İdlib’de yaşayan halk, katil Rusya ve Esed rejimi saldırılarında enkaz haline gelen evlerin arasında iftar yapıyor.
Suriye savaşı, 1 milyondan fazla kişinin yaşamını yitirmesine ve ülke içinde ve dışında olmak üzere toplamda nüfusun yarısından fazlasının yerinden edilip göç etmesine sebep oldu.
Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre ölümlerden ve mültecilerden geride kalan Suriye halkının ise büyük kısmı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suriye’de gıda fiyatları sadece bir yıl içerisinde yüzde 107’lik bir artış gösterdi.
Rusya ve Esed rejiminin vahşi saldırıları ve tüm savaşa zorlukları, Suriyeli ailelerin bir araya gelerek iftar açmasını engelleyemedi.
Görüntülerde, İdlib şehrinin güneyinde bulunan Eriha kasabasında Suriyeli bir ailenin, savaşta yıkılan evlerinin kalıntıları arasında hep birlikte iftarını açtığı görülüyor.
İdlib’de Durum
Türkiye, Rusya ve İran’ın katıldığı Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam’daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 “gerginliği azaltma bölgesi” oluşturuldu. Rusya’nın desteklediği Esed rejimi ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3’ünü yine Rusya’nın hava desteğiyle ele geçirdi ve İdlib’e yoğunlaştı. Hatta Türkiye, muhalifleri kontrol ederek ağır silahların toplatılması ve
“Gerginliği azaltma bölgesi” anlaşmasına aykırı hareket edilmesine rağmen Türkiye, Rusya ve Esed saldırılarına sessiz kaldı.
Rejim güçlerinin Eylül 2018’de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018’de ateşkesi güçlendirmek için Soçi’de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019’da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.
“Rusya, Türkiye ve İran” arasında gerçekleşen her toplantı katil Esed rejiminin önünü açtı. Okul, hastane, sağlık ocağı, fırın, çarşı ve kalabalığın yoğun olduğu pazar yerlerinde onlarca katliam gerçekleştirildi.
Esed ve destekçileri bu çerçevede İdlib’in önemli ilçelerinin yanı sıra güneyi ve güneydoğusu, Hama’nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep’in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi. Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib’e saldırılarında 1800’den fazla sivil can verdi. Ocak 2019’dan itibaren yaklaşık 2 milyon sivil göç etti.
Türkiye ve Rusya, 12 Ocak 2020’de ateşkesin başlaması için mutabık kaldı ancak Rusya ve Esed rejimi, ateşkesi hiçe sayarak İdlib’deki saldırılarını sürdürdü.
5 Mart’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus lider Vladimir Putin, Moskova’da yeni bir mutabakat yaptı. Mutabakat sonrası M5 karayolu tamamen Esed kontrolüne geçerken, M4 karayolunun rejim tarafından kontrol edilebilmesi için gerekli hazırlık aşamaları gerçekleştiriliyor.
ABD’nin liderliğinde Astana üçlüsü olarak bilinen “Rusya, Türkiye, İran” arasında gerçekleştirilen “Astana, Soçi, Ankara ve Tahran” anlaşmaları neticesinde Suriye de muhaliflerin elinde olan bölgeler Esed’in kontrolüne geçti.
Muhaliflerin elindeki son toprak parçası İdlib’in de tamamen Esed rejiminin kontrolüne geçmesi yönünde “Astana üçlüsü” tarafından siyasi, hukuki, toplumsal ve bölgesel bir çalışma yürütülüyor.
Ajanslar