Home / News / HABER / YORUM-İKTİBAS / Türkiye’yi ‘’Korumak’’ PYD’ye Değil, Arkasındaki ABD Ve Rusya’ya Müdahale Etmekle Olur
islam devleti default

Türkiye’yi ‘’Korumak’’ PYD’ye Değil, Arkasındaki ABD Ve Rusya’ya Müdahale Etmekle Olur

Bugüne kadar Türkiye’nin Suriye’ye kara harekâtı düzenleyeceği ile ilgili birçok defa haberler yapıldı, senaryolar üretildi. Ancak her seferinde bu haberlerin doğru olmadığı, senaryoların tutmadığına şahit olduk. Türkiye’nin Hatay ve Kilis’e Suriye tarafından açılan iki ateşe karşılık vermesi yeniden Türkiye’nin Suriye’ye kara harekâtı yapacağı konusunu gündemin birinci maddesi haline getirdi.

 

Bunun nedeni ise ÖSO kontrolündeki Azez’e yakın Minnig Havaalanının PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG tarafından ele geçirilmesiydi. Türkiye bu gelişme ve saldırılar üzerine Fırtına obüsleri ile Azez’in  Maranaz ve Mınıh köylerinde PYD’ye ait iki üssü vurdu. Başbakan Davutoğlu, müdahale ile ilgili yaptığı açıklamalarda kararlılık mesajı verirken şu üç hususun altını çizdi.

1.- YPG, koridoru tekrar kırmaya çalışmayacak.

2.- Derhal Azez’den çıkacak.

3.- YPG, Minnig Havaalanı’nı boşaltacak.

 

Türkiye “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” anlayışı ile hareket etse de, ABD liderliğindeki koalisyonun içinde yer aldı. ABD savaş uçakları ile birlikte F16 savaş uçakları ile ve bazı zamanlarda sınır bölgesinde yapılan saldırılara karşılık olarak Suriye’ye askeri anlamda müdahalelerde bulundu. Siyasi ve askeri açıdan her zaman müttefiki Amerikan’ın siyasetine destek verdi, üslerini ve limanlarını Kâfirlere açtı.

PKK’yı bölgede kuran ve bir dönem bölge siyaseti için kullanan ABD, şimdi Suriye topraklarında kendisi için savaşacak PKK’yı destekliyor… Amerika da her seferinde PYD ile birlikte hareket ettiğini ve terör örgütü olarak görmediğini vurguluyor. Türkiye ise bu konuda müttefikinden gerekli desteği göremiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “… ortağın ben miyim? Yoksa PYD mi?” şeklinde açıklamaları bu rahatsızlığın en üst düzeyden dile getirilmesiydi.

Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Latin Amerika gezisi dönüşünde, Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz şeklinde açıklaması Suriye konusunda masada olmak istediğini gösterir cinsten bir açıklamaydı. Bu açıklama ile Cumhurbaşkanı Suriye’de aktif olarak uluslararası güçlerin yanında yer almak istediklerini ve bunun için gerekenleri yapacaklarını tekrarlamış oldu.  

Ak Parti hükümetinin önündeki en büyük engel olan PKK sorununu çözmek için “Oslo görüşmeleri”, “Habur”, “Çözüm Süreci” gibi birçok kez hamlede bulunmuş ancak tüm bu gayretleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu başarısızlıklardan sonra hükümet yeniden askeri operasyonlara başlamıştır.

Hükümet PKK konusunda düştüğü hataya tekrar düşmek istemiyor. Bu yüzden her fırsatta ABD ile PYD arasındaki ittifaktan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Bu açıklamalar ile PKK’ya karşı olduğumuz gibi PYD’ye de karşıyız. Bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Müttefikimizde olsa ABD ve Uluslararası güçleri uyarıyor ve gereğini yapıyoruz gibi mesajlar veriyor.

 Rusya’da Suriye’de, ABD ile birlikte hareket ediyor ve PYD’yi destekliyor. Gerek Moskova’da temsilcilik açılması gerekse de silah ve mühimmat konusunda açık verdiği destek bunu gösteriyor. Böylece hem uçak krizinden sonra Türkiye’ye karşı tüm vesileler ile en azından çizilen imajını düzeltmek istiyor hem de Suriye’de Müslümanlara karşı savaşanları destekliyor.   

ABD, Rusya ve Uluslararası güçlerin hedefi, Suriye halkının direncini kırmak, Hilafet için direnen muhlis grupları mücadelelerinden vazgeçirmektir. Allah’a hamdolsun ki, geçen zorlu yıllara rağmen ne halkın ne de grupların ihlâslı duruşunda bir değişme olmadı. Irak’ta olduğu gibi Suriye’nin de üç’e bölünmesi ve Türkiye’nin güney sınırında güçlenecek bir terör örgütünün ülke içinde de etkileri Türkiye için acı olacaktır. Son yaşanan müdahale bu açıdan Türkiye’nin kendi güvenliğinin sağlanması yönünde atılan, atılması gereken bir adımdır.

Suriye’de asıl terör ABD ve Rusya gibi devletlerin kendileridir. Bu yüzden Türkiye’nin tüm Kâfirlerle şer ittifakları iptal etmesi ve Suriye halkının yanında yer alması gerekir. PYD’ye yapılan bu müdahale ne Suriye’ye yönelik askeri bir harekâttır, ne zaferdir, ne de Amerika ve Uluslararası devletlere karşı yapılmış bir müdahaledir. Yakın bir zamanda da Türkiye’nin Suriye’ye askeri bir operasyon yapma olasılığı zayıf ihtimaldir.

Çünkü Suriye’ye dışarıdan yapılacak askeri bir operasyonun başarısız olacağı açıktır. Haliyle başarısız olacak böyle bir harekâtın ne Türkiye’ye ne de diğer devletlere faydası olmayacaktır. Ayrıca Suriye’ye askeri müdahalede bulunan devletler somut hiç bir başarı elde edememişlerdir.

Suriye konusunda Türkiye, başından itibaren ABD ile müttefiktir ve ABD siyasetinden farklı bir siyaseti yoktur.

Tüm kâfirler hep birlikte İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş halindedir. Haliyle ABD ve diğer kâfirler birbirlerinin dostudur. Türkiye’nin Suriye ve diğer konularda Kâfirler ile işbirliği siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal açıdan zarardan başka bir şey getirmeyecektir. Bu tecrübe edilmiş bir hakikattir ve tarih tekerrürden ibarettir.  Bu yüzden Türkiye’yi korumak PYD’ye müdahale etmekle değil onu destekleyen ABD, Rusya ve diğer Kâfirlerle ilişkileri kesmek ve Suriye halkının yanında, hak yolunda hayırlı adımlar atmaktır.

@musabayoglu

Ayrıca...

Kar: Ruhani değil siyasi halifelik

Yıllardır halifeliği savunan Hizbu’t Tahrir’in Türkiye Medya Sorumlusu Mahmut Kar, Hilafetin ruhani değil siyasi olarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir