Temmuz ayı sonunda bir papazın terör saldırısında öldürülmesi sonrası Katolik dünyasını kucaklayıcı bir politika izleyen Fransa’da, hem hükümet hem de muhalefet Hristiyan dini kurumlarla daha yakın bir ilişki kurma çabasında.
Fransa’da siyasetçiler, ülkenin kuzeyindeki Rouen şehri yakınlarında bir papazın terör saldırısında öldürülmesinden sonra Katolik dünyasını kucaklayıcı bir politika izlerken, Fransa’nın “Hristiyan köklerine” atıfta bulunmakta gün geçtikçe daha ısrarcı davranıyor.
Laikliğin dünya çapında en katı savunucusu olan Fransa’da İslam’a yönelik yaptırımlar “reform” çağrıları ve tesettür mayo yasağı üzerinden devam ederken Hristiyanlık, siyasiler ve kamuoyu nezdinde giderek daha fazla vurgulanıyor.
Fransa’nın 1905’te resmen devlet idaresinden uzaklaştırdığı Katolik kilisesiyle “barışmasının” en önemli işaretleri arasında, siyasetçilerin Vatikan’la sıkı temas kurmaya başlaması yer alıyor. 2013’te eşcinsel evliliğin kabulü ve 2015’te eşcinsel kimliğini gizlemeyen Laurent Stefanini’nin Vatikan büyükelçisi olarak atanmasının Papa Franciscus tarafından reddedilmesinin ardından Katolik dünyası ile arası bozulan Fransa’nın, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Papa ile görüşmesinden sonra Vatikan’la yakın zamanda hiç olmadığı kadar yakınlaştığı gözleniyor.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı Elysee tarafından yayınlanan basın notunda Hollande’ın ziyareti, Fransa ile Vatikan arasındaki “bağların kuvvetlenmesi” olarak tanımlanırken “çevre sorunları, göçmen krizi ve terörizmde iki tarafın görüşleri uyuşuyor” ifadesi kullanıldı.
“FRANSA DOĞU HRİSTİYANLARININ HAMİSİ” VURGUSU
Fransız kralları tarafından Roma’da inşa edilen Saint-Louis-des-Français kilisesi önünde basın mensuplarına konuşan Hollande, Papa Fransciscus ile görüşmesinin ana maddelerinden birinin Ortadoğu’daki Hristiyanlar olduğunu belirtti. Papa ile Fransa’nın Doğu Hristiyanları konusunda “aynı misyon doğrultusunda hareket ettiğini” ifaden Hollande, Fransa’nın “Doğu Hristiyanlarının en büyük hamilerinden biri olduğuna” vurgu yaptı.
Hollande 26 Temmuz’da düzenlenen saldırıdan sonra da Doğu Hristiyanları için Fransa’nın “seferber” olduğunu dile getirmiş, “Onların ne tür eziyetler çektiklerini biliyoruz. Hristiyanlar Ortadoğu için vazgeçilmez ve bölgenin dengesine katkı sağlamakta. Ortadoğu’da yaşanan krizde Hristiyanlar unutulmasın diye Papa ve Fransa büyük çaba sarf ediyor” ifadelerini kullanmıştı.
PAPA’DAN HOLLANDE’A “ÖZEL TEŞEKKÜR”
Fransız hükumetinin, Jacques Hamel adlı papazın öldürülmesinin ardından kiliseleri korumaya yönelik aldığı önlemler ve Hristiyanlığı yücelten açıklamaları Vatikan’ın dikkatinden kaçmadı. Nitekim Hollande, 26 Temmuz günü yaşanan saldırıdan hemen sonra Papa Franciscus ile telefonla görüşmüş, “Bir papaza saldırmak bütün Fransa’yı katletmek demektir” yorumunda bulunmuştu. Papa ise Hollande’a “kardeşim” diye seslenerek kendisiyle telefonla konuşmak istemesinden dolayı “özel olarak teşekkür ettiğini” söylemişti.
Hollande aynı zamanda saldırının ertesi günü Başbakan Manuel Valls ve İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’ün de aralarında bulunduğu üst düzey bir heyet ile Notre-Dame de Paris kilisesinde düzenlenen ayine katılmıştı.
SİYASİLERDEN DİNİ DEĞERLERE ATIF
Katolik dünyasının 15 ağustos günü kutladığı Meryem Ana’nın Göğe Yükselişi Bayramı ise Fransız siyasetçilere dini değerlere vurgu yapmak için yeni bir fırsat sağladı. Yaklaşık 25 bin kişinin katılımıyla en büyük etkinliğin düzenlendiği Lourdes kentinde beş yüzden fazla polis ve jandarma görev alırken, şehrin hava sahası insansız hava aracı ve uçak uçuşlarına kapatıldı.
İçişleri Bakanı Cazeneuve güvenlik önlemlerini denetlemek için bizzat Lourdes’a giderken, muhalefetin önde gelen siyasetçileri de düzenlenen dini ayinlerde hazır bulundu. Sağcı Cumhuriyetçiler Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için en iddialı adayı olarak gösterilen Bordeaux Belediye Başkanı Alain Juppe, Lourdes kentinde, “Katoliklerin endişelerini bir Katolik olarak anlıyorum. Buraya gelmek benim için son zamanlarda çok zorlu bir süreçten geçen Hristiyanlara desteğimi göstermek demektir” ifadelerini kullanmıştı.
Sağın diğer önemli aday adaylarından eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise eşiyle Lavandou kasabasındaki kilisede ayine katılırken, bir başka aday François Fillon ise Solesmes katedralindeki ayinde “Fransa’nın Hristiyan kökenlerini yeniden ortaya çıkarmak” için hazır bulunduğunu dile getirmişti.
SALDIRILAR BAHANESİ, KATOLİK KİLİSESİNİ ÇOCUK İSTİSMARINDAN AKLADI
Rouen yakınlarındaki kiliseye düzenlenen saldırıdan yalnızca birkaç gün sonra, Fransa’daki Katolik dini kurumlar, aylardır maruz kaldığı çocuk istismarı suçlamalarından da aklandı.
Geçen mart ayında Fransız medyasının La Parole Liberee adlı dernekle beraber yayınladığı belgelerde Lyon Katolik kilisesinde 1989-1991 yılları arasında çocuk tacizi vakaları yaşandığı iddiaları ortaya atılmış, Lyon Kardinali Philippe Barbarin hakkında, durumdan haberdar olmasına rağmen olayı yargıya intikal ettirmediği için soruşturma açılmıştı.
Soruşturmayı yürüten Lyon Başsavcılığı 1 Ağustos’ta yaptığı açıklamada Barbarin’in olayı yargıya ulaştırmada kasti engeli bulunmadığına hükmetmiş ve davayı düşürme kararı almıştı. Dava sonrası Barbarin, Lourdes kentinde düzenlenen dini ayinin yönetiminde görev almıştı.
Kaynak: AA