABD, Katar ve Suudi Arabistan’dan silah ve mühimmat yardımı alan isyancılar ise kapana kısıldı ve durumu tersine çeviremiyorlar. Rusya, Suriye yönetiminin galibiyet yoluna girmesini mümkün kıldı, ki bu, Suriye’deki iç savaşın başlangıcından beri imkansız kabul ediliyordu.”