Hizb-ut Tahrir’den Trump’un ABD Başkanı Seçilmesi Hakkında Açıklama

وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ أَكَابِرَ مُجَرِمِيهَا لِيَمْكُرُواْ فِيهَا وَمَا يَمْكُرُونَ إِلاَّ بِأَنفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

“Böylece biz, her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmaları için, günahkârlarını liderler yaptık. Onlar yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar.” ^{[Enam 123]}

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, tüm dünyada yankı uyandırdı. Avrupa, Asya ve Amerika piyasalarında şok etkisi yarattı. Almanya Başbakanı Merkel, çekincelerini dile getirerek demokratik ilke ve değerlere saygılı olması koşuluyla işbirliğini sürdürebileceklerini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı da Trump’un ortak değerlere aykırı açıklamalarına ilişkin çekincelerini ifade ederek seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere Avrupa Dışişleri Bakanlarını toplantıya çağırdı.

Ey Müslümanlar! Trump’un başkan seçilmesi bizim için ne anlama geldiğine gelince, küfrün başı Amerika’nın İslam’a ve Müslümanlara yönelik düşmanlığında elbette yeni bir şey olmayacak. Demokratik Partili Obama ya da selefi Cumhuriyetçi oğul Bush Müslümanlar dostu muydu? Amerikan politikaları, Beyaz Saray yöneticileri üzerinden yürütülmektedir. Bu politikalar, ülkemize egemen olmak, zenginliklerimiz ve kaynaklarımızı yağmalamak, çağımızın ceberut yöneticilerini desteklemek, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti altında Müslümanların vahdetini önlemek için köklü düşmanlıklar ve süregelen tuzaklar dışında bize ne kazandırdı ki?

George Bush, Afganistanlı Müslümanlara karşı topyekûn savaş yürüterek tüm Müslümanlara karşı Haçlı Savaşı ilan etmişti. Irak Savaşı, onun Irak’ı yerle bir etme niyetinde olduğunu göstermiştir. 2009 yılında Ankara ve Kahire’de, 2010 yılında da Jakarta’da Müslümanlara yönelik konuşmalar yapan Obama ise Suriye devrimini bastırmak için Şam kasabına mutlak destek bildirerek azı dişlerini gıcırdattı. Obama, muhalefet saflarındaki iken George Bush’un insansız hava aracı kullanımını şiddetle eleştirirken başkanlığı sırasında drone saldırılarına ivme kazandırmıştır. Afganistan, Pakistan, Irak, Yemen, Somali, Suriye gibi tüm İslam ülkelerinde ölüm, yıkım ve korku yaymıştır…

Evet, biz, İslam akidesi zaviyesinden olaylara bakıyoruz. Bu yüzden Amerikan yöneticilerinde İslam ve Müslümanlara yönelik köklü düşmanlık dışında bir şey göremiyoruz. Beyaz Saray yöneticilerinin yüzeysel değişimi bir şey ifade etmez. Köklü gerçek şudur ki Amerika, İslam ve Müslümanlar ile mücadele konusundaki sapkın politikalarına devam edecektir. Görünürdeki ceberuta bakılmaz. Zira ceberut daimi değildir. Batıl, elbette yok olacaktır. Bu günler, insanlar arasında dönüp durur. Müslümanlar, Rabbe imana sımsıkı sarılıp Allah rızasını fani dünyaya tercih ettiklerinde ve Şeriatı uygulamak için çalışarak Allah’a yardım ettiklerinde, insanlığı Amerikan belasından kurtaracaklardır. İnsanları da küfrün karanlıklarından İslam’ın aydınlığına, kapitalist uygarlığın zulmünden İslam’ın adaletine, dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine çıkaracaklardır. Bu, Allah’ın bir vaadidir. Onun vaadi ise haktır. Umarız bu, çok yakındır.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]}