Kahramanmaraş’ta yapılması planlanan mülteci kampına karşı ırkçı ve mezhepçi söylemlerle gelişen protestolar yayılıyor.
Suriye’de devam eden savaştan ötürü ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli mülteciler için Kahramanmaraş’ta yapılması planlanan mülteci kampına karşı başlatılan ırkçı protestolar yayılıyor. Almanya’da başlayan ve kısa sürede Avrupa’ya yayılan ırkçı PEGIDA hareketini hatırlatan nefret söylemlerinde ise Komunist Parti’ye yakınlığıyla bilinen internet siteleri ve sosyal medya hesapları başı çekiyor.
Yürütme organlarının kararıyla yapımına başlanan mülteci kampına karşı mezhepçi kışkırtmalar medyada sıklıkla yer bulurken en son soL’dan Ali Ufuk Arikan’ın haberi barındırdığı ırkçı / mezhepçi görüşlerle dikkat çekti. Dülkadiroğlu ilçesine bağlı Sivricehöyük’te yapımı süren konteyner kente yönelik protestoların “Alevi köylüler” tarafından gerçekleştirdiği özellikle vurgulayan Arikan’in haberinde köy muhtarlarının “Aleviler ezilmeye alışmış diyerek bize saldırıyorlar” dediği ifade edildi. Henüz yapımı bile tamamlanmamış konteyner kentten Alevilere dönük nasıl bir saldırı gerçekleştirildiğiyle ilgili herhangi bir somut verinin yer almadığı haberde ayrıca savaş mağdurlarının Kahramanmaraş’ta barınmasına dönük ırkçı protestolardan “direniş” olarak bahsedildi.
MÜLTECİLER KİMDEN KAÇIYOR?
Suriye’de ağırlıklı olarak Alevi / Nusayri kökenli isimlerin yönetimindeki diktatör rejim tarafından beş yıldır bir katliamla karşılaşan Suriyeli Sünniler ve Hristiyanlar, son dönemde Halep’in kuzeyinde yoğunlaşan saldırılardan kaçarak Türkiye’ye akın ettiler. Timetürk’ün ulaştığı ve konteyner kente yerleşmek için geçici istasyonlarda bekleyen mülteciler ise yapılan kampın “Nusra kampı” olarak yansıtılmasından rahatsızlar. Çoğunluğu Halep’ten gelen ve Sünni kimliklerinden ötürü Suriye’de yıllardır baskı altında yaşadıklarını ifade eden mülteciler, herhangi bir örgüte bağlı olmadıklarını ve muhaliflerin kontrolündeki bölgelere düzenlenen Rusya hava saldırıları ile İran destekli Şii milislerin işgalinden kaçtıklarını açıklıkla ifade ediyorlar.
Alevi köylülerin Suriye rejiminin katliamlarından kaçan sivil mültecilerden neden rahatsız olduğuna dair herhangi bir somut veri bulunmazken Timetürk’ün ulaştığı yetkililer Kahramanmaraş’ın özel olarak seçilmediğini kaydediyorlar. Bölgedeki neredeyse bütün kentlerde ihtiyaçlardan ötürü mülteci kampları hazırlandığı belirten bürokratik kaynaklar, Hatay, Kilis, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta çok sayıda mültecinin ağırlandığını belirtiyorlar. Diğer taraftan sözkonusu kampların doğrudan devlet kontrolünde olduğu dile getirilirken şimdiye kadar Suriyelilerin kaldığı kamplarda ciddi bir sorun yaşanmadığı biliniyor. Devlet tarafından verilen “Yabancı Tanıtma Kartları” ile ülkeye alınan Suriyeli mültecilerin kamplarda belirli şartlarla tutulduğu da bürokratik kaynaklar tarafından kaydedilen hususlar arasında.
İran destekli Şii milislerin Nusayri ağırlıklı BAAS rejimini korumak amacıyla Halep’in kuzeyine gerçekleştirdiği kara saldırısından ötürü yaklaşık 20 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmış ve çok sayıda sivil Suriyeli de sözkonusu saldırı sürecinde hayatını kaybetmiş ya da yaralanmıştı.
SURİYELİ MÜLTECİLERE DÖNÜK IRKÇI / MEZHEPÇİ SALDIRILAR
2012 yılından bu yana Hatay’ın Harbiye ilçesinde Suriyeli mültecilere dönük pek çok saldırı yaşanırken en son 2014 Nisan’ında Yayladağı sınırından Türkiye’ye alınan yaralıları taşıyan ambulanslar durdurulmuş ve yaralılar linç edilmek istenmişti. Ayrıca pek çok Suriyeli mülteci yine Hatay’ın Harbiye ilçesinde kimliği belirsiz kişilerce kaçırılarak insanlık dışı işkenceleri sızdırılan fotoğraflarla ortaya çıkan Suriye rejimine teslim edilmişlerdi. Özgür Suriye Ordusu komutanlarından Hüseyin Harmuş da Alevi kökenli MİT mensubu Önder Sığırcıkoğlu tarafından kaçırılarak Suriye istihbaratına teslim edilmişti. Harmuş’un akıbeti hala bilinmezken Hatay’da cezaevinde hükümlü bulunan Önder Sığırcıkoğlu şaibeli bir şekilde başka bir cezaevine nakledilirken kaçmış ve Suriye’ye geçmişti. Hala Suriye’nin Lazkiye kentinden Suriye istihbaratı tarafından korunan Sığırcıkoğlu daha sonra Oda TV’ye yaptığı açıklamada Harmuş’u kaçırmasını Alevi kimliğine bağlılığı ile açıklayarak “Kimliğim, onurum ve vicdanım için bu eylemi gerçekleştirdim” ifadelerini kullanmıştı. Bölgede hem sivil Suriyelilere hem de Suriye’de hüküm süren katliamlara karşı direnen Suriyeli direnişçilere karşı saldırıları hatırlatan Kahramanmaraş’taki nefret söylemine Türkiyen genelindeki sol çevrelerden destek gelmeye devam ediyor. En son CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da 1978 yılında Kahramanmaraş’taki Aleviler ile Sünniler arasında yaşanan gerginlikleri hatırlatarak bölgeye kurulan kampın masumane amaçlı olmadığını savundu.
İran destekli Suriye rejiminin yönlendirdiği mezhepçi katliamlardan kaçan pek çoğu kadın ve çocuklardan oluşan mültecilerin bölgede nasıl bir tehdite sebep olduğuna dair hiçbir bilgi içermeyen nefret kampanyası sosyal medyada da hızla yayıldı.
İŞTE NEFRET MESAJLARINDAN BAZILARI
Mikro blog sitesi Twitter’da pek çok etiket altında mültecilere karşı nefret söyleminde bulunan kullanıcıların içerisinde mültecilere “Çeteci” ithamında bulunanlardan Alevilere yasadışı silahlanma çağrısı yapanlara pek çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulunuyor.
“Maraş da köylerine çeteci artıklarını istemeyenlere, devletin reva gördüğü gaz ve zulüm oluyor #ovamaDokunma”
#OvamaDokunma araplara bu ülkede yer yok Emperyalizme Hayır neden alevi köylerine yerleştiriliyor neden başka meseplerin köylerine değil
Cihatçıları çok seviyorsanız, Ankara, İzmir, Antalya’ya vs kent kurun. #OvamaDokunma
Bunu tekrarlamaktan hiç bıkmayacağım, Alevilerin silahlanması ŞART! Özsavunma ŞART! #OvamaDokunma
Timeturk