AK Parti ve MHP tarafından üzerinde uzlaşılan anayasa değişiklik paketiyle yetkili ve sorumlulukları artırılmış bir Cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçmesi teklif ediliyor. Bu sistemle yürütmenin başı Cumhurbaşkanı olacağı için “Başbakanlık” da tarihe karışıyor.
AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından hazırlanan başkanlık sistemi ve yargı alanında yapılan değişiklikleri içeren anayasa teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunuldu. Yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olmasının teklif edildiği metinde Cumhurbaşkanı’nın yetkileri ve sorumlulukları tarif edildi. Teklif, Türk siyasetini “Yedek milletvekilliği ve Cumhurbaşkanı yardımcılığı” gibi yeni kavramlar ile de tanıştırıyor. Buna göre Cumhurbaşkanı, yardımcılarını ve bakanları atayacak, seçimlerin yenilenmesine tek başına karar verebilecek.
‘Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’na aittir’
Anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanı’nın yetkileri yeniden belirlendi. Anayasa’nın 104’üncü maddesinde yapılmak istenen değişiklikle Cumhurbaşkanı’nın mevcut yetkilerinin arasına kararname çıkarma gibi eklemeler yapıldı. Bunlara ilişkin sınırlamalara da Anayasa değişiklik metni içinde yer verildi. Buna göre;
“Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’na aittir. Cumhurbaşkanı devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.”
“Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir.”
“Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmi Gazete’de yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”
OHAL ilan edebilecek
Anayasal değişikliğin 13’üncü maddesinde Cumhurbaşkanı’na Olağanüstü Hal ilan etme yetkisi veriliyor. Ayrıca bu maddeyle sıkıyönetim de Anayasa’dan çıkarılıyor. Bu yetki şu ifadelerle tanımlanıyor:
“Cumhurbaşkanı, savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyet’e karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde , süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.”
Cumhurbaşkanı’nın talebiyle OHAL’in Meclis tarafından her defasında dört ayı geçmemek üzere uzatılması da bu maddede düzenleniyor. OHAL’de Cumhurbaşkanı’na kararname çıkarma yetkisi de veriliyor Anayasa değişiklik teklifinde. Gerekçede bu düzenleme “Vesayetçi dönemin izini taşıyan sıkıyönetim uygulaması Anayasa’dan çıkarılmaktadır.” denildi. Yürütme yetkisinden dolayı OHAL yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verildiği de belirtildi.
Ayrıca Cumhurbaşkanı’na yeni hükümet sistemine uyarlanmak üzere üst düzey kamu görevlilerini Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle atama yetkisi ve merkezi idare kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının kuruluş görev ve yetkilerini düzenleme yetkisi de metinde düzenleniyor.
Yürütme yetkisi, Cumhurbaşkanı’na verildiği için bütçe yetkisi de yine Cumhurbaşkanı’na geçiyor. Anayasa değişiklik teklifi metninde Cumhurbaşkanı’nın bütçeyi mali yılbaşından en az yetmişbeş gün önce Meclis’e sunacağı belirtiliyor.
Mecliste salt çoğunlukla soruşturma açılabilecek
Teklifin 10’uncu maddesi ise artan yetkilerle birlikte MHP’nin üzerinde durduğu “cezai sorumluluğu” şu şekilde düzeniliyor:
“Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tam sayısının beşte üçünün oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.”
“Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclis’teki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak bir komisyon tarafından soruşturma yapılır.”
“Komisyon soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığı’na sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilebilir.”
Yüce Divan için üye tam sayısının üçte ikisi gerekli
Bu fıkraların hemen altında ise Cumhurbaşkanı’nın Yüce Divan’a nasıl sevk edileceği tarif ediliyor:
“Rapor başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurul’da görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divan’a sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Hakkında soruşturma açılmasına kararı verilen Cumhurbaşkanı seçim kararı alamaz. Yüce Divan’da seçilmeye engel bir suçtan mahkum edilen Cumhurbaşkanı’nın görevi sona erer. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.”
Teklifin 19’uncu maddesi önerilen yürütme sistemine paralel olarak “Başbakanlık” kurumunu Anayasa’nın çeşitli maddelerinden çıkaran düzenlemeler içeriyor. Burada gerekçe de “Önerilen hükümet sistemine uyum sağlamak amacıyla” diye ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı, isterse genel başkan olabilecek
Çok tartışılan düzenlemelerden biri de metnin 21’inci maddesinde yer buldu. Anayasa’nın 101’inci maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresi düzenleme yayınlandığı tarihte yürürlüğe girmek üzere kaldırıldı.
Yani, referandumdan kabul oyu çıkması durumunda Cumhurbaşkanı’nın isterse bir partiye üye olması ve o partinin genel başkanı olmasının önünde bir engel kalmadı.
Milletvekili sayısının 600 çıkarılması isteniyor
Anayasa değişiklik teklifinin ikinci maddesinde 550 milletvekili sayısının 600’e çıkarılması düzenlenirken, seçilme yaşı ise 18’e düşürüldü.
Genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı gün
Yapılma istenen değişikliğe göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı gün yapılacak. Süresi bitenler yeniden milletvekili seçilebilecek.
12’inci maddede Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesi düzenleniyor. Buna göre Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine tek başına karar verebiliyor. Ancak bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçimi ile Meclis seçimi birlikte yenileniyor. Meclis ise beşte üç çoğunluk ile yani vekil sayısının 600’e çıkması durumunda 360 vekille bu kararı alabiliyor. Teklif şu şekilde:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanı’nın seçimin yenilenmesine karar vermesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.”
Bu maddenin gerekçesinde ise “Bu şekilde sistem tıkanıklıklarının milli iradeye müracaatla çözümüne imkan tanınmaktadır. Seçimlerin yenilenmesi durumunda hem Cumhurbaşkanı hem milletvekillerinin birlikte seçilecek olması denge kontrol mekanizması açısından önem arz eder. Yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirini kontrol etmesini de sağlayacak bu düzenleme aynı zamanda iki kuvvet arasında kriz oluşması halinde halkın hakemliğine başvurma imkanı getirmektedir.”
Yardımcı sayısına sınır getirilmedi
Cumhurbaşkanı’nın seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilmesi de düzenlendi. Yani atanacak Cumhurbaşkanı yardımcısı sayısı sınırlanmadı.
Teklifte Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumunda 45 gün içinde yeniden seçim yapılması, yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanlığı’na yardımcısının vekalet etmesi de düzenlendi.
Yardımcılar ile birlikte bakanlar da Cumhurbaşkanı tarafından atanacak. TBMM üyeleri yani milletvekilleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa Meclis üyelikleri sona erecek.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olacak. Haklarında soruşturma açılması ise Meclis üye tam sayısının vereceği önergeyle olacak. Soruşturma açılıp bir rapor yazılması bu isimlerin Yüce Divan’a sevki için Meclis’te gereken oy oranı ise üye tam sayısının üçte ikisi olarak belirtildi.
Yedek vekiller
Anayasa değişiklik teklifi ile ara seçimlerin de artık gündemden kalkması öngörülüyor. Bunun yerini Türk siyasi hayatına yeni bir kavram daha girmesi öngörülüyor; Yedek vekillik.
Anayasa’nın 78’inci maddesine “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin düşmesi, düşürülmesi, ölüm ile diğer boşalma hallerinde boşalan üyelikler aynı siyasi partinin yedek milletvekilleriyle doldurulur.” ibaresi eklendi. Bu yedek milletvekilleri ise şöyle tarif edildi;
“Siyasi partilerin seçim çevrelerindeki milletvekili aday listelerinde bulunup da seçilmeyen adaylar bulundukları sıra esas alınarak, yedek milletvekili sayılırlar. Ayrıca siyasi partiler genel seçimlerde her seçim çevresinde en az iki olmak üzere seçilecek milletvekili sayısının beşte biri oranında, bağımsız adaylar ise bir yedek milletvekili aday gösterirler.”
Seçimler 3 Kasım 2019’da
Metinde yer alan geçici madde ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimlerin 3 Kasım 2019 tarihinde yapılması öngörüldü.
Cumhurbaşkanı’nın seçilme kriterlerinin de yeniden tarif edildiği teklifte sadece Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin değil en az yüzde 5 oy almış siyasi partilerin de aday göstermesi önerildi.
Mini yargı paketi
AK Parti tarafından MHP ile tam uzlaşma ile Meclis’e sunulan anayasa teklifinde daha önce AK Parti, MHP ve CHP arasında çalışma yürütülen yargı alanındaki değişiklikler de yer aldı. Anayasa’daki yargı bağımsızdır ibaresinin yanına “tarafsız” ibaresi de eklendi.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemelerin kurulamamasının yanısıra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapılanması konusunda da değişiklikler önerildi. Kurul’a Meclis’in de üye seçmesinin önü açıldı.
Buna göre 12 üyeden oluşacak ve ikiye ayrılacak HSYK’nın 5 üyesini Cumhurbaşkanı, 3 üyesini Yargıtay üyeleri, 1 üyesini Danıştay üyeleri, 2 üyesini ise Türkiye Büyük Millet Meclisi seçecek.
İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma Genel Komutanı’nın artık Milli Güvenlik Kurulu üyesi olmaması da bu teklifte düzenleniyor.
Al Jazeera