29 Haziran 2019 tarihinde Afganistan ile Pakistan arasında oynanan kriket maçında kavga çıktı. Öfke hızla yayıldı. Afganlı Peştun göçmenlerinin derhal sınır dışı edilmesi çağrıları yapıldı. Bu nefret tohumlarının nedeni, Müslümanların düşmanlarıyla ittifaka giren Müslümanların yöneticileridir. 2001 yılındaki saldırının ardından Pakistan yöneticileri, Amerikan haçlıları ile hızla ittifak yaptılar. Ardından Afganistan’ın açık mavi gökyüzünden katliam ve ateş yağdı. Ateş, Ramazan ayında bile durmadı. Dahası ittifak sayesinde Washington, Kabil’de Hindistan yanlısı bir rejim kurdu. Afganistan hükümdarları ise, Hint devleti ile yapılan ittifaka süratle sadık kaldılar. RAW istihbarat servisinin Horasan topraklarını kirletmesine izin verdiler. Buradan RAW, Belucistan’daki Pakistan ordusuna ve aşiret bölgelerine saldırılar gerçekleştirdi. Çok uzun zaman önce Pakistan’ın ISI aslanları ile Pak-Afgan sınırındaki Peştun kabilesi savaşçıları arasında var olan İslam kardeşliğiyle, sömürgeci Durand Hattı’nda işgalci Sovyet Rusya’sına karşı omuz omuza savaşmıştılar. Bir daha geri dönemeyecek şekilde hezimete uğratmıştılar. Ancak bugün ABD işgalcileri, Afganistan’da kalıcı hale gelmek için anlaşma yapılması konusunda Afgan Taliban’a yalvarıyor. Böyle bir zamanda patlak veren milliyetçilik kavgası sadece düşmanı güçlendirir.
Ey Pakistan Müslümanları! Müslümanların yöneticileri Hint devleti ile “normalleşme” yoluyla sıcak ilişkiler kurarken, Afganistan-Pakistan Müslümanları arasında milliyetçilik duygusunu körüklüyorlar. Gerçek düşmanlarımız karşısında bizi zayıflatan bölücü milliyetçiliği reddetmeliyiz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لَيْسَ مِنَّا مَنْ دَعَا إِلَى عَصَبِيَّةٍ وَلَيْسَ مِنَّا مَنْ قَاتَلَ عَلَى عَصَبِيَّةٍ وَلَيْسَ مِنَّا مَنْ مَاتَ عَلَى عَصَبِيَّةٍ
“Irkçılığa (asabiyeye) çağıran bizden değildir; ırkçılık için savaşan bizden değildir; ırkçılık üzere, asabiye uğruna ölen bizden değildir.”[Ebu Davud] Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için mücadele etmeliyiz. Hilafet, fitne ateşinde kavrulmamıza son verecek, soylu ümmetimizi düşmanlarımızın saldırıları karşısında tek bir devlet altında toplayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنْ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı.” [Ali İmran 103]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan E-Mail: [email protected] www.hizb-pakistan.com |
|