Köklü Değişim yazarlarından Mustafa Küçük, Al-Raya Gazetesi’nden Prof. Hamd Tabib (Kudüs)’in “Coronavirus ve Dünya Ekonomisine Etkisi” başlıklı makalesini sizler için tercüme etti. İstifadenize sunuyoruz.
Coronavirus ve Dünya Ekonomisine Etkisi
Dünya ekonomisi bozuk kapitalist sistemin egemenliği altında örümcek ağından daha zayıf bir durumdadır. Zira güçlü ya da zayıf herhangi bir mâli sarsıntı dünyanın tüm ekonomilerini olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Nitekim borsa hisse senetlerine ve petrol, altın ve uluslararası havayolları gibi hayati mal ve hizmetlerin fiyatlarına tesir etmektedir. Bu ekonominin olumsuz özelliklere sahip olmasının kuşkusuz birçok nedeni vardır. En önemlilerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Ticaret ve döviz bozdurmak için küresel bir mikyasın benimsenmesi ve dünya ülkelerindeki tasarrufların büyük bir kısmının bu mikyas baz alınarak yapılmasının benimsenmesi: Zira bu mikyas sabit bir altın veya gümüş temeline/rezervine veya değeri bizatihi kendinden kaynaklanan ayni bir şeye dayanmayan “dolar”dır. Bu küresel dengesizliğin, ekonomik şoklar sırasında dünya ekonomisi üzerindeki etkisini birçok kez gördük. Ayrıca dünya ülkelerinin özellikle de büyük ülkelerin, Amerika’nın süregelen hegemonyasından çok sıkıntı çektiklerine ve doların egemenliğinden kurtulmak için defalarca teşebbüste bulunduklarına, buna karşılık çok az sonuç alabildiklerine şahit olduk.
2- Dünya finans piyasaları arasındaki bağlantı: Nitekim piyasalarda herhangi bir sarsıntı meydana geldiğinde tüm dünyaya yıldırım hızıyla yayılmaktadır. Bu dengesizliğin nedeni, bu piyasaların istikrarlı bir nakit teminatından yoksun olmaları ve onları istikrarlı kılacak hiçbir sabit değere dayanmamalarıdır. Bu piyasalarda tedavüle sokulan hisse senetlerinin ve tahvillerin çoğu birer sayıdan ibaret ve bu sayıların çoğu da birer varsayıma dayanmaktadır. Kaldı ki, irili ufaklı bazı ülkelerde daha önce sarsıntılar yaşanmış ve bu da söz konusu ülkelerin siyasi haritadan neredeyse silindiği yıkıcı bir küresel sarsıntıya neden olmuştu.
3- Amerika’nın ekonomik olarak dünyaya hâkim olması ve onu kontrolü altında tutması: Bilindiği gibi Amerika, ekonomik boyutundan çok daha büyük olan siyasi ve askerî faaliyetlere sahip bir ülkedir. Altın, gümüş veya ayni eşyalar bazında gerçek bir karşılığı olmadan önemli ölçüde hazine kâğıtları basması ve zayıf ulusal üretimini aşan iç harcamalarda bulunması nedeniyle ticaret dengesinde ve genel bütçede büyük bir açıktan mustarip bir ekonomiye sahiptir. İşte bütün bu çıkmazlarla baş edebilmek için Amerika tüm kirli yöntemlere, yıkıcı savaşlara ve tehditlere başvurmaktadır. Zira bu kirli yöntem, tehdit ve yıkıcı savaşlar olmazsa Amerika’nın ölüme mahkûm olması kaçınılmazdır.
4- Amerika’nın petrol gibi hayati malları kontrol etmesi ve aynı zamanda sanayileşmiş ülkelerin hayati ürünlerini sağlandığı küresel pazarları yönetmesi: Bu durum sanayileşmiş ve tüketici konumundaki ülkeleri büyük ölçüde etkilemiş ve onları Amerikan hegemonyasının merhametine terk etmiştir.
5- Pazarları, üretimi ve ihracatı bozan, ayrıca finansal piyasalardaki dalgalanmalar ve petrol ve altın gibi hayati mallar üzerinde olumsuz etkiye neden olan günümüzün yıkıcı ticaret savaşları
“Coronavirus” denilen hastalığa gelince; her geçen gün genişleyen yeni bir küresel ekonomik krizi ortaya çıkarmıştır. Uluslararası Para Fonu yöneticisi Kristalina Georgieva geçen Şubat ayında şunları söylemiştir:
“Yeni Corona virüsünün kontrolüne ilişkin belirsizlik 2020 boyunca daha olumsuz senaryoları göğüslemek için hazırlık gerektirmektedir. Nitekim salgın nedeniyle Çin’in ve dünyanın tüm ülkelerinin ekonomik büyümeleri üzerinde olumsuz etkiler yapması beklenmektedir.” Georgieva, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen maliye bakanları ve merkez bankaların müdürlerinin katıldığı G20 toplantısının kapanışında yaptığı konuşmada şunları ekledi:
“Daha olumsuz senaryolara hazırlanmak akıllıca olacaktır…” Kristalina Georgieva şuna dikkat çekti: “Virüsün patlak vermesiyle ortaya çıkan artı riskler nedeniyle ülke ve şirketler, yüksek borç seviyelerinden kaynaklanan yüksek seviyeli risklerden veya finansal koşullarda meydana gelecek beklenmedik bir sıkılaşmadan etkilenebilecektir…”
Çin Ekonomisti Julian Evans-Pritchard kapitalist ekonomi hakkında şöyle demektedir: “Virüsün hızla yayılması, bu çeyrekte ekonomiyi bozacağına dair şüphe olmadığı anlamına gelmektedir.” OANDA’nın Borsa Başanalisti Edward Moya ise şöyle demektedir: “Bazıları 2020’nin ilk çeyreğinde Çin GSYİH’sinin %1 veya daha fazla düşmesinden endişe ederken, seyahat yasağının ekonomi üzerinde önemli bir etkisi olacağına dair korkular artmaktadır.”
Bu virüsün ortaya çıkmasının havayolları üzerinde de olumsuz etkileri olmuştur. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) şunları söylemektedir: “Coronavirus nedeniyle havayolları bazında kaybedilecek olan toplam küresel gelir 29,3 milyar dolar olması muhtemeldir.” Virüs salgınının etkisine ilişkin Birliğin yaptığı ilk değerlendirmesinde şunlar kaydedildi: “Asya Pasifik bölgesindeki havayolları için yolcu talebinde %13’lük bir muhtemel kayıp ön görülmektedir.”
Ayrıca bu salgının petrol fiyatları üzerindeki etkisine gelince; yatırımcının Corona virüsünün Çin’deki petrol talebi üzerindeki etkisi hakkındaki endişeleri nedeniyle petrol fiyatları, Ocak 2019’dan bu yana en düşük seviyesine ulaşmıştır. Nitekim Brent tipi ham petrolün fiyatı varil başına 53.3 dolara düşerken, ABD ham petrolünün fiyatı 50 doların altına düşmüştür. Böylece petrol fiyatları, geçtiğimiz ay kaydedilen en yüksek seviyeye kıyasla %20’den fazla düşmüş oldu. Uluslararası kurumların beklentileri, Corona virüsünün Çin’deki talebi günde 260 bin varil azaltacağı, hastalığa yakalanmayı engelleyen bir aşıya erişimin olmaması halinde zayıf talebin derinleşmesinden korkulduğu yönündedir.
Çin, günlük ortalama 10 milyon varil ile dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısıdır. Diğer taraftan günlük ortalama 13,2 milyon varil ile ikinci en büyük tüketicidir.
Altın fiyatları üzerindeki etki gelince; altın, kurban sayısı her gün artan ve toplamda 2000 kişiyi aşan Corona virüsünün patlak vermesinin ekonomik etkileri hakkındaki devam eden endişelerin oluşturduğu atmosferde, güvenli bir liman arayan yatırımcıların yönelişleri onu bir hafta içinde en yüksek seviyesine çıkarmış oldu.
Ekonomist Mustafa Nassar şunları söylemektedir: “Virüsün pazar üzerindeki etkisi konusunda hâlâ çok fazla belirsizlik mevcuttur. Ölümlerde ve hastalığa yakalananların sayısında bir büyüme görmemizle birlikte ekonomik sonuçlar hâlâ net değildir. Bu da önümüzdeki dönemde altına olan talebin artacağına dair kanaati desteklemektedir.”
Bu ve diğer olaylar, açık ve net bir ekonomik gerçekliği bütün dünyanın gözü önüne sermektedir. Bu gerçeklik şudur:
Kötü ve bozuk temellere dayandığı için dünya ekonomisi bir örümcek ağından daha zayıf bir durumdadır. Bu bozuk temellerden birincisi şudur:
Bu ekonominin kökleri, direk ve iktisadi sütunları yoktur. Özellikle para sistemi -daha önce de belirttiğimiz gibi-, yanlış, gerçek dışı sanal bir sistemdir. Böylece bu bozuk nizamı kökünden söküp atmanın ve yerine Rabbani olan nizamı yerleştirmenin bir ihtiyaç olduğu şeklindeki en önemli gerçek dünyanın gözü önüne durmaktadır.
Bir önceki kriz olan (2008 Mortgage krizi) ışığında, dünya ekonomisini tuzaklarından ve krizlerinden kurtarabilecek olan yegâne ekonomik sistemin İslâm ekonomik sistemi olduğu gerçeğini birçok insan dile getirmiş ve birçok kalem yazmıştı.
Bu, küfre ve bozuk nizamına şahitlik yapan yüce Rabbimizin şu sözünü bize hatırlatmaktadır:
أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَٰنَهُۥ عَلٰى تَقْوٰى مِنَ ٱللَّهِ وَرِضْوَٰنٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَٰنَهُۥ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَٱنْهَارَ بِهِۦ فِى نَارِ جَهَنَّمَ ۗ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
“Binasını takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak ve O’nun rızasını kazanmak) temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir çukurun kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.” [Tevbe 109]
Yine Allah Celle Celalehu şöyle buyurmaktadır:
مَثَلُ الَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْلِيَٓاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِۚ اِتَّخَذَتْ بَيْتاًۜ وَاِنَّ اَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
“Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!” [Ankebut 41]
Yüce Allah’tan bu sarsıntıları dünyanın içine düştüğü dalaletten ve ziyandan kurtulmasına bir vesile yapmasını niyaz ediyoruz.
Köklü Değişim