Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, AB’yle sığınmacı anlaşması için, “Karadan geçişler konusunda Türkiye bence bu durumu yeniden değerlendirmelidir” dedi. Bakan Çelik, AB Yüksek Temsilcisi Mogheri’nin, “Karşılıklı gerilimden kaçınılmalı” şeklindeki açıklamasına da tepki gösterdi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogheri’nin Hollanda ile diplomatik krize ilişkin, “Karşılıklı gerilimden kaçınılmalı” şeklinde açıklama yapmasına tepki gösterdi. Çelik, “Mogherini bu açıklamasıyla Türkiye’de darbe girişimi olduğu zamanki açıklaması gibi hiçbir karşılığı ve etkisi olmayan ve tamamen yanlış bir açıklama yapmış. Olayı doğru bir şekilde değerlendirmemiş” dedi.
Bakanlık’ta medya temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Çelik, AB ile sığınmacıların geri kabul anlaşması, vize serbestisi, sığınmacılara 3 milyar euro mali yardım yapılması gibi konuların tek bir paket olduğunu hatırlattı. AB tarafının anlaşmaya uymamamı nedeniyle, Türkiye’nin gelinen noktada Birliğe karşı bir yükümlülüğü olmadığının altını çizen Çelik, buna karşın kendilerinin insani sorumlulukla hareket ettiğini dile getirdi. Çelik, anlaşma sayesinde Ege Denizi’ndeki ölümlerin önüne geçildiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin bir anlamda “insanlığın namusun kurtardığını” belirtti. Çelik, “Ama özellikle karadan geçişler konusunda Türkiye bence bu durumu yeniden değerlendirmelidir” dedi.
“Türkiye’nin (Avrupalı) bazı rakipleri var”
Hollanda ile yaşanan gelişmelerin kriz olarak tanımlanıp tanımlanmadığı yönünde bir soruya karşılık ise Çelik, şunları söyledi:
“Türkiye’nin (Avrupalı) bazı rakipleri var. Bunların bazıları, Türkiye’nin AB sürecindeki krizleri bir kopuşa çevirmek istiyor. Türkiye’nin Avrupalı olmayan bazı rakiplerinin de Avrupa’daki bazı Türkiye karşıtlarını destekleyici şekilde bir takım formüller ürettiğini biliyoruz. Hatta aşırı sağın teslim aldığı bir Avrupa’nın kendi politikaları açısından uygun olabileceğini düşünüyorlar. Dolayısıyla bizim bu krizleri Avrupa’daki aşırı sağ, ırkçı neo-faşistlerin lehine kopuşlara dönüştürmeme hassasiyetimiz var. Aşırı sağcı ve ırkçıların Türkiye’nin Avrupa ile bir kopuş yaşaması şeklinde bir zafer elde etmek istediklerini görüyoruz.”