Cumhurbaşkanı Erdoğan, krizin faturasını kadın ve çocukların ödedeğini belirtip, Avrupa’a gitmek için sınıra yığılan mültecilere işaret etti, Türkiye-Yunanistan sınırında yaşananlara değindi, yaşananları torununa da anlattığı belirtti:
– Yunan askerleri o botları şişleyerek egenin dalgalarına onları bırakırken anneler ve çocukları ölüm kalım mücadelesi orada vermiyor mu?
– Batının bütün bunlar karşısında yüreği yanıyor mu hayır. Sesi çıkıyor mu hayır.
– Suriye’de 9 yıldır süren insani krizde hayatını kaybeden 1 milyon insandan önemli bir bölümü kadın ve çocuk olduğu halde maalesef hiçbir ülkenin bu konuda hassasiyeti yok. Sadece laf laf laf…
– O 3-5 yaşındaki yavruları görüyorsunuz değil mi. Yunanistan sınırına giderken o tarla içinde düşe kalka o yavrunun nasıl sınıra doğru yürüdüğünü herhalde izlemişsinizdir.
– Torunuma da onu gösterdim. “Senin gibi düşüyor kalkıyor. Neden biliyor musun o kötü amcalardan kurtulmak için” dedim.
– Ey Yunanistan bu insanlar sende kalmayacak. Sende gelip geçecek Avrupa’nın bir başka ülkesine gidecek.
– Biz size dedik. Böyle giderse kapıları açacağız. Siz inanmadınız.
– Ey Yunanistan sana sesleniyorum sen de kapılarını aç, ki açtılar, gitsinler Avrupa’nın diğer ülkelerine.
Erdoğan, “Vicdanları nasır tutmuş bir dünyanın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlaması tam bir riyakarlıktır” deyip 8 Mart’ın gerçekte ne zaman kutlanacağını şu sözler ile izah etti:
– Ne zaman ki 8 Mart’ı belirli bir kesimin değil tüm kadınların meselelerinin konuşulduğu bir tarih haline getirirsek işte o zaman gerçek kadınlar gününe kavuşmuş olacağız.
Ajanslar