Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’deki G20’nin ardından açıklama yaptı. Erdoğan, “Koalisyon güçleri ile işbirliği içindeyiz. Rusya ile özellikle Halep bölgesinde bir işbirliğini gerçekleştiriyoruz. Amacımız Kurban Bayramı öncesi bölgede bu ateşkesi sağlamak suretiyle bölgenin bombalardan arındırılması” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Çin’in Hangzhou kentinde basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, ‘Terörizm ve mülteci’ sorununun Antalya Zirvesi’nde gündeme getirdikleri başlıklar arasında yer aldığını anımsatarak, “Aradan geçen bir yıla yakın bir zaman, bizim bu konudaki hassasiyetimizin ve ısrarımızın ne kadar yerinde olduğunu çok açık ve net olarak göstermiştir” dedi.
Sığınmacı sorunu konusunda iyi bir sınav verilemediğine işaret eden Erdoğan, “Topraklarında 3 milyon Suriyeli ve Iraklıyı şu anda barındıran bir ülke olarak Türkiye, bu konunun en önde gelen muhataplarından biridir ve 3 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken bizim şu ana kadar yaptığımız harcama 12 milyar doların üzerindedir. Bunun yanında STK’larımızın yaptıkları harcamaları da ele aldığımızda 25 milyar dolara ulaşmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘SURİYE KRİZİ YENİ ÜLKELERİN SAHAYA İNMESİYLE DAHA DA İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR HAL ALMIŞTIR’
Erdoğan, Antalya Zirvesi’nde tüm liderlere Suriye’de güvenli bölge oluşturulması konusunu gündeme getirdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
“(Bu 95 kilometre uzunluğunda, 40 kilometre kuzeyden güneye olmak üzere bir güvenli bölge oluşturmak suretiyle burada mülteci sorununu çözebiliriz, onları burada iskan edebiliriz) diye ısrarla söyledik. Şimdi bu zirvede de bütün dostlarımıza bu konuyu açtık, kendilerine de bunu söyledik. Hatta sadece o güvenli bölge de değil, aynı zamanda şu anda Türkiye’de değişik vilayetlerde bulunan Suriyeli mültecilerin iskanı ile alakalı çalışmaları da yapmak üzere hükümetimiz faaliyetlerine devam ediyor. Prensipte hemen hiç kimsenin karşı çıkmadığı bu teklifin hayata geçirilmesi konusunda üzüntüyle belirtmeliyim ki hiçbir ülke somut bir adım atmamıştır. Tam tersine Suriye krizi yeni ülkelerin sahaya inmesiyle daha da içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Suriye krizi bir yandan ülke içinde can kayıpları ve terör örgütlerinin faaliyetlerini, diğer yandan da tetiklediği sığınmacı dramıyla dünyanın kanayan yarası olmayı bugün de sürdürüyor.
‘HÂLÂ KATİL ESED’İN GÖREVİNDE KALMASINI SAVUNMAK UTANÇ VERİCİ’
Batı ülkelerinin, bilhassa sığınmacı sorununda takındıkları güvenlikçi ve hatta ırkçı tavır insanlık adına utanç vericidir. Şu an itibariyle Suriye’de öldürülenlerin sayısı 600 bini aşmıştır. 600 bin insanın öldürüldüğü bir yerde hâlâ katil Esed’in görevinde kalmasını, durmasını savunmak bana öyle geliyor ki insanlık adına bizler için utanç vericidir. Mazlumlara kucaklarını açmaları gereken ülkelerin tam tersine sınırlarını kapatma telaşına girmelerini ibretle seyrediyoruz.”
Erdoğan, önümüzdeki dönemde bu meselenin külfet paylaşımı ve insani duyarlılıklar konusunda çalışmaktan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, “Türkiye, dışarıdan yardım gelse de gelmese de bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir. Suriye’den gelenlere de Irak’tan gelenlere de din, dil, ırk ayırımı yapmaksızın bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir, devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, “Sorunun temeline inilmeden yani Suriye başta olmak üzere bölgedeki krizler çözülmeden mülteci meselesinin de kalıcı şekilde geride kalması mümkün değildir” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN CERABLUS OPERASYONU BU KONUDAKİ KARARLILIĞININ İFADESİDİR’
Teröristin iyisinin kötüsünün olmadığının, hepsinin kötü ve lanetli olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
“Terör örgütleri arasında ayrım yapmak suretiyle eğer bir yerlere fatura çıkarılmaya çalışılıyorsa bilesiniz ki bumerang gibi yarın o döner aynı şekilde o ülkeleri de vurur. Bugün Türkiye’yi yakan ateşin, yarın bize karşı mücadele eden terör örgütlerinin arkasında kesinlikle durma gayretinde olanlara ulaşması kaçınılmazdır. DAİŞ’i, PKK’yı, PYD, YPG’yi, FETÖ’yü ayrı tutan anlayışı hep birlikte reddetmeli, tüm terör örgütlerine karşı ilkeli bir mücadeleyi derhal başlatmalıyız. Biz, ne pahasına olursa olsun, terörizmle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmekte kararlıyız. Gerek Cumhurbaşkanı olarak şahsım gerekse hükümetimiz bu konuda kararlıdır. Türkiye’nin Cerablus operasyonu bu konudaki kararlılığının ifadesidir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ülkemizde ilan edilen olağanüstü hal sadece, FETÖ yapılanmasıyla daha etkin ve süratle mücadele etme, bu doğrultuda gereken yeniden yapılanma çalışmalarını yürütme amacına yöneliktir.”
‘KÜRESEL MESELELERE EŞİTLİK DEĞİL ADALET TEMELİNDE BİR ANLAYIŞLA YAKLAŞMAK MECBURİYETİNDEYİZ’
Erdoğan, G20 platformunun küresel sorunların çözümü noktasında daha etkin daha sonuç alıcı bir mecra haline gelmesini samimiyetle arzu ettiklerini, bunun yolunun ülkelerin taahhütlerini yerine getirmelerinden, üye ülkelerin insanlığın ortak sorunları karşısında adil bir duruş sergilemelerinden geçtiğini bildirdi.
Dünyanın bir tarafında açlık, sefalet, yoksulluk, terör, baskı, şiddet kol gezerken diğer tarafın huzur ve refah içinde ilanihaye bir hayat sürmesinin düşünülemeyeceğine işaret eden Erdoğan, “Mademki hepimiz aynı geminin içindeyiz öyleyse bu geminin sağ salim ilerleyebilmesi, imkanlarımız nisbetinde ortak sorumluluk üstlenmemizle mümkündür. Nimetlerin büyük bir bölümünü kendinde toplayan ülkelerin sıra külfet paylaşımına geldiğinde eşitlik bahanesiyle sorumluluktan kaçmaları kesinlikle kabul edilemez. Küresel meselelere eşitlik değil adalet temelinde bir anlayışla yaklaşmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
‘ÇİN’İ SAMİMİYETLE DESTEKLİYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile verimli ve kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini, siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirme konusunda Çin tarafıyla tam bir mutabakat içinde olduklarını belirterek, Çin ile terörle mücadele başta olmak üzere küresel sorunlara karşı ortak inisiyatif geliştirme hususunda anlayış birliği içinde olduklarını tespit ettiğini belirtti.
Görüşmede Türkiye’nin tarihi İpek Yolu’nu canlandırma çalışmalarında Çin’i samimiyetle desteklediğini özellikle ifade ettiklerini anlatan Erdoğan, enerji alanında da yeni ve önemli işbirliklerinin altyapısını oluşturduklarını, üçü enerji biri tarım alanında olmak üzere 4 anlaşmanın imzalanmasına Çin Devlet Başkanı Şi ile refakat ettiklerini sözlerine ekledi.
‘SURİYE KONUSUNDA FİİLİ OLARAK ÇİN İLE BİR İŞBİRLİĞİNİN SÖZ KONUSU DEĞİL’
Erdoğan, bir gazetecinin, “Suriye’deki savaş konusunda Türkiye ile Çin arasında bir işbirliği var mı?” sorusu üzerine, Suriye ile ilgili olarak Çin ile de görüşmelerinin olduğunu ancak şu anda fiili olarak Çin ile bir işbirliğinin söz konusu olmadığına dikkat çekti.
Bölgede koalisyon güçleri ile işbirliğinin olduğunu ve koalisyon güçlerinin de daha çok NATO ülkelerinden oluştuğunu anlatan Erdoğan, “Bunun yanında şimdi Rusya ile de özellikle Halep bölgesinde bir işbirliği çalışmasını geliştiriyoruz çünkü bir an önce bölgede bir ateşkesin ilan edilmesi için bir çalışmanın içerisindeyiz. Bu konuda gerek ABD gerek Rusya gerekse Türkiye dışişleri bakanlarımız süreci çalışıyorlar. Temenni ederim ki Kurban Bayramı öncesi bu ateşkesi sağlamak suretiyle Halep halkı bütün bu bombalardan kurtulsun ve çocukları ile birlikte orada aylardır gıda, ilaç, giyim ve benzeri şeylerden yoksun olarak bir yaşam mücadelesi verenlere Kızılay’ımız olarak hazırlıklarımızı ulaştıralım istiyoruz” diye konuştu.
‘BU DAYANILIR, KATLANILIR BİR ŞEY DEĞİL’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Obama ve Putin’le görüştünüz. Sizin Suriye’deki askeri müdahalenizin son durumu ile ilgili ne söyleyebilirsiniz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Suriye’nin kuzeyindeki bu operasyonlarımız, Suriye’nin toprak bütünlüğüne Türkiye’nin bir müdahalesi değil, tamamıyla ilk etapta Cerablus bizim sınırımızdır. Cerablus’tan maalesef aylardır bizim topraklarımıza havan atışları, roketatarlarla atışlar yapılmaktadır. İşte en son bir düğünde ne yazık ki 14 yaşındaki bir çocuğun bedenine bombalar bağlanmak suretiyle düğünde patlatılmış ve bunun neticesinde 56 kişi ölmüştür, bunlar arasında 5 yaş grubu ile 29 yaş grubu arasında olanlar var, daha yaşlı olanlar var, 100’e yakın da yaralı var. Bu ailelerin yaralılarını hastanede ziyaret ettim, onların hastanelerdeki hallerini gördüm. Bu dayanılır, katlanılır bir şey değil.
‘CERABLUS’TAN DAİŞ’İ ATMIŞ OLDUK’
Bu olay, bizim için kesin bir başlangıç olmuştur ve Cerablus’a Suriye’deki Cerablus’un halkı olan ılımlı muhaliflerle beraber girdik ve o ılımlı muhaliflerle beraber girmek suretiyle Cerablus’tan DAİŞ’i atmış olduk. Şu anda Cerablus’ta DAİŞ yok, tamamıyla boşaltıldı oralar. Şimdi oraya Cerablus’un kendi insanı yerleşti. Nüfusu yaklaşık 100 bin olan Cerablus sakinleri, artık güle oynaya çocuklarıyla oraya yerleşmiş durumdalar. Cerablus’un kendi yine sakini olanlar onları artık koruma altına almış vaziyette.
Bu arada yeni bir hamle de Kilis’in karşısında Çobanbey, Rai denilen bir bölge var, oradan da girmek suretiyle yine ılımlı muhaliflerle beraber bizim işte o 90-95, 40-45 kilometre diye ifade ettiğimiz bölgeye yönelik, orası da yine DAİŞ’ten temizlendi ve böylece bunlar Fırat’a kadar birleştirilmiş durumda. Fırat’a kadar birleştirmek suretiyle artık gerek bizdeki şu anda bulunan Suriyeli vatandaşlar gerekse Suriye’den iltica etmek isteyenler şu anda kendi topraklarında, kendi evlerinde daha huzurlu yaşama imkanını bulacaklar. Onlarla ilgili, gerek eğit-donat ile ülkemizde eğitilmiş olan ılımlı muhalifler gerekse oranın süratle uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi ki Sayın Obama’ya da teklifim budur, Sayın Putin’e de teklifim budur, bu şekilde koalisyon güçleri ile bu sağlanabilir. Bu adımı atmanın da gayreti içerisindeyiz.”
Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde müdahalede bulunduğu alanın terörden arındırılması konusunda ABD ve Rusya ile mutabakat halinde olduklarını belirterek, “Süreci de böyle çalıştırıyoruz” dedi.