Home / News / HABER / ‘Türkiye Şam Rejimiyle Diyalog Kurmalı’

‘Türkiye Şam Rejimiyle Diyalog Kurmalı’

Suriye topraklarında “güvenli bölge” oluşumu ve Fırat’ın doğusunda yeni askeri operasyon seçeneği tartışmaları gündemdeki yerini korurken, kimi çevrelerce Türk hükümetinin Şam rejimiyle diyalog kurması gerektiği önerileri ortaya atılıyor.

Genelkurmay Başkanlığı’nın eski İstihbarat Daire Başkanı, Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin de, Türkiye’nin operasyon seçeneği yerine Şam’la görüşmesi gerektiği görüşünü savunanlardan birisi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Pekin, Türk hükümetinin askeri operasyon seçeneğini sahada hayata geçirmesini pek mümkün görmediğini söyledi.

Pekin, “Bu operasyona ne Amerika ne da başka yani zaten Rusya ve İran buna uygun bakıyorlar. Son Astana Toplantısı’nda bu gözüktü. İkincisi Suriye de bu konuya yani topraklarım işgal altında diyorsa da o da uygun bakmıyor diye değerlendiriyorum. Ve şu an ABD’nin uğraştığı iç sorunlar ve Avrupa’nın uğraştığı iç sorunlara baktığımız zaman bu konunun en uygun olduğu zaman olarak değerlendiriyorum. Şu anda yapılırsa bu harekat bu konjonktürden faydalanır ve bu konjonktürden dolayı kimse Türkiye’ye bir şey yapamazlar. Ama girdikten sonra Türkiye orada üs bölgesi yani Türkiye tabii bütün gücüyle aşağıya doğru inmeyecek ama şöyle bir şey yapacak üs bölgeleri teşkil edecek, o üs bölgeleri vasıtasıyla bütün bölgeleri kontrol edecek ve işte silahları toplayacak ağır silahlar olmak üzere. Bu, Kürt gruplarla Türkiye’nin ya da PYD-PKK ile Türkiye’nin çatışmasına neden olabilir. Türkiye orayı sorgusuz olarak alır ama daha sonra o bölgede Türkiye’ye yönelik TSK’ya yönelik bir şey başlar gerilla harekatı ya da bir terör faaliyeti başlar. Buna dikkat etmemiz lazım girmek sorun değil” dedi.

Türkiye eğer Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü savunuyorsa Şam ile mutlaka görüşmesi gerektiğini belirten Pekin, “Niye Şam ile görüşmesi lazım çünkü ana aktörlerden birisi. Şam rejimi, hemen hemen ülkesinde yüzde 65-70’ini kontrol ediyor. Rusya ve İran da ‘görüşün yoksa işgalcisin’ diyor Türkiye’ye. Ve Türkiye mutlaka Şam ile görüşmeli ki siyasi çözümde gerekenleri yaptırma olanağı olsun diye değerlendiriyorum” ifadesini kullandı. Bu noktada Türkiye’nin Beşar Esat’a tepkisini anladığını ancak siyasi çözüm için Şam ile görüşülmesi gerektiğini kaydeden Pekin, işbirliğine engel olarak Esat faktörü öne sürülse dahi asıl sorunu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) olarak işaret etti. Türkiye ÖSO’yu desteklediği için Şam ile diyalogda sıkıntı olduğunu vurgulayan Pekin, belki bu noktada Şam’dan ÖSO’ya af çıkarması talebinde bulunulabileceğini belirterek, “Asıl sorun Türkiye, Suriye’de orada ÖSO adına Müslüman Kardeşler’in de iktidarda söz sahibi olmasını istiyor. Asıl Şam ile görüşme sorunu budur” diye konuştu

Pekin, ABD’yle yürütülen “güvenli bölge” müzakeresi konusunda umutsuz olduğunu da belirterek, Washington yönetimi tarafından orada “Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altındaki Kürt yapısını korumaya dönük tutum takınıldığını” belirtti.

‘Suriye’de çözüm için Esat rejimiyle diyalog kurulmalı’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da geçen hafta İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Suriye Konferansı’nda Ortadoğu’daki gelişmeleri ele aldıklarını vurgulayarak, Suriye’de çözüm için Beşar Esad rejimiyle diyalog kurulması gerektiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu dün TBMM’de yaptığı açıklamada, “Suriye’de barış istiyorsanız, kan akmasın istiyorsanız Ankara ile Şam arasındaki yol barışa giden en kestirme yoldur. Suriye’nin geleceğine, ancak Suriye halkı karar verir. Başka bir ülkenin içişlerine karışmamalıyız” yönündeki konferans sonuçlarını anımsattı. Türkiye’nin Suriye politikasında ABD ile Rusya arasında savrulmaması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “ABD ile Rusya’nın çıkarları arasında savrulmamak için toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilkelerine dayanan bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye’nin bütünlüğünü korumalıyız, egemenliğini sağlamalıyız, demokratik süreç içinde demokrasinin gelişmesi için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeliyiz ama sakın ola ki iki egemen güç arasında savrulmamalıyız” dedi.

Kılıçdaroğlu, Suriye yönetimi başta olmak üzere uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu bütün aktörlerce kabul edilmiş kişilerle diplomatik süreçleri etkin kılmak gerektiğini de söyledi. Suriye’nin yeniden güvenli bir ülke olması sağlandıktan sonra sığınmacıları geri gönderme politikası izlenmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Normalde bunu yapması gereken iktidar ama iktidar ABD ile Rusya arasında savrulan bir görüntü veriyor. ABD’ye gidiyor ayrı telden, Rusya’ya gidiyor ayrı telden ve dolayısıyla Suriye’de kan akıyor, en büyük bedeli de Türkiye ödüyor. Her vatandaşımız, özellikle de AK Partili kardeşlerimiz iyi bilmeli ülkenin çıkarlarını biz mi savunuyoruz, yoksa ABD ile Rusya arasında savrulan bir yönetim mi savunuyor? Kim savunuyor? Bir taraftan silah alacaksınız, dönüp öbür taraftan bizi desteklesin diye onlardan da silah alacaksınız. Suriye’de adam ölmüş, çocuklar, kadınlar ölmüş onların umurunda değil ki. Onlar, başka işlerin peşindeler ve siz de ona teşne oluyorsunuz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü evet koruyalım, Güvenli bölge evet olsun ama güvenli bölgeyi Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmak yerine tahkim edip, güçlü bir şekilde koruyabilseydiniz o alanı, bugün ‘Suriye’nin doğusu’ diye bir şey olmazdı. Öngörülemez, savrulan bir politika Türkiye’yi bu noktaya getirdi. Kendi vatan toprağından türbe kaçıranlar, şimdi kahraman kesiliyorlar. Bu benim ağrıma gidiyor. Türkiye, Ortadoğu politikasında bir batağa saplanmış durumda. Buradan Türkiye’yi çekip çıkarmak istiyoruz” diye konuştu.

VOA

Ayrıca...

Çin’in toplama kampları nedeniyle Doğu Türkistan nüfusu hızla azalıyor

Avustralya’da yayın yapan Mercatornet’in hazırladığı rapora göre, ülkedeki Uygur nüfusu, bu kampların kurulduğu 2017’den bu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir