ABD Başkanı Obama, görevi devretmeden önceki son basın toplantısında dünyanın Rusya’yla ‘yapıcı’ ilişkiler kurmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi.
ABD Başkanı Barack Obama, görevini halefi Donald Trump’a devretmesine sayılı saatler kala son basın toplantısını düzenledi. Basın toplantısına, Beyaz Saray muhabirlerine “Şüpheci olun, zor sorular sorun” diyerek başlayan Obama, Rusya’yla ilişkinler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Rusya’yla yapıcı ilişkilere sahip olmamızın hem Amerika’nın hem de dünyanın çıkarına olduğuna inanıyorum” diyen Obama, Moskova’ya yönelik yaptırımlarla ilgili de konuştu.
‘RUSYA VE UKRAYNA’NIN GÜÇLÜ İLİŞKİLERE SAHİP OLMASINI UMUYORUM’
Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgal ettiğini, Kiev’in içişlerine karıştığını ve uluslararası hukuk kurallarını çiğnediğini savunan Obama, “Ruslara söylediğim şu ki, bunu yapmayı bıraktığınız anda yaptırımlar kaldırılacak” ifadelerini kullandı.
Obama, Moskova ile Kiev arasındaki ilişkilere ilişkin de şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna’nın güçlü ilişkilere sahip olmasını umuyorum. Onlar birbirlerine bütün kültürel açılardan tarihi olarak bağlılar ancak Ukrayna bağımsız bir ülke.”
Trump’ın dile getirdiği ‘nükleer silahsızlanma’ konusu hakkındaki bir soruya da yanıt veren Obama, “Eğer seçilmiş başkan Trump konuşmaları ciddi bir yönde ilerletmeyi başarırsa, bunun iki ülkeye de ellerindeki stoğu azaltmak için imkan sağlayacağını düşüyorum” diye konuştu.
‘AYNI ANDA HEM YAHUDİ HEM DE DEMOKRATİK BİR DEVLET NASIL OLACAK?’
Filistin ile İsrail arasındaki sürece de değinen Obama, bir kez daha ‘iki devletli çözümden’ yana olduklarının altını çizdi. Kendi dönemindeki çabalarından yapıcı bir sonucun çıkmamasından dolayı üzüntülü olduğunu belirten Obama, “İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözüm için zamanın geçmesinden endişe ediyorum” sözleriyle yeni yönetime de mesaj gönderdi.
İsrail’e “Aynı anda hem Yahudi hem de demokratik bir devlet nasıl olacak?” sözleriyle tepki gösteren Obama, yerleşimlerin büyümesinin iki devletli çözümü imkansız hale getirdiğini ve bu sebeple BM Güvenlik Konseyi’ndeki tasarıya destek verdiklerini vurguladı.